Bölümü çok geç yayımladım çünkü düşünüyordum. Yani hikaye nereye gidecek diye. Beğenilip beğenilmiyor mu onu bile bilmiyorum. Final zaten yaklaşıyordu ama ben biraz daha erkene çekme kararı aldım düşününce. Yani bir kaç bölüm sonra Final yapacağım.
İyi okumalar :) ♡Şarkı: Bahsetmem Lazım
********************************
"Benimle evlenir misin Buse?"
Bir anda herkesin yüzü evlenme teklifini ben etmişim gibi bana döndü. Ben de bana bakmayan tek insana Demir'e döndüm. Camdan dışarı bakmaya çalışıyordu. Özellikle bu tarafa bakmamaya gayret gösteriyor gibiydi.
"Ya Buse ben miyim? Ne bakıyorsunuz bön bön. Buse sen de cevap ver çocuk kaldı öyle."
"He? Ha ben. Şey. EVEET!!"ALKIŞ... Arda Buse'yi kucağına aldığı gibi döndürmeye başlayınca alkışlar daha da hızlandı. Buse ve Arda'nın kahkahaları arasında Kerem'in durun diye bağırışını zar zor duyduğumuzda susup ona bakmaya başladık.
"Demir. Abi. Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle kuzenin İrem'i kendime istiyorum."
"Ya daha bana evlenme teklifi etmeden ne demek istemek?"
"Kız sus burda seni alıyoruz. Evet Demir sendeyiz?"Herkes gülüp eğlenmeye başlamıştı. Kerem'in bu şakası ciddiye binecek gibi duruyordu. Demir gülerken - ve ben gülüşünde kaybolurken - ciddileşti. Cevap vereceğini anlayıp ona odaklandık.
"Vermiyorum kızı."
"Al işte. Neden ya?"
"Çünkü. İlk biz evleneceğiz."Ve beyaz ışığı gördüğüm an. Anında öksürmeye başladım. Demir yanımdan kalktı iki dakika sonra elinde bir bardak suyla geri döndü. Herkes başıma toplanmış telaşlı telaşlı bana bakarlarken Demir sakin bir şekilde suyu bana uzattı. Su boğazımdan geçtiği an bir rahatlama geldi. Beyaz ışık kayboldu ve aklıma biraz önce Demir'in söyledikleri geldi. Ona baktım. Karşımda gülerek bana bakıyordu. Biraz önce üstü kapalı bir evlenme teklifi almıştım. Hem de ben evlenmem dediği için bir ay görüşmediğimiz sevgilimden. Şoku atlatıp boynuna sarıldım. Yerde diz çökmüş bir şekilde oturduğu için (sadece karşımda durmak için oturmuştu yoksa öyle romantiklik falan yok yani.) o altta ben üstte yere uzandık. Yüzünün her köşesini öpmeye başladığımda bizimkiler gülüp aynı zamanda şakasına söyleniyorlardı.
"Aa yedi bitirdi çocuğu."
"Kız! Hani evlenmeden olmazdı."
"Biz çıkalım isterseniz."
"Çocuğun namusu gitti."-------------------------
"Yani hepiniz direk üstlerine atladınız öyle mi? Romantiklik yok. Sürpriz yok. Siz hemen yelkenleri suya indirdiniz. Tebrikler."
Zeynep ve Ali'yi bize çağırmış erkekleri salona tıkıp kızlarla bizim odada sohbet etmeye başlamıştık. Demir Ali'yi ilk başta fazla sevmese de zamanla ısınmasını ummaktan başka bir çarem yoktu. İrem beni şaşırtarak Zeynep'i çabuk kabullenmişti. Zeynep'te zaten Kerem olayını atlatmışa benziyordu. Bizim heyecanla anlattığımız olayı tek bir sözüyle söndürdüğü için herkes birden durgunlaştı. Vallahi ben evlenme teklifi beklemiyordum. Evlenmek istemesi bile benim için yetiyor hatta artıyordu. Ama tabii böyle bir yüzük alsaydı. İki güzel söz söyleseydi. Diz çökseydi önümde. Sonra uyansaydım. Rüyamda anca rüya rüya...
"Hadi kalk kalk kalk keriz mi sandı bunlar bizi?"
"Ne oluyor be?"
"Evlilik teklifi istemeye gidiyoruz. Kalk!"Yuh... Kollarımdan çekiştirilerek salona zorla getirildiğimde bir kahkaha sesi yükseldi. Kahkahasını nerede duysam tanıyacağım için bize arkası dönük Ali'ye baktım. Herkes birden şaşırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Teen FictionBir varmış bir yokmuş Bir zamanlar hayatı boyunca hayallerinde kaybolmuş bir gün gerçekleşmesi için dua ederek yaşayan bir kız varmış. O kız benim. Bu da benim masalım...