Hemen kalktım. Etrafıma baktım. Seslendim. Yoktu. Beynim resmen algılamıyordu. Kendimi bile hissetmiyordum. Üstümde ki sersemlik tam geçmeden İrem'i aradım. Çünkü nerde olduğumu ve eve geri nasıl döneceğimi bilmiyordum. Açmadı. Bir daha aradım yine açmadı.
Aklıma bir şey gelmiyordu. Rehberimde kimi arayabilirim diye telaşla bakınırken Demir'in numarasını gördüm. İrem ona ulaşamazsam diye Demir'in numarasını da vermişti. Aradım ben de.
"Alo. Demir benim Aslı... "
"Aslı. Ne oldu? Ağlıyor musun sen? "
"Çok korkuyorum Demir nolur gel lütfen. "
Hem sinirden hem de korkudan deli gibi ağlıyordum. Etrafımdakilerle nerde olduğumu anlatmaya çalıştım. Anladı. Başka bir şey söyleyemiyordum. Sakinleşmeye çalışırken fazla geçmeden Demir'in sesini duydum. Bana sesleniyordu. Ağacın arkasından çıkıp ona gözüktüm. Ağlamaktan halim kalmamıştı. Hayallerimle beraber ben de bittim. Yürümekte bile zorlanıyordum. Demir yanima geldi. Bir şeyler söyledi. Anlamadım. Daha sonra ne oldu hatırlamıyorum. Bayılmışım.Gözlerimi açtığımda evimde, odamdaydım. Demir ile İrem vardı yanımda. Ben Kerem diye açtım gözlerimi. İrem hemen elimi tutup yanıma oturdu.
"Ayy canım iyi misin? Demir arayıp haber verdi bana da. Noldu? Ne işin vardı senin orda? "
İrem'e anlatmaya çok korkuyordum. Onun sözünü dinlemediğim için. Ağzımı bile açamadım. Çaresizce Demir'in gözlerinin içine baktım. Beni anlamış olmalı ki biraz dinleneyim diye İrem'i de alıp dışarı çıktı. Fark etmese de bana çok yardım etmişti. Şimdi sakince olup bitenleri anlamam gerekiyordu.
'Gitti. Beni bırakıp gitti. Ne Kerem merakıymış be salak kafam... Aldın mı cevabını şimdi??'
Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Sinirliydim. Ama benim yüzümdendi. Kendime sinirliydim. Ne sandım ki. Gerçek hayatta masal yaşanır mı hiç...
Tam kendimi sinirden parçalayacaktım ki Demir odaya girdi.
"İrem yarım saatliğine eve gitti. Şimdi anlat bakalım noluyor?? Kerem ne yaptı?"
Kerem ile oraya gittiğimi nerden biliyordu? Şaşırdım o yüzden sustum biraz. Resmen gözlerimden anladı ne hissettiğimi ne düşündüğümü.
"Şaşırma. Kerem'i çok uzun süreden beri tanıyorum. Ilk yaptığı şey değil. Ama bu kadar erken... Tahmin etmemiştim. Senle konuşmaya çok vaktimiz olmadı. Ona güvenmemen gerektiğini söylemek için çok geç kaldım biliyorum. "
Ayağa kalktı. Sehpanın üstünde sürahi ve bardak vardı. Soğuk bir bardak su doldurup bana uzattı. Alaycı bi gülümsemeyle:
"Bu sana ders olsun. Her önüne çıkan Kerem'e güvenme. Beni dinlersen kendi efsaneni yazabilirsin..."Çıktı odadan. Hatta evden... Ben de bu olayın üstüne bir bardak soğuk suyumu içtim.
Kapı çaldı. Neden bilmiyorum ama kafamdan bir Demir geldi düşüncesi geçti. Tabii ki de o değildi. İrem gelmişti. Elinde bir çanta.
"Aslı iyi misin? İyisin iyisin Maşallah. Ben her ihtimale karşı sende kalayım bugün dedim. Sağol geçtim ben şöyle. "
Hem gülüyor hem de öpücük atıyordu bana. Deli bu kız ya. Gülmemi sağlıyordu hep. Nasıl hayır derim ben şimdi buna.
İrem'in yanında onu dinlerken yavaş yavaş sıradan ama mutlu hayatıma geri dönmeye başladım. Güle güle unutmalıydım. Yarın okul başlıyordu çünkü. Bu psikolojiyle yarın ne yaşarım bilmiyordum gerçekten.*******************************
"Helal olsun aşk olsun
Gözler... "
Sanırım en sevdiğim şarkıyı alarm sesi yapmakla hata yapıyorum. Çünkü beni uyandıran şeylere gıcık oluyorum. Ama bugün heyecanlıyım. Universitede ki ilk günüm bugün. Hemen kalktım elimi yüzümü yıkadım ve İrem'i uyandırmaya çalışmaya başladım. Öyle kolay kolay uyanmazdı çünkü."İreem! İrem hadi kalk. "
"Yaaa 5 dakika daha anne. "
"Annen olsaydım seni şu an bile aldırabilirdim İrem'ciğim. Kalk hadi geç kalacağız ilk günden. "15 dakika kıyafet aradıktan sonra içime en çok sinen kiyafetleri giydim. Bir kot ve kolsuz, kırmızı, üfül üfül bir bluz.
Mutfaktaki seslere bakılırsa İrem kahvaltı hazırlamak için çabalıyor. Gidip yardım ettim. Kahvaltı ettikten sonra evden çıktık. Ben tam aşağı inerken İrem'in karşı kapıyı çaldığını gördüm. Demir'in evinin kapısı. Kapı açıldı. Demir'i gördüm. Çok mi yakışıklı olmuş ne?? Tamam saçmalıyorum.
Demir de çıktı evden. İrem gordu ki anlamsız gözlerle bakıyorum.
"Eeee Demir de bizim universite de okuyor. Hem komşu hem arkadaş olduğumuza göre beraber gidebiliriz. Değil mi? "Ne diyebilirim ki gidelim ışte yeter ki gidelim. Bu arada ne kadar unutkanım ben. Okumaya geldim ama ne okumaya geldiğimi söylemedim. Küçüklükten beri hayalim olan yerde, konservatuarda okuyacağım. Irem de orda tabii. Piyano konusunda cok yetenekli. Bir de piyano çalarken susuyor. Kalbim heyecandan yerinden çıkacak kadar hızlı atarken İrem'le konuşa konuşa geldik okulun önüne. Evet Demir de yanımızdaydı ama hiç sesi çıkmadı. Bu çocuk niye böyle soğuk bilmiyorum. Ama karizmatik değil desem yalan söylemiş olurum simdi bakmayın öyle.
İremler zaten zengin. Demir'e de onların yardım ettiğini biliyorum. Annesi babası küçükken öldüğü için onlarla yaşamış sonra başka bir eve çıkmış. Ama hala konservatuar da ne işi var bilmiyorum. Ben de burslu okuyacağım. Babam her ne kadar korkarak gönderse de ben her şeyin çok güzel olacağına inanıyorum. Aynı hayallerim gibi...
Gerçekten bir çekine çekine girdim içeriye. İrem beni hemen tutup tuvalete çekti. Süslü işte. Neyse sürünmesi bitince çıktık tuvaletten. Sınıfı bulmaya çalışırken değişik yerlere girdik gibi sanki. Bir yerden gülüşme sesleri gelince yardım istemek için sesin geldiği yere doğru gittik. Gidince gözlerimiz fal taşı gibi açıldı. Kerem miydi o? Yanındaki kız kim? Bir dakika öpüşüyor mu onlar??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Fiksi RemajaBir varmış bir yokmuş Bir zamanlar hayatı boyunca hayallerinde kaybolmuş bir gün gerçekleşmesi için dua ederek yaşayan bir kız varmış. O kız benim. Bu da benim masalım...