Multimedia da bir okurumun yaptığı çalışma v- şaka şaka ya kendim yaptım sjsjsjsj
Şarkı: Cem Özkan Bir Hayat Yeter Bize
Seviliyorsunuz :********************************
"Ohaaa! Aslı Demir seni öptü. Resmen öptü. Oha falan oldum yanii! Ya kızım kaldırsana kafanı yastıktan öptü öptü."
"Ya o yüzden kafam yastıkta zaten İrem. Çok utanıyorum."Yüzümü yastığa gömdüğüm için sesim boğuk boğuk çıkıyordu ama İrem'in ciyaklamaları her yerde duyuluyor olmalıydı. Dün akşam gösteride Demir beni dudağımdan öptükten sonra -hayır tabii ki kusmadım o kadar da değil- sahneden çıktığımız an boydan boya kıpkırmızı bir şekilde koşarak eve gittim. İrem içeride hazırlandığı için görmemişti ama daha sonra tabii ki duymuştu. Program bittikten sonra eve geldiğinde uyuyor numarası yapıp dürtmelerine tepki vermeyince o da uyumuştu. Unuttu diye sevindim ama... Ben nerden bileyim sabah alarm gibi bağırıp beni yastık ve yorganımla yataktan düşüreceğini.
"Ya kızım kalk! Ne hissettin? Anlat hadi."
"Ne hissetmem gerekiyor İrem. O an utançtan başka bir şey hissedemedim. Hem o benim ilk öpücüğümdü... Sevgilim bile olmayan biri nasıl alabilir ilk öpücüğümü. Hem de tüm okulun önünde."Sevgilim bile olmayan biri... Evet Demir benim neyimdi ki beni öpebiliyordu. Utançtan sonra bir de sinirle kızardım.
"Ama şey-"
"İrem sus. Yoksa bir daha konuşamayacaksın. O dudaklarını birbirine dikerim senin. Sus."
"Oow! Tamam abla. Ben duş almaya gidiyorum o zaman. Sen de ten rengini geri getir."İrem koşarak odadan çıkarken ben sinirle ona atacak bir şey aradım. Bulamayınca yastığı fırlattım ama İrem çoktan kaçtığı için yastık kapıya çarpıp yere düştü. Ben de yatağı toplayıp mutfağa gittim. Orda ki çeşmede yüzümü yıkadım. Dün geceden beri kırmızıydım. En azından bugün okul yoktu. Salona geçip kendimi koltuğa attığım an kapı çaldı. Homurdanarak kalkıp kapıyı açtım. Bundan sonra delikten bakmayı öğrenmeliyim.
"Demir!"
"Aslı... Şey be-"Demir'i gördüğüm an gözlerim fal taşı gibi açıldı tabii. O telaşla kapıyı çocuğun yüzüne kapadım. Demir bir kaç kere daha tıklayıp seslense de ben yetmezmiş gibi kapıyı da kilitleyince pes edip gitti.
Ama ne yani! İlk öpücüğümü prensime saklıyordum ben. Tamam belki beyaz at beklemiyordum. Saraylar, altınlar da beklemiyordum. Zenginlik, gösteriş istemiyordum ki zaten ben. Tek istediğim kalbini bana vermesiydi. Benim kalbim karşılığında...
İrem duştan çıkmış ve giyinmiş bir halde salona geldi. Beni kapıya yapışmış bir halde görünce şaşırdı. Yani ben olsam ben de şaşırırdım. Sanki kapıya gelen Demir değilde samaraydı. (Bakın korktum simdi kendi kendime...)
"Aslı ne oldu? Kim geldi?"
"Demir geldi."
"Eee! Ne dedi? Bir daha öptü mü? Sevdiğini mi söyledi? Çıkıyor musunuz yoksa şu an? Ya kızım konuşsana çatlayacağım şimdi meraktan."
"Konuşmadık ki."
"Niye?"
"Ben Demir'i görünce heyecanlanıp yüzüne kapattım."
"Aferin Aslı. Milletçe alkışlıyoruz."İrem beni alkışlaya alkışlaya bir koltuğa yayıldı. Alkışı hak ediyordum ama neyse... Ben de artık kapıda dikilmenin bir anlamı olmadığını fark edince İrem'in yanına gidip başka bir koltuğa attım kendimi.
"İrem kanka bugün ayın kaçı?"
"15'i kanka."
"Lan! Ne demek 15'i."
"Noldu yine kızım?"
"Abimin doğum günü bugün. Kutlamazsam çenesinden kurtulamam vallahi. Ayy kıız! Öküz möküz ama iyiki var benim abim bee."
"Aman özlemişte hemen. Benim kutladığımı da söyle ha unutma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Teen FictionBir varmış bir yokmuş Bir zamanlar hayatı boyunca hayallerinde kaybolmuş bir gün gerçekleşmesi için dua ederek yaşayan bir kız varmış. O kız benim. Bu da benim masalım...