Bölüm 16

30 5 0
                                    

          Artık kopmuştum. Kendimi tutamıyordum. Gittikçe daha da kötü ağlıyordum. Alex'in yüzündeki ifadeyi görmüştüm. 'Abi' kelimesi geçtiğinde  gözleri büyümüştü. Bana doğru gelerek:

-Leydim, siz beni başkasıyla karıştı-

-SAKIN! Sakın bana yalan söyleme!dedim ağlayarak. Ona yaklaşmıştım. Yüzüne dokundum. O da ağlamaya başlamıştı. Gözleri benimkiler gibi dolmuştu. Kendini tutamıyordu. kızarmıştı. Kendiğinden akıyordu gözyaşları.

-Bunca senedir nerelerdeydin sen ha? Seni ne kadar özlediğimi biliyor musun?! 4 yaşımdan beri her gece içimden 'abim gelip saçımı okşayacak, yanı başımda uyuyakalacak' diye geçiriyordum. Kendimi her gece bu yalanla kandırdım, dedim. Dayanamayıp sıkıca ona sarıldım. O da bana sarılmıştı. 

-Özür dilerim, özür dilerim Alexy, senden çok özür diliyorum, dedi. Benimle beraber ağlıyordu. En sonunda abime kavuşmuştum. Yıllarca çektiğim özlemimi 1 saniyede abime sarılarak hafifletmiştim. Onun kolları arasındayken kendimi eskiden olduğu gibi güvende hissediyorum. Aşırı ağlamaktan dolayı bacaklarım titriyordu. Gözlerimin önü bir an karardı ama sonra düzeldi. Yavaşça kendimi yere bıraktım. Alex korkarak:

-Alexandra! dedi yüksek sesle.

-Ben iyiyim, bana daha sıkı sarılır mısın? dedim. Yüzümü okşadıktan sonra bana sıkıca sarıldı.

                                                                                          ***

          Aradan 40 dakika geçmişti. Alex'le birlikte 3. pencereye yaslanmış bir şekilde oturuyorduk. 

-Bana neden abim olduğunu söylemedin?

-Bana inanmazdın.

-En azından denemen gerekmez miydi?

-Alexandra, bu saraya gelmemin bir sebebi var. Buraya bir nevi inntikam almaya gedlim.

-İntikam mı? Benden mi intikam alacaktın?

-Hayır asla! Seni asla incitmem Alexy. İntikam alacağım başka kişiler var, dedi. Gözleri öfke ve kararlılıkla bakıyordu.

-Kimden bahsediyorsun? Kral ve kraliçeden mi?

-Bu kadar şeyi nasıl biliyorsun Alexandra?

-Araştırma yaptım.

-Benim abin olduğumu nasıl buldun peki? Sarayda ki hiç bir kitapta resmim veya hakkımda bir bilgi yok.

-Alexander, seni hafızam sayesinde buldum.

-Hafızan mı?

-Evet, Saraya geldiğin ilk günü hatırlıyor musun? O günden beri senin bana birini hatırlattığını düşünüyordum. Ne zaman gülsen 'bu kişi abime benziyor' dedim. Söylediğin sözler, bakışların, gülüşün, duruşun...

-Alexandra ben saraydan gittiğimde sen daha 4 yaşındaydın! Beni nasıl hatırlayabilirsin ki? diye sordu. 

-Seni yarım yamalak hatırlıyordum. Dediğim gibi araştırma yaparak abim olduğunu anladım. Ayrıca saraydaki kitaplardan birinde 7 yaşındaki bir fotoğrafını buldum.Resmi göstererek: İşte, dedim. Resmi elimden alıp iyice baktı. 

-Evet, bu fotoğrafı hatırlıyorum. O gün babam ile golf oynamaya gidecektik. O kadar heyecanlıydım ki! Bu fotoğraf aynı zamanda o gün son çekilmiş fotoğrafımdı. Bu resimden yaklaşık 3 saat sonra prenslikten men edilmiştim ve sarayı terk etmiştim. 

-Sebebi neydi Alex? Kitapta senin katil olduğun yazıyordu. Sinirlenrek bana baktı:

-Bu kesinlikle KOCA BİR YALAN! diye gürledi.

-Affedersin, ben sadece doğruyu öğrenmek istiyordum, dedim. Yanıma gelerek bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. 

-Affedersin Alexandra. Katil damgası yediğimden beri hep böyle çabuk sinirleniyorum.

-Seni anlıyorum, abi, dedim. Geri çekilerek bana baktı ve gülümsedi. Ben de gülümsedim.

-Bugünlük heyecan senin için yeterli.

-Peki sana'katil' denilmesini açıklamayacak mısın?

-Aslında saraya gelmemin bir diğer sebebi de bu Alexandra.

-Nasıl yani?

-Kral ve kraliçe ile konuşmam gerekiyor. Bana yardım edebilir misin? diye sordu.

-Elbette! dedim...

SIR GÜNLÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin