Merhaba :D yeni bölümün gelmesi 1 hafta sürdü ama uzunca bir bölüm yazarak telafi ettiğimi düşünüyorum. Bir de artık biraz yorumu hakettiğimi... ://
İyi okumalar ♡Multimedia: İrem
Şarkı: Hoşgeldin~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah uyandığımda etraf aydınlık değildi. Saate bakmak için telefonumu elime aldım. Saat 10 olmuştu. Peki hava niye kapalıydı? Kaşlarımı çatıp banyoya gittim. Yüzümü yıkayacaktım ki lavaboda açık bırakılmış bir ruj buldum. Benim olmadığına emindim. Belki Irem'indir diye düşündüm. Ama İrem rujlarına çok düşkündü. Böyle bırakıp gitmezdi ki... Salondan sesler gelince oraya yöneldim. Yavaş yavaş dikkatli bir şekilde salona geldiğimde donup kaldım. Elif ve Demir salondaydılar. Ve... Öpüşüyorlardı.
"Demir."
"Demir!"
"Aslı!"
"DEMİR!"
"Aslı kendine gel!"
Yattığım yerden hızla doğrulup etrafa bakmaya başladım. Salonda değildim. Odamda yatağımdaydım. Hızlı hızlı nefes alıp verirken sağımda bana 'geçti' 'kabustu' gibi şeyler söyleyen Demir'i görünce rüyam gözümün önüne geldi ve Demir'in beni sarmaya çalışan kollarını ittirip yataktan kalktım.
"Dokunma bana!"
"Aslı ne oluyor?"
"Sen git rüyamda öptüğün Elif'e sarıl."
"Senin bilinçaltına... Aşkım. Sen de söylüyorsun. Rüyaydı o geçti."
"A-ama gerçek gibiydi."
"Bana senin dudaklarından başka dudaklar zehirdir. Tamam mı cadı?"
"Yaa Demiiiir."Sesimin küçük bir çocuk gibi çıktığının farkındaydım ama Demir'in yanında her zaman rahat davranabiliyordum. Gülümseyip yatakta yanına oturdum. Beni kolları arasına alırken o da gülümsüyordu. Ben de kollarımı ona doladım ve yüzümü boynunda gizledim. Gözlerimi kapatıp bir süre öyle durduktan sonra gözlerim aniden açıldı. Biz. Demir'le. Aynı. Yatakta. Ne yapıyorduk?? Hemen Demir'den ayrılıp şaşkın bir ifadeyle Demir'e baktım. Dün akşam etrafı topladıktan sonra sen git yat ben İrem'i beklerim demişti Demir. Benim de çok uykum olduğu için itiraz etmeden gelip uyumuştum.
"Senin ne işin var bu yatakta."
"Sen cığlık atarak uyandırmadan önce uyuyordum."
"Benim yanımda mı?"
"Elif'in yanında mı uyumamı tercih ederdin?"
"HA-HAYIR!"Demir'e küçük bir kız çocuğunun tek oyuncak ayısına sarıldığı gibi sarıldım. Sanki misafir çocuğuna vermek istemiyormuşum gibi. Benimdi o.. Bu düşünce gülümsememe neden olurken Demir'in sesiyle kendime geldim.
"Biraz daha böyle sıkı sarılmaya devam edersen öleceğim ama yine de sen bilirsin."
"Aman Allah korusun."Hemen kollarımı çekip ellerimle yüzünü kavradım ve yüzüme hizaladım.
"İyi misin?"
"Güzel ellerin tenimde, güzel yüzün gözlerimin önündeyken nasıl kötü olabilirim ki."Gözlerimin içine bakarken gülümseyerek söylediği cümleden sonra gözlerimi bir süre kaçırdım ama yüzümdeki gülümsemeye engel olamamıştım. Tekrar ona baktığımda gözlerinin içi parlıyordu. Büyük ihtimal benim de öyleydi. Çünkü onun yanında içten bir şekilde gülümseyebiliyordum.
"Bence sen iyi değilsin. Kafanı falan vurmuş olmalısın."
"Nerden çıktı şimdi bu?"
"Sen. Benim mandam... Böyle romantik konuşur muydun?"
"Karşımdaki panda o kadar şirin ki... Ağzımdan bir şeyler kaçmış olabilir."
"Sensin panda!"Demir sırıtarak beni omuzlarımdan arkaya doğru döndürdü. Dolabın üstündeki aynada kendimi görünce küçük bir çığlık attım. Dün çok uykum olduğu için makyajımı temizlemeden yatmıştım bu yüzden gözlerimin etrafı simsiyah görünüyordu. Ve Demir beni bu şekilde görmüştü. Allah'ım... Neydi günahım???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Fiksi RemajaBir varmış bir yokmuş Bir zamanlar hayatı boyunca hayallerinde kaybolmuş bir gün gerçekleşmesi için dua ederek yaşayan bir kız varmış. O kız benim. Bu da benim masalım...