Bölüm 17: Bitti...

214 21 8
                                    

Merhaba canlarım :D uzun bir aradan sonra hikayem ve ben yine sizlerleyiz :D Aslında bir önceki bölümde yazdığıma göre benim daha bölümü yayımlamamam gerekirdi. Çünkü oy ve yorumlarda pek bir çoğalma göremedim. Bu beni üzdü. Fazla üzdü. Ama hikayeyi yazmayı bırakırsam daha fazla üzülürüm gibi geldi. Hem az da olsa bekleyenler vardır onlara haksızlık yapamazdım daha fazla. Tabii bir de derslerim var ben 9. Sinifta bu kadar zorlanacağımı gerçekten düşünmemiştim. Hikayenin finali belli ama ne zaman final yaparım onu ben de bilmiyorum. Biraz size de bağlı artık biliyorsunuzdur. Hepinizi seviyorum daha fazla ben sizi tutmayayım :*
İyi okumalar... ♡

Şarkı: Gitsem Diyorum

*****************************

"Ben özgürlüğüme düşkün biriyim Aslı!"

"Aslı! Aç kapıyı!"

"Özgürlüğüne engel olacağımı mı sanıyorsun?"
"Beni kısıtlayacağını biliyorum. "

"Aslı. Ağlama..."

"Benim için birkaç küçük şeyden vazgeçemez misin Demir? O kadar değersiz miyim?"
"Seni seviyorum Aslı. Ama... Kendimi değiştiremem. Senin yüzünden benliğimi kaybedemem."

"Aslı bana bu kapıyı kırdırma!!"

"İlla evlilik diye tutturucak bir kız mısın sen?"
"Ben sadece benim olmanı istiyorum. Sadece senin olmak istiyorum. Evlenmeden nasıl olacak?"

"Aslı. Güzelim hadi çık"

"Evlenmeden de birlikte yaşayabiliriz."
"Ama aile kuramayız Demir. Ailem de asla kabul etmez. Nereye kadar birlikte olabiliriz? Sonunda ne olacak? Bırakıp gidecek misin beni?"
"Bunu daha sonra konuşalım mı?"
"Hayır. Şimdi bir karar vereceksin. Benle mi? Bensiz mi?"
"Aslı-"
"Cevap ver Demir.! Evlilik var mı? Yok mu?"
"Yok..."
"O zaman ben de yokum. Beni bir gün kenara atmana izin vermeyeceğim."
"Bitti mi yani?"
"BİTTİ."

Kızgın ve ya kırgın olduğumda hep yaptığım gibi kendimi bir yere kilitlemiştim. Banyoda ağlarken Arda kapıyı açmaya çalışıyordu. Büyük ihtimal Kerem'i Demir'in yanında bırakmışlardı ama ben Demir'in bu kadar kötü hissettiğini zannetmiyordum.

Ben Demir'in evinden çıkıp kapıyı kapattığımda içerden gelen kırılma sesleri sinirini çıkardığını gösteriyordu. Bunlar bir iki gün devam edip sonra biterdi. Ama benim kalbim o camlardan kat kat daha fazla kırıldı. Bunu yapan da. Kalbimi emanet ettiğim adamdı...

Arda kapıyı zorlamaya devam ediyordu büyük ihtimal ama ben Demir'in bana 'Git...' dediğini aklımdan çıkaramadığım gibi diğer her şeyi uzaklaştırıyordum kendimden. Çekeceğim tüm acıları şu ana yığıp bir daha aynı şeyleri hissetmemek istiyordum. Tüm gözyaşlarımı bugün burda döküp onun karşısında gülmek istiyordum.

Banyonun kapısı açıldığında kendime gelip bana sarılan Arda'ya karşılık vermeye çalıştım. Cok güçsüz hissediyordum. Ayağa kalkmaya bile halim yoktu. Bunu Arda'da fark etmiş olacak ki beni daha sıkı sarıp ayağa kaldırdı ve banyodan çıkardı. İrem'le benim odamıza geldiğimizde Arda beni yatağa yatırdı. Üstümü örtüp yanıma oturdu ve saçlarımı okşamaya başladı.

"Uyu. Yani iyi gelir belki."
"Uyanınca ne olacak peki?"
"Uyanınca da ben hep senin yanında olacağım sen de bir daha hiç ağlamayacaksın."
"Ama-"
"Şşt. Abi sözü dinle biraz."

Arda saçlarımı okşamaya devam ederken ağlamaktan yorgun düşmüş bedenim ve ağrıyan başım da uyumam gerektiği mesajını veriyordu. Yavaş yavaş kapanmaya başlayan gözlerimle uykuya dalmadan önce duyduğum tek şey Arda'nın söylediği ya da söylemeye çalıştığı ninniydi.

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin