Bölüm 15

30 4 0
                                    

          Saat 12 olmuştu. Bekleme odasının olduğu 4.kata çıktım. Daha sonra vazgeçip muhafızların dinlenme odasına yöneldim. Öncelikle prens Alex'in bilgilerini kontrol etmem gerektiğini düşündüm. Kapıyı açtığımda bir kaç muhafız vardı. Ayağa kalkıp beni selamladılar. Arkadan Christopher'da gelmişti. 

-Majesteleri, bir şeye mi ihtiyacınız vardı?

-Aaa Christopher, bana yardım etmen gerek. Prenslerin bilgilerine bakmam gerekiyor.

-Elbette-sağ kapıyı göstererek-bu taraftan leydim, dedi. Birlikte içeri giridik. Her prens için ayrı hazırlanmış dosyalar bulunuyordu. Tam karşımda prens Alex'in dosyası vardı. Hızlıca dosyayı elime aldım ve incelemeye başladım. Christopher'un beni izlediğini fark ettim. Gülümsemiştim. Neden odadan çıkmadığını anlamıyordum. Arkamı dönüp bir sandalye çektim ve oturdum. Prensin küçüklüğüyle ilgili hiç bir bilgi yoktu. Ayrıca hangi krallığın prensi olduğuda yazmıyordu.

-Ne kadar ilginç, dedim kendi kendime.

-Bir sorun mu vardı leydim? diye sordu Christopher. Ayağa kalkıp dosyayı elime aldım ve Christopher'ın yanına gittim.

-Şuna baksana Christopher, Prens Alex'in bilgileri eksik yazılmış, dedim.

-Bu dosyanın Prens Alex'e ait olduğundan emin misiniz leydim?

-Tabi ki de! dedim. Her neyse dosyayı alabilirim öyle değil mi?

-Elbette leydim.

-O halde gitmem gerek. Hoşçakal, dedim.

-Kendinize dikkat edin majesteleri, dedi imalı bir şekilde. Ona bakmıştım. Bir şey biliyordu ve söylemiyordu sanki. Gülümseyerek:

-Tabi, sende kendine dikkat et,, dedim. Odadan çıktım ve 4.kata yöneldim. Bekleme odasında Gloria Krallığının geçmişi vardı. Ayrıca kralların ve ailesinin isimleri de vardı. Elimde Alex'in bilgileriyle beraber bekleme odasına gittim. Dosyayı masanın üzerine bıraktım ve Butterfly ailesinin kitabını aramaya koyuldum.

-Ahh işim çok zor. Burada toplam 1300 aile yer alıyor. Butterfly ailesini nasıl bulacağım? dedim. Şu anda Gloria Krallığını biz yönetiyorsak...o zaman sonda olmamız gerek, dedim. Kitap rafları kocamandı ve her birinde yaklaşık 50 bölme vardı. En son blok 24.bloktu.

-Bir bakalım, dedim. Elimi kitapların arasında gezdiriyordum. Yaklaşık 15 dakika sonra bulmuştum.

-Yaşasın, en sonunda buldum! dedim büyük bir sevinçle. Kitabı alıp masaya doğru gittim. Gözüme bir resim takıldı. Anneme çok benziyordu. Onun gibi mavi gözleri, sarı saçları vardı. Saçları bukle bukleydi. Aydan kopma bir güzelliği vardı. Resmin altına baktım. Üstünde: BUTTERFLY KRALİYET AİLESİ VELİAHT PRENSESİ CASSANDRA BUTTERFLY, yazıyordu.

-Bu da kim? Anneme ne kadar da benziyor böyle? Ama adı Cassandra'ymış. Neyse şu gizemi çözdükten sonra anneme sorarım, kim olduğunu öğrenirim, dedim ve geçip masaya oturdum. 

             Tozlu sayfaları incelerken kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissediyordum. Gerçekle yüzleşmek için kendimi hazırlamalıydım. Ardından 400.sayfayı açtım. Babamın resmi çıkmıştı karşıma. Yan sayfada kaç yaşında kral olduğu, ne zaman doğduğu gibi şeyler yazıyordu. Diğer sayfaya çevirmiştim. Annemin resmi ve bilgileri vardı. Diğer sayfa yırtıktı ve diğer sayfaya geçtim. Resim yırtılmıştı. Yan sayfaya baktım. Sayfanın başında sadece: PRENS ALEXANDER BİR KATİLDİR, BUTTERFLY KRALİYET AİLESİNİN VARİSİ OLMAKTAN MEN EDİLMİŞTİR, yazıyordu. KATİL!!! Abim katil olmakla mı suçlanıyordu? Buna inanamıyordum. Annem bana abimin trafik kazasında öldüğünü söylemişti. Oysaki bu kitapta bir katil olduğu yazıyordu. Neye inanacağıma şaşırmıştım. Sinirimden kitabı yere fırlatmıştım. Kitabın düşmesiyle içinden bir resim düşmüştü. Kalkıp kitabı ve resmi kaldırdım. Resmin arkasında anlaşılması zor bir şeyler yazıyordu. 'PRENS ALEXANDER (ALEX) 7 YAŞINDA' yazıyordu. Hemen resmi çevirip baktım. Elimle ağzımı kapatmıştım. Bu oydu. Abim kesinlikle Alex'ti. Ondan başkası olamazdı. Kendimi tutamamıştım. Hıçkırıklara boğulmuştum. Resimdeki mavi gözler, kumral saçlar...hatta bakışı bile Alex'in ki gibiydi. Abimin gülen bir fotoğrafıydı bu. Gözlerinin içindeki o çocuksu gülümsemesi! Kim ne derse desin, abim kesinlikle Alex'ti. Duruşu, bakışı, gözleri, saçları...her şeyiyle abimdi. Bunca yıldır duyduğum özlemim...kitabı yerde bırakarak ayağa kalkmaya çalıştım. Gözyaşlarımdan dolayı önümü görmekte zorlanıyordum. Kalbim çok hızlı atıyordu. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Gözyaşlarımı tutmalıydım. Alex ile konuşmalıydım. Bana her şeyi açıklayabilecek tek kişiydi. Kral ve kraliçeye sorsam bile bana yalan söyleyeceklerinden emindim. Sonuçta yaşadığı halde bana öldüğünü söyleyen kişi kraliçeydi. Annem bile yalan söylediyse...kapıdan çıkıp yavaşça kapattım. Arkamı döndüm. Onu gördüm. Alex gelmişti. 3.pencerenin oradaydı. Kollarını pencereye yaslamış ileriye bakıyordu. Elimdeki fotoğrafı kaldırıp baktım. Elimle ağzımı kapattım. Abimin o pencereye tırmanmaya çalıştığı anı gözümün önüne getirdim. Alex beni fark etmişti. Bana dönmüştü. Gülümseyerek:

-Leydim, demek buradaydınız, dedi. Gülümsemişti. Fotoğraftaki ile aynıydı. Dişlerinin dizilişi, ağız yapısı...bir gram bile değişmemişti. Gözyaşlarım ikişer üçer akmaya başlamıştı. Alex'in yüzünden gülümsemesi kayboldu onun yerine:

-Prenses Alexndra, siz iyi misiniz?diye sordu. Zorlukla yutkunuyordum. Zar zor nefes alabiliyordum. Ağlamaktan ateşim bile çıkmıştı. Ona doğru bir adım attım:

-Abi, dedim...

SIR GÜNLÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin