Yeni Bir Başlangıç (Klaroline)

Değişim

Arkadaşlar artık gerçekten bıktım. Bazı kötü mesajlar alıyorum ve bu yüzden yazmayı bırakıyorum. Keşke biraz saygılı olabilseler ama saydı denen bir şey yok bunlarda. Ayrıca fazla okunmuyor ve bu yüzden üzülüyorum. Ben 3 tane hikaye yazıyorum bu yüzden zorlanıyorum ama karşılığını alamıyorum bu yüzden artık yeni bölüm yazmayacağım. Hikayeyi silme ihtimalim de var.

Neyse fazla uzatmadan tabiî ki de bir nisan şakasıydı hepsi. Tabiî ki de yazacağım ve hepinizden de iyi tepkiler alıyorum. :D umarım kızmamışsınızdır ama yapmasam olmazdı. Neyse hikayeye geçiyorum.

Klaus:

Sabah kalktığımda Caroline yanımda değildi. Aşağı indiğimde onu Stefanla bir şeyler konuşurken görünce sinirlendim. Bu kız beni deli ediyor. Bir de kısacık şort giymiş. Stefan'ın yanından ayrılıp Elijah'nın yanına gitti. Cidden bu kadarı fazla.

Sinirlendiğimi belli etmemek için Hope'un odasına girdim. Hayley Hope'un odasındaydı. Bugün Hayley saçlarını başka türlü toplamış ve bu ona cidden çok yakışmış. Yanına gidip Hope'u kucağından aldım. Ah Hayley'ın gözleri ne kadar güzel. Eğer Caroline burada olmasa Hayley ile olabilirdim. Tabi Jackson ve Elijah'da var işin içinde. Gerçi Jackson'dan kurtulmak iki dakikamı almaz.

O an bir şey oldu. Uzun süredir Hayley'e karşı bastırdığım duygular(!) gün yüzüne çıktı ve onu öptüm. O da beni öptü. Demek ki o da beni seviyor.

Biz öpüşürken Caroline odaya girdi. Bizi öyle görünce bana tokat attı. Bende sinirlenip yatak başından bir kazık yapıp Caroline'ın kalbine soktum ve "This is Sparta" diye bağırıp ona tekme attım. Caroline'ın cansız bedeni yerdeyken Hayley'i kucağıma alıp, onu dağa kaçırdım ve ikimiz kurt formunda çiftleştik. Hayley bir batında beş çocuk doğurdu. Ortancasının ismini Caroline koyduk

-MUTSUZ SON-

Sonuna kadar okuduysanız sizi tebrik ediyorum. Tabikide şaka. Ama şakası bile hoş değilmiş onu fark ettim. Lütfen fazla sövmeyin bana. Neyse çok uzattım. Yeni bölüm aşağıda. İyi okumalar :D :D

Multi: Ünlü bahçe salıncağımız :D

Klaus:

Hope'u odasına bırakıp Caroline'ın yanına döndüğümde uyuduğunu gördüm. Daha doğrusu uyuyor numarası yaptığını. Bu kadar zaman birlikte uyuduğumuzdan bunu ayırt edebiliyordum. Yanına gidip uzandım ve ona sarıldım. Tepki vermeyince 'acaba cidden uyudu mu?' diye düşünüp ayağımı onun üstüne attım.Bu benim onun uyuyup uyumadığını kontrol etme şeklim. Eğer uyuyorsa tepki vermiyor. Uyumuyorsa mutlaka bir tepki gösteriyor. Yerinde huzursuzca kıpırdanınca uyumadığını anladım. Yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Ayağımı çekip, uyuması için onu rahat bıraktım. Bugün onu kıskandığımı düşündü. Elbette onu kıskanıyorum. Acaba kendi güzelliğinin farkında değil mi? Etrafa nasıl bir ışık saçtığından, ne kadar mükemmel birisi olduğundan haberi yok mu?

Bu düşünceler arasında ona daha da sıkı sarıldım. Kokusunu içime çektim. Boynuna ufak bir öpücük kondurdum. Sonra da gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.

Sabah her zamanki rutin bozulmadı. Ya Katherine, yada Rebekah'nın sesi ile uyanıyorduk. Bu seferki farklı bir sesti. Hayır, Katherine'e benziyordu ama sesindeki alaycı çekicilikten eser yoktu.

-Caroline hadi uyan.

Gözümü açtığımda Elena ile göz göze geldik.

-Klaus üzgünüm. Şey ben... Caroline'ı uyandırmaya çalışıyordum.