Bölüm 29

24 5 0
                                    

Arabadan inip saraya girdik. Merdivenlerde siyah giyinimli bir beyefendi bizi karşıladı.

-Sarayımıza hoşgeldiniz, dedi. Ben Prens Eric'in abisi Dominic, dedi. Eģilerek selam verdik. Ardından bizi Eric'in mezarlığına götürdü. Kraliçe de oradaydı. Eğilerek selam verdik. Annem kraliçenin yanına gitti. İkisi de dertleşmeye başladı. Mezarlığı görünce kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Sessizce ağlıyordum. İyi kalpli insanların bu şekilde ölmesi acı veriyordu. Otopsi sonuçlarına göre Eric hayvanların saldırısından önce ölmüştü. Fransa kraliçesi 1 hafta içerisinde çökmüştü. Saçlarının ön tarafları beyazlamış, gözlerinin çevresinde kırışıklıklar belirmişti. Halbu ki Fransa kraliçesi henuz 36 yasindaydi.
-Evlat acısı böyle bir şey olsa gerek, dedim. Abimle birbirimize baktık.
♤♤♤
Fransa'dan Chatlea Sarayına geri dönmüştük. Hayat devam ediyordu. 1 haftalık yas bitmişti. Kraliçeyle odasında sohbet ediyorduk.
-Seçime çok az kaldı Alexandra, nasıl hissediyorsun? Diye sordu annem.
-Şey sanki seçim hiç bitmeyecekmiş gibi hissediyorum. Kraliçe gülümsemişti. Yanına oturarak başımı omzuna yasladım.
-Kraliçem, sizin seçim zamanınızda siz nasıl hissediyordunuz?
-Fazlasıyla...
-Fazlasıyla ne?
-Fazlasıyla...
-Hadi ama!
-Fazlasıyla sakindim, dedi.
-Sakin mi?
-Evet.
-Ben de sakinim öyle değil mi?
-Pekte sakin olduğun söylenemez.
-Neden? Diye sordum.
-Ben seçim zamanında, gece geç saatlerde prenslerle buluşmuyordum, veya gizlice odalarına girmiyordum, dedi. Bir anda irkilmiştim. Bu kadar çok şeyi nasıl biliyordu. Muhafızlar beni ispiyonlamazlar, e sarayda CCTV de yok.
-Bunların hepsini nasıl biliyorsunuz?
-Alexandra, seçim boyunca gözlerim sürekli üzerindeydi tatlım, dedi.
-Siz beni mi gözetliyordunuz?
-Şans eseri görüyordum da diyebiliriz. Utanmıştım. Annemin beni izleyeceğini aklımın ucundan dahi geçirmemiştim.
-Majesteleri...
-Evet
-Cassandra'nın döneminde neden seçim olmadı?
-Çünkü Cassandra 18 yaşına yeni girmişti. Sana 18 yaşına girer girmez seçim yaptırmadık öyle değil mi?
-Evet, bunu düşünmedim, dedim. Ayaga kalkmıştım.
-Ben artık gitsem iyi olur, dedim ve odadan dışarı çıktım. Sarayın 4. Katına çıktım. Bekleme odasına girdim ve Cassandra'nın portresinin olduğu yere gittim. Hayranlıkla ona bakıyordum. Elimi kaldırıp dalgali saçlarının çizimi üzerinde dolaştırdım. Ardından resme yaslanarak:
-Seni özledim, dedim...
☆Akşam yemeği saatiydi. Vaktimin büyük bir çoğunluğunu kitaplar arasında geçirdim. Cassandra ile ilgili bilgi topluyordum. Yemek odasına prenslerle beraber girdim. Seçime 2 haftam kalmıştı. Bu yüzden bugün 3 kişiyi yollayacaktım. Prens Brandon, prens Jackson ve prens Jasper. Yemek bittikten sonra:
-Prens Brandon, prens Jasper ve prens Jackson, lütfen yemek odasında kalır mısınız? Dedim. Diğer prensler meraklı gözlerle bakıyordu. Kral ve kraliçe önden çıkıp gitmişti. Ardından diğer prenslerde çıktı.
-Bugün sizinle yediğim son akşam yemeğiydi. Bunca zaman diliminde sizinle çok güzel zamanlar geçirdim, dedim. Ancak üzgünüm, seçime kalacak olan prensler arasında değilsiniz, dedim. Üçü de ağzını açmadan beni dinledi. Ardından eğilerek selam verdiler ve odadan çıkıp gittiler. Birilerini yollamak zorunda olmaktan nefret ediyordum. Ama yapabileceğim bir şey de yoktu...

SIR GÜNLÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin