Caroline:
Gördüğüm manzara karşısında şoka uğramıştım. İçeri girdiğim anda gördüğüm şey Klausun sarışın bir kadınla öpüştüğüydü. Aslına bakarsanız bunda şaşılacak bir şey yoktu. Klausun kendine özgü bir cazibesi vardı. Özellikle ruhunuzda müzik etkisi yaratan İngiliz aksanı onu daha da çekici bir hale getiriyordu. Sonuç olarak bir kadının ondan etkilenmesi çok da zor bir şey değildi. Şaşırmamın nedeni bu değildi. İçten içe kıskandığımı fark ettim ama bunu kabul etmek istemiyordum. O sırada Klaus ikinci kez "Caroline" dedi. Görünüşe göre o da benim kadar şaşkındı.
-Burada ne arıyorsun?
Burada ne arıyorum? Güzel soru ama yanıtı henüz kendim bile bulamamıştım. Annemin ölümü canımı o kadar çok yakmıştı ki ayaklarım beni buraya, bu lanet olası şehre sürüklemişti.
-Ben şey.. Yalnızca buradan geçiyordum ve uğramak istemiştim ama sanırım yanlış bir zamanda gelmişim. Merak etme bir daha böyle bir hata yapmam.
Arkamı dönüp son hızla odadan çıktım. Ne yaptığım farkında değildim. Neden buraya gelmiştim. En azından gelmeden önce haber vermeyi akıl edememiştim ama evin kapısına gelene kadar ben bile buraya gelmek istediğimden emin değildim. Her şey o kadar hızlı ilerlemişti ki. Kapıda Elijah ile karşılaşmıştım ve ona Klaus'un nerde olduğunu sormuştum. Şaşkınlık dolu bir ifade ile bana odasını tarif etmişti. Peki neden odasında bir kadın olduğunu bana söylememişti. O söylememiş olsa bile benim yaptığımda bir mantık var mıydı? Kapıyı çalmadan odaya dalmıştım. Onu daha uygunsuz bir şekilde de yakalayabilirdim. O sırada arkamdan gelen ayak seslerini işittim ama durmaya niyetim yoktu. Bir an önce bu lanet yerden gitmek istiyordum. O surada Klaus beni bileğimden yakaladı.
-Caroline bekle.
Arkamı dönüp Klausa baktım.
-Bak. Buraya gelmekle hata ettim tamam mı? Bunu yüzüme vurmana ihtiyacım yok. Hayatına devam etmene sevindim.
-Caroline beni dinler misin? Hayatıma devam ettiğim filan yok. Orada gördüğün şey hiçbir şeydi. Eğer senin geleceğini bilseydim.....
-Eğer benim geleceğimi bilseydin ne? Telefon rehberindeki kızları arayıp bugün başka bir sarışınla randevum var diyip randevularını iptal mi ederdin?
Bir an için ağzından çıkan şeylerin farkına varmamıştım. Az önce resmen Klausu kıskanmıştım ve bunu dile getirmiştim. Klaus da bunu fark etmiş olacakki yüzünde muzip bir sırıtış belirdi.
-Herneyse bunun önemi yok. Zaten buradan gidiyorum.
Az önce masanın kenarına koyduğum valizimi elime alıp kapıya yöneldim. Klaus tekrar beni durdurdu.
-Nereye gittiğini sanıyorsun. Senden uzak durmamı istedin ama anlaşılan sen benden uzak duramıyorsun. Benim Mystic Falls'a gelmemi istememiştin ama şimdi sen kendi ayaklarınla benim yanıma geldin ve gitmene öylece izin vereceğimi mi sanıyorsun?
Söylediği şeyler sinirimi bozmuştu çünkü haklıydı. Ama yine de buradan gidecektim. Arkamı döndüğüm sırada Klaus valizimi tuttu ve son hızla duvara fırlattı.
-Gitmene izin vermiyorum.
O sırada valizimdeki bütün eşyalar etrafa saçıldı. Klaus'un bana verdiği mavi elbiseyi özenle valizimin üstüne yerleştirmiştim. O da diğer eşyalarım gibi yere düşmüştü. Klaus kafasını çevirip baktığım yöne baktı ve elbiseyi fark etti. Ah salak kafam neden o elbiseyi yanıma almıştım ki! Vampir hızıyla hareket edip eşyalarımı valizime geri koydum. Mavi elbiseyi ise özellikle orada bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Başlangıç (Klaroline)
FanficCaroline annesini kaybetmenin acısıyla her şeyi geride bırakmaya, Mystic Falls'tan ayrılmaya karar vermiştir. Çareyi ise kendisine büyük acılar yaşatmış Klaus'un yanına gitmekte bulur. Ama bilmediği bir şey vardır. Klaus'un durumu Caroline'ın sandığ...