Bu bölüm cidden gecikti zaten haftada bir yazmayı planlıyorum ama 1 haftayı geçti maalesef. Kuzenimin düğünü vardı ve gösterilerim. Zamanım gerçekten olmuyordu olsa da yorgun olduğum için yazamıyordum fazla. Yine de uzun yazdığım için affedilebilir belkii. Iyi okumalar ;) :*
Şarkı: Benimki
___________________________________
İrem'in ölümü üzerinden 3 gün geçti. Kerem İrem'den sonra intihar etmeye çalıştı. Demir kendini içkiye verdi. Ben de... La şaka şaka bu salak dünyaya kazık çakmış hiç ölür mü? Dünya malı dünyada kalır... Mesela su an karşımda beni delirtmekle meşgul.
"İrem bardağı kafana geçireceğim şimdi ya içsene sunu."
"Ya Aslı. Ben grip olmadım ki vuruldum. Niye ıhlamur içiyorum?"
"Çünkü bildiğim başka bir şey yok."İrem hastahanede 1 hafta kaldı. Eve geleli de 3-4 gün oluyor. Aslında iyilesti ama hizmet edilmesi hosuna gitti tabii. Hep yatıyor maşallah. İrem'le tartışırken kapı çaldı. Bir ümitle İrem'e baksam da 'o kadar vuruldum bari kapıyı sen aç lan öküz. Nasıl böyle oldun sen anlamadım ki.' bakışı attı bana. Ya da ben İrem'de kendimi gördüğüm için direk anladım. Çünkü öyle bir bakış yok. Neyse!.
Kapıyı açtığımda papatya görmeyi beklemiyordum. Kısa bir süre papatyaların arkasından Demir'in çıkmasını umsam da Kerem çıkınca bütün umutlar uçtu gitti.
"Vaay Enişte. (Evet enişte. Bir zahmet çıksınlar artık zaten.) Hoşgeldin. Sen de eve geldigimizden beri elin boş gelmiyorsun."
"Kötü mü oluyor?"
"Yok yok. Iyi yapıyorsun İrem sever böyle şeyleri."
"Peki papatya sever mi?"
"Salak mısın? İrem'le ben papatya delisiyiz. Büyük ihtimalle önce papatyaları alıp dikkatli bir şekilde güvenli bir yere koyduktan sonra üzerine atlayacaktır. Odada."Kerem heyecanlı bir şekilde odaya gitti. Kapıyı kapattıktan sonra koridorun başına geçip Kerem'in odaya girmesini izledim. Kerem kapıyı kapattıktan sonra saymaya başladım.
"1..2..3"
"Aaaaayyyy aşkııığm."İrem'in sesini duyduğumda gülümsedim. Odaya girip çifte kumruları rahatsız etmenin saçma olduğunu tahmin ederek dış kapıya yöneldim. Bakalım benim manda ne yapıyor.?
Demir hastahanede herkesle ilgilenmek zorunda kalmıştı. İrem'in durumuna Kerem yıkılınca onu sakinleştirme görevini Demir üstlendi. Aynı zaman da her gün İrem'in başında ağlayan beni de. Ve tabii ki İrem'in ailesini... Çünkü aramızda ki en güçlü oydu. Eve geldiğimizde de yanımızdan ayrılmak istemedi aslında. Bugün sabaha karşı uyuması için eve zorla gönderdim.
Demir'in kapısının önüne gelince 2 kere tıklattım kapıyı. Açan olmayınca zile bastım. Yine kimse kapıyı açmayınca tüm gücümle yumruklama başladım. Bu kapı açılacak arkadaş.!
Kapı açıldığında vurmayı kestim (Doğal olarak). Karşımda gözleri yarı kapalı yarı açık, saçları dağınık ve üst kısmı çıplak olarak Demir'i görünce bir dejavu yaşadım. Ilk mecburi tanışmamız geldi aklıma.
"Kimsin sen? Napiyorsun? Kapıyı kırmaya mı çalışıyorsun?? "
Sinirli olmasından biraz korksamda içerdeki fareden daha çok korktuğum için konuya girdim."Şeyy... Ben yeni taşındım da. Karşı dairede oturuyorum. Tam böyle eve girip oturmuştum... "
konuşurken kısa kes der gibi bir bakış atınca toparladım."Evimde kocaman bir fare var ve ben çok korkuyorum acaba bana yardım edebilir misiniz? "
"Sen bu kapıyı kırmadan rahatlamayacaksın galiba??"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Teen FictionBir varmış bir yokmuş Bir zamanlar hayatı boyunca hayallerinde kaybolmuş bir gün gerçekleşmesi için dua ederek yaşayan bir kız varmış. O kız benim. Bu da benim masalım...