Bölüm adı kalp ben sjsjsj bu bölümde sonda bir açıklamam olacak okursaniz çok sevinirim :)))
Şarkı: Getma (ilk defa yapıyorum ama şarkıyı söylediğim yerde açarsanız çok hoj olur sjs)
**********************************
1 Ay Sonra...
" Kanatları senin ellerinden... Ellerinden."
"Çok güzel oldu."
Demir'in evinde yani evimizde benim için hazırlanmış özel odada Demir ile birlikte gitar çalıyorduk. Daha doğrusu o bana öğretmeye çalışıyordu ben de onu izlemekten arta kalan zamanlarımda öğrettiklerini uygulamaya... Evdeki tüm gitarları istediğimi seçmem için önüme dizmişti. Gitarı kenara bırakıp beni kolları arasına aldı. Sımsıkı sarılmış kokusunu içime çekerken kapının açılma sesi geldi ve ardından yalandan bir öksürük duyuldu.
"Bölüyorum ama iğne vurmamız gerekiyor."
Demir'in dayısının ayarladığı hemşire odaya girip yanıma geldi. Uzun zamandır vurulmasına rağmen hala şu iğne konusuna alışamamıştım. Kolumu sıyırıp kafamı öbür tarafa çevirdim. Demir baktığım yöne geçti ve yüzümü elleri arasına aldı. Koluma değen pamuğu hissedince birazdan iğneyi de hissedeceğimi anlamıştım. Bir şey söylemek için ağzımı araladım. Biranda kolumu hemşirenin yakınından çektim. İğneyi tam vuracakken çekince kadın da korkmuştu. Gözlerini karşımda bana endişeyle bakan yüze çevirdim. Gözlerimden yaşlar anında akmaya başladı. Kafamı iki yana deliler gibi salladım. Sadece "unuttum" diye çığlık atıyordum. Kafama vurmaya başladım. Iki yandan da beni durdurmaya çalışıyorlardı. Bir ara iki kolumdan yakalanıp yatağa sabitlendim. Hala kafamı sağa sola sallıyordum. Unuttum diye mırıldanmayı bırakmıyordum. Delirmek üzereydim başka hiçbir seyi görmüyor ve duymuyordum. En sonunda biri üstüme çıktı ve kafamı sallamamı kesmek için tuttu. Yine karşımdaydı iste. Endişesi artmış bir şekilde duruyordu.
"Neyi unuttun Aslı? Neyi unuttun aşkım? Sakin ol."
"Ben. Be-ben..."
"Neyi unuttun?"
"Adını... Senin. Adını."
--------------------------
Demir Bulut
21 Haziran 2016
Uyurken öpücükle uyandırılmanın verdiği huzur ve mutlulukla doğruldum yatakta. Üstüme çıkmış ufak bedeni kollarım arasına alıp gıdıklamaya başladım. Kıkırdamaları ve bırakmam için yalvarmaları beni daha çok güldürüyordu.
"Y-ya ya babaaaa! Dıdıklamaaa!"
"Ne? Ne yapmayayım?"
"Dıdıklama."
Yarım konuşmasıyla dalga geçilince annesi gibi anında trip atardı Masal. Klasik küsüşünü yapıp salona doğru koşmaya başladı. Gülümseyerek peşinden gittim ben de. Salonun kapısına vardığımda koltuğun üstünde zıplayan kızımı kucağıma aldım.
"Annen nerde bakalım?"
"İşte orda."
Masal'ın gösterdiği yöne bakınca beyaz uzun elbisesi, salık saçları, çıplak ayakları ve gülümseyen yüzü ile karımı gördüm. Camlardan gelen güneş ışınları etrafını sarmıştı sanki. Parlıyordu. Öyle güzel, öyle masum görünüyordu ki... Gözlerinden bir damla yaş süzüldü bir süre sonra. Kucağımda Masal'ı hissedemez oldum.
"Ne güzel olurdu değil mi? Bir kızımız olsaydı. Adını Masal koysaydık. Öyle iyi bir baba olurdun ki ona. Sana böyle bir mutluluğu yaşatamadığım için özür dilerim aşkım. Çok özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Teen FictionBir varmış bir yokmuş Bir zamanlar hayatı boyunca hayallerinde kaybolmuş bir gün gerçekleşmesi için dua ederek yaşayan bir kız varmış. O kız benim. Bu da benim masalım...