Bölüm 16: Evlilik Konusu

262 26 5
                                    

Merhaba arkadaşlar bölüm geldi sonunda. Okulların açılması hikaye için pek iyi olmadı çünkü liseye başladım alışma süreci var hem ortama hem öğretmenlere hem de derslere... Bu bölüm sezon finali olacak. Nedeni okuldan çok vote ve yorumlar. Çok çok çok azlar ve bu beni çok üzüyor. Bu durum biraz düzelene kadar yani oy ve yorumlar biraz artana kadar yeni bir bölüm yayınlamamayı düşünüyorum. Yani sizin elinizde eğer hikayeyi sevenler varsa istediğim çok büyük bir şey değil. Bunu bana ya da hikayeye çok görmüyorsunuzdur umarım. :)

İyi Okumalar ♡

Şarkı: Sen Gidiyorsun

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

"Evet evet evet!"

"Aslı. Aslı! Mal mısın kızım ne bağrıyorsun?"

Yatakta ayakta bana bağıran İrem'e ağzım açık bakarken kısa süreli bir şok geçirdim.

"İrem! Demir nerde? Gelinlik nerde? Nikah memuru nerde İrem nikah memuru nerde?"
"Kızım bıraksana yakamı. Rüya görüyordun. Bu arada benden söylemesi ancak rüyanda görürsün zaten."
"Sayesinde görüyorum zaten."
"Hadi kalk hazırlan."

Yataktan kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkarken gördüğüm rüyanın etkisinden kurtulmaya çalışıyordum. Rüyamda Demir'le evlendiğimi görüyordum. Ben ayağına basıp anırmak için heyecanla beklerken İrem beni uyandırmıştı. Bu da bana çok koymuştu tabii.

Doğum günümün üzerinden bir hafta geçmişti. Annemler o gece bizde kalıp ertesi günün akşamı Edirne'ye dönmüşlerdi. Ve o kadar kısa bir zamanda Demir kendini sevdirmeyi başarmıştı. Gerçi benim de işime yaramıştı çünkü annemler buradayken bana daha da kibar davranıyordu. Gittiklerini öğrendiğinde havalara uçmuştu ama neyse.

Okul için hazırlanıp kahvaltı masasına oturduğumuzda kapı çaldı. İrem hemen çaydanlığa yapışınca kapıyı açmayacağını anlayıp homurdanarak kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda bir elinde simit poşeti bir elinde çiçek somurtan Demir'i gördüğümde dikkatimi çeken şey tabii ki de Demir'in somurtan yüzü DEĞİLDİ. Elinde tuttuğu çiçeğe bakarken ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı. Demir. Bana. Çiçek. Mi. Aldı?

"Demir?"
"Simit almaya gideyim dedim. Bir çiçekçi geldi tuttu kolumdan. Konuştu konuştu aldırttı çiçeği bana. Hayır yani o kadar insanın içinden beni bulup, sevgilim olup olmadığını anlamayı nasıl becerdi aklım almıyor."
"Yani?"
"Yani. Al çiçek."

Çiçeği bana uzattığında bir ara 'al çiçek bir yerine sokarsın' demesinden korksam da daha sonra demeyeceğini anlayıp sırıttım. Zorla falan da olsa bana çiçek almıştı. Hem de doğum günüm geçtiği halde. Yüzümdeki ifadeyi gördüğünde gülmeye başladı.

"Ne o? Çok mu sevindin?"
"E-evet."
"Böyle sevineceğini bilseydim daha önce simit almaya giderdim."
"Daha önce çiçek alırdım demiyor da..."
"Karakterime ters biliyorsun."

Çiçekler rengarenkti. Bir sürü çeşit vardı. Demir'i içeri alıp kapıyı kapadım. Çiçeklerin içinden bir tane papatya alıp kulağımın üstüne yerleştirdim. Demir'e baktığımda gülümseyerek beni izliyordu. Ben de gülümsedim.

"Yakıştı mı?"
"Tabii ki."
"Seni seviyorum."
"Bence bu kadar romantizm fazla. Ve-
"Ve karnın aç?"
"Aynen öyle."

Odun modun ama çok... Tatlı ya. Böyle bir görseniz. Ya da görmeyin. Size ne benim sevgilimden. Bakın işinize!!

Kahvaltımızı edip okula gittik. Okula yaklaştığımızda İrem'in kaşlarını çattığını gördüm. Onun baktığı yere baktığımda okulun kapısında Kerem ve Zeynep'i hararetli bir şekilde konuşurlarken daha doğrusu tartışırlarken gördüm. Onlara doğru yaklaşmaya başladığımızda İrem'in sinirlerinin üst seviyede olduğunu fark edip Demir'e yapıştım. Demir hala işin ciddiyetini anlayamamış olacak ki benim bu haline gülüyordu.

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin