Bölüm 20:

210 19 0
                                    

Her şeyin suçlusu sınavlar yani ben baştan söyleyim de sonra şey olmasın sjjsjs
İyi okumalar :*

Şarkı: Bir Varmışım Bir Yokmuşum

****************

"Siktir! Benzin bitti!.."

Uyandığımda duymak istediğim ya da duymam gereken cümlenin bu olduğunu sanmıyordum. Kendime gelmeye başladığımda arabada olduğumu anladım. Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım. Öndeki yolcu koltuğunda emniyet kemeriyle sabitlenmiş bir şekilde oturuyordum. Kafamı sürücü koltuğuna çevirmeye başladığımda sinirden daha uyandığımı anlamayan Demir hızla arabadan inip benim olduğum tarafa geçmeye başladı. Kapıyı açtığında baygın gözlerimle ona döndüm.

"Demir?"
"Aşkım. Ben seni götüreceğim hastahaneye tamam mı? Sakin ol bir şey yok. Sorun yok. Sen sakin ol."

Emniyet kemerimi açıp beni kucağına aldı. Çok telaşlı ve korkmuş görünüyordu. Ve. Bana. Aşkım. Demişti. Galiba bu yüzden tekrar bayılabilirdim.

"Ben zaten sakinim aşkım sen biraz sakin ol."
"Tamam tamam. Şimdi hastaneye gideceğiz. Evet. Taksi? Niye taksi geçmiyor hiç?"
"Demir. İyiyim ben. Yere indir beni hadi. Gerek yok hastahaneye falan."

Demir yavaşça beni yere bıraktı. Beni tekrar kolları arasına almamak için zor duruyormuş gibiydi.

"Ama hastahaneye gidelim."
"Bir kere daha aşkım dersen olabilir.
"Ya Aslı. Salak salak konuşma. İyisin sen bakıyorum da."
"İyiyim evet. Hadi eve gidelim."
"Bayıldın!!"
"Ben diyordum sana bayılıyorum diye zaten."

Bu iğrenç esprime yüzünü buruşturan sevgilim (sevgilim demeyi nasıl da özlemişim) bana tekrar tekrar sarıldı.

"Hadi eve gidelim."
"Gidelim de. Nasıl?"
"Taksi'ye binsek?"
"Ay çok pahalı. Dolmuş?"
"Onlar da çok dolmuş."
"Yürüyelim?"
"Yürüyelim."

*****

"Yanlış tele basıyorsun Aslı."
"Ya ne demek yanlış tel. Bu ışte."
"Ya tamam ver bana gitarı."
"Ay aman al. Sanki tellerini keseceğim. Nasıl da korkuyor."
"Bir önceki gitarın telini kopardın Aslı'cığım."
"Tellerimi mi sayıyorsun Demir? Aşk olsun."

Eve geldiğimizde İrem daha dönmemişti. Ona kısa bir mesaj yazıp Demir'in evine gelmiştik. Bir gitar hazinesi olduğunu öğrendiğimde bana gitar çalmayı öğretmesini istemiştim ama birazcık (!) başarısız olmuştum sanırım. Tam tatlı tartışmamıza devam edecektik ki kapı çalmaya başladı. Daha doğrusu yumruklanmaya başladı. Gülümsedim ve odadan ayrılıp kapıyı açmak için ilerlemeye başladım. Kapı kolunu aşağı indirecekken Demir elimin üstüne elini koydu.

"Çekil. Ben bakarım kimmiş bu alacaklı gibi kapıyı çalan? Yani sen burda olduğuna göre kapıyı başka kim böyle çalacak dimi?"

Hafif bir tırsıntıyla kapının önünden çekilip Demir'in arkasına geçtim. Demir kapıyı açtığı an önümden çekildi ve ben yere yapıştım. Neden mi? Çünkü İrem ve Buse üzerime atlamışlardı. Şimdi bir şeyim var mı diye üzerime bakıyorlardı. Ama üstümden kalkmak akıllarına gelmiyordu.

"Lan çıkın üstümden ölcem kalcam şimdi yerde. Kız kalk!"

-----------

İrem ve Buse'nin yarım saatlik nutuğundan sonra sakinleşmiş bir şekilde Demir ve geldiğini sonradan fark ettiğim Kerem de dahil salonda oturup muhabbet ediyorduk.

"Sahi Buse. Arda nerde?"
"Ay. Arda deme bana. Nerdeyse nerde. Umrumda değil. İnşallah ta cehennemin dibindedir.! Yüzünü görmek istemiyorum onun!!."
"Tamam abla. Sakin.."

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin