Sona Varış Part 2

1.4K 83 32
                                    

Bölüm geç geldiği için üzgünüm ama ilham gelmiyor arkadaşlar. Bu bölümü zorla yazdım resmen.

Ve belirtmek istiyorum hikaye sonu geliyor. Bu bölümden sonra zaman atlaması olacak. Daha doğrusu zaman atlamaları diyelim biz ona ve bu zaman atlamalarını cidden seveceksiniz. Neyse size iyi okumalar

Ayrıca  ben hikayeyi yazarken Care ve Stefan arasında sadece öpüşme olmuştu. Hikayede de bu durum geçerli. Kısaca benim hikayemde Care ve Stefanın arasında bir şey olmadı sadece öpüştüler

Caroline:

Gözlerimi açtığımda herkesin meraklı gözlerle bana baktığını fark etmiştim. Bense onlara boş gözlerle bakıyordum. Tıpkı hissettiğim gibi... Bomboş...

"Caroline bir şeyler söyler misin?" diye konuşmaya başladı Klaus. Ne söylemem gerekiyordu. 'Hey ben Caroline, duyguları olmayan kız. Beni sevmeyeceksiniz ama zaten bunu isteyen de yok' mu demeliydim. Çünkü demek istediğim şey tam olarak buydu.

"Ne hissediyorsun?" diye olaya girdi Stefan. Hmm düşünmem lazım. Ne hissediyorum ne hissediyorum. Aha buldum. Hiçbir şey.

"Sence ne hissediyor olabilirim Stefan. Hisleri kapalı olan birisi ne hissediyorsa onu hissediyorum işte. Hissizlik."

Stefan cevabım üstüne yüzünü assa da yaptığı şey pek de umrumda olmamıştı. Hani vampirler duygularını kapattıklarında hiçbir şey hissetmezler ya aslında bu tam olarak doğru değil. Biz duygularımızı kapatınca genellikle duyguları olan kişilerin acı çekmesini isteriz ve bundan haz duyarız. Nedenini bende bilmiyorum. Bir nevi sadist duygular hissederken sizi güçsüzleştiren o zayıf duyguları sıfırlamış oluyorsunuz. Aslında olay çok basit. Ve ben şuan bu bahçede bulunan herkesin acı duymasını istiyordum. Özellikle de Klaus'un...

Klaus hala şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ne acı ama... Sevdiği kız şuan duyguları olmayan bir yaratığa dönüşmüş durumda ve onun bunu değiştirmeye gücü yetmiyor. Aciz ve acınası bir durum. Bu hoşuma gitti işte...

"Caroline aşkım iyi misin?"

"Bir düşünmem gerek. Psikopat birisi tarafından duygularımı kapatmaya zorlandım ve şuan hiçbir şey hissetmiyorum. Ve hiçbir şey hissetmemek cidden çok güzel"

Klaus bana yaklaşıp elimi tuttuğu anda ona içtenlikle dolu sahte bir gülümseme gönderdim.

"Cidden bir şey hissetmiyor musun?"

Ay bu Klaus ya çok salak ya da benim mükemmel olduğumu filan sanıyor. Hissetmiyorum işte. Bunu daha kaç farklı şekilde söyleyebilirim ki? Ama biraz da olsa eğlenmeye hakkım var öyle değil mi?

"Sana olan hislerim o kadar kuvvetli ki bunları bastırmam imkansız" dedim Klaus'a ardından da ayak ucumda yükselip onun dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Bu öpücüğün güzelliğini hissedememek beni üzmüştü. Sanırım bunu hissedemediğim için şanslı sayılırdım.

Öpücük nihayet sonlandığında ona sıkıca sarılmıştım. O ise sarılmama karşılık vermemişti.

"Cidden Caroline, bu numarayı yutacağımı mı sandın? Beni kandırmak o kadar kolay değil" dedi Klaus haince sırıtarak. Bende sinirle onu itip kendimden uzaklaştırdım.

"Ah öyle mi? Cidden üzüldüm şuan. Duygularım kapalıyken üzülmem ne kadar mümkünse tabi. Bir şeyler hissetmemek cidden mükemmel bir durum. Size de tavsiye ederim." Dedim alayla ardından da sinir bozucu bir şekilde Klaus'a göz kırptım.

"Bu kadar yeter, onu mahzene filan kapatacağım" dedi Klaus ve bana doğru hamle yaptı. Ne kadar da kaba davranıyor. Sanki kötü bir şey yapmışım gibi.

Yeni Bir Başlangıç (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin