Bölüm 1

148 11 0
                                    

Güneş çok güzel ısıtıyordu. Ancak benimle beraber bulutlarda bir anda ağlamaya başladı. Gloria Krallığının tek veliahtı olan ben kendime eş seçmek zorundaydım. bu kocaman Chatlea Sarayına tam 50 prens gelecekti. ayrıca eş adaylarımı da ben değil kral ve kraliçe seçecekti. Bu saraya...küçüklüğümden beri buraya Amy dışında kimse ayak basmamıştı. Amy benim için kuzenlerim arasındaki en önemli kişiydi. Hatta bir kuzenden çok daha öteydi! Çocukluğumda, anılarımda olan tek kişiydi de diyebirim.

Odama girip kendimi yatağımın üstüne bıraktım ve düşüncelere, hayallere daldım. Her zaman yaptığım bir şeydi. Hayallerimde müstakbel kocamın hayalini kuruyordum. Her zaman istediğim gibi biri...koyu saçları ve yeşil gözleri olacaktı. Yeşil en sevdiğim renkti. Sıcak kanlı ve nazik olacaktı. Çatlaklığı da olmalıydı tabi. Yaklaşık 4 ay içerisinde onu bulmalıydım. Kral ve kraliçenin benden isteği buydu. 4AY!!! Bu zaman zarfında hepsini tanıyıp bulmak beni çok zorlayacaktı. Ayrıca istediğim gibi birini bulamazsam ne yapmalıy-

Bir anda kapı açıldı ve içeri Blaire ile Chelsea girdi. Benim biricik arkadaşlarım olur ikiside.

-Leydim, sizi hazırlamalıyız, dedi Chelsea.

-Bir hafta sonra müstakbel eşleriniz gelecek. onların karşısına en güzel halinizle çıkmalısınız, diye ekledi Blaire.

-Onların benim karşıma en güzel halleriyle çıkmaları gerek, benim değil! diye homurdandım.

Kızlar beni kollarımdan tutup zorla kaldırdılar. Saçımı yaptılar, her zamanki gibi en göz alıcı elbiseyi giydirdiler ve makyajımıda unutmadılar. Onlar sayesinde her zaman ışıldayabilirdim. Beni aceleyle belimden itip odamın dışına çıkardılar. Yine unutmuştum! Yemeğe yine geç kalmıştım. Butterfly Kraliyet ailesinin geleneklerinden bir taneside öğle yemeklerini aile ile birlikte yemektir. Bazen gelenekler çok sıkıcı olabiliyor. Ayağımdaki topuklularla hızlı bir şekilde yürümeye hatta yürümek bile az kalır koşmaya çalışıyordum. E tabi düşmezsem olmazdı da! ayağım birbirine dolandı ve ben yine yerlerdeydim. Alışmıştım artık yere kapaklanmaya. Küçüklüğümden beri yaptığım bir başka şeydi bu. Ve benim kahramanım olan baş muhafız Christopher her zamanki nazikliğiyle beni ayağa kaldırdı.

-Teşekkür ederim Christopher, dedim ve koşmaya devam ettim. Zamanım kalmadığı için topukluları çıkarıp son hız koşmaya başladım. Allah'tan elbisem dizlerimin boyundaydı ki ben bu sayede koşuyordum. Kapıyı açarak:

-Geç kaldığı-

-Geçip yerine oturabilirsin Alexandra. Bizim için sorun değil, dedi kral olacak müstakbel babam. Annem yine şirret kadınlar gibi bir bakış atıverdi. Kraliçe Elsa küçüklüğümde de hep böyle yapardı. Doğruyu söylemek gerekirse iyi yanlarıda vardı tabi. Ağladığımda benimle ağlar güldüğümde benimle gülerdi. Ancak ters tarafına denk geldim mi cehennem dahi olsa kaçıp saklanmak benim için en iyi yol diyebirim. Babam lafı ağzıma tıkadığı için minnettardım. Çünkü açıklama yapmak istemiyordum. Hemen yerime geçip oturdum. Bugün her ikisinin de morali eksinin altında olduğu için bir şey sormaya tenezzül etmedim. Yemekten sonra odama gidiyordum. Baş muhafız Christopher'u arıyordu gözlerim. Ancak koridorlarda bir tane muhafız bile yoktu. Odama girmeden önce arka bahçeye indim. Arka bahçe her zaman huzur bulduğum bir yerdi. Yaağmur biraz da olsa durduğu için rahatlıkla gezebilirdim. Bahçeye göz atarken bir çiçeğin henüz yeni yeşerdiğini gördüm. Bakmak için yaklaşmıştım. Narin bir el omzuma hafifçe dokununca tüm vücudum ürperdi. Arkamı döndüğümde biricik kuzenim Amy karşımdaydı.

SIR GÜNLÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin