Bir adam nasıl aşık olurdu? Bağlılık , sadakat , tutku , sevgi aşkın temel bileşenleri sayılırken bir adam aşkı içinde kaç farklı şekilde tanımlayabilirdi? Belki kadını gözlerinden severdi. Yemyeşil bir ferahlığa masmavi deniz derinliğine belkide içinde kaybolmak isteyecek koyu dipsiz kahvelere... Belkide gülüşü etkilerdi. Kadın güldüğünde bahar gelirdi gönlüne, açmamış tüm çiçekleri kalbinde yer bulurken renkleriyle süslerdi hayatını...Tüm bunların yanında kadın ne hissederdi. Belki Yaralıydı , belki içinde bulunduğu aşka Yaralıydı. Nihayetinde adam aşıksa eğer tüm yaralarından öper iyileştirirdi kadını.Sonu ne mi olurdu? Bazıları aşka sonuna kadar inanır kalbinin çiçek açmasına yaralarının bir bir öpülüp yok olmasına sonuna kadar izin verirdi. Bazılarıysa yaşamayı öğrenirdi. Bağlılık tam olarak burada anlamını yitirmiş olurdu. Can yücelin dediği gibi 'Bağlanmayacaksın birşeye öyle körü körüne O olmadan yaşayamam demiyeceksin demeyeceksin işte ' yaşarsın çünkü. .. yaşıyoruz çünkü hayat alıp götürüyor biz yaşıyoruz.
Son satırlarımı yazarken kupamdaki kahvenin bittiğini farkettim . Saat sabah 4ü vururken uzun süredir uyumadığımı farkettim. Mutfağa gidip yeni bir kupa almak için mutfak dolabını açtığımda elimde kalan dolap kapağıyla gülmeye başladım. Hayatım tam olarak böyleydi. 6. Kitabımı çıkarmak için sabah akşam içimden ne geliyorsa yazarken aslında kendi hayatımın tam bir çöplük olduğunu yeni farkettim. Dolap kapağını yere bıraktıktan sonra raftan bir kupa alıp kahve makinasından sert bir kahve aldım.
Geceler uzundu. Gece gündüz kavramım yoktu. Yazdıklarımın aksine son derece düzensiz bir hayata sahiptim. Üçüncü kitabımda bahsettiğim kontrol manyağı adamla uzaktan yakından ilgim yoktu. Aşk üzerine bu kadar Yazdıklarımın kapışılarak gitmeside inanılmayacak derecedeydi. Posta kutum ağzına bir doluydu. Gönderilen hediyeler ,yazılan mektuplar ,yayın evlerinden gelen teklif ekleri... Hiç biri umrumda değildi.
E-postamda ağzına bir doluydu. Bazen açar, kitaplarımı okuyan insanların devamlı olarak bir sonraki kitabı beklediğine dair mesajları okuyarak geçerdim. Sanatlı sözler benimle tanışmak isteyenler Yazdıklarımın devamını merak edip ipucu vermem için yalvaranlar. .. Hiç birine cevap vermeden kapatır çıkardım. Saçmaydı , belirli karakterlere bu kadar bağlanmaları , eninde sonunda çıkardığım karakter ne onların Hayatındaydı nede gerçek hayattaydı. Eninde sonunda ölürdü. Çünkü mutlu sonla hiç bir olay bitmezdi.
Kahvemi yudumlarken bu saatte gelen maili açtığımda ilgimi çekmişti.
LEYLA
kod adı leyla bir yerdeyim. İnanın ki son kitabınızdaki Mert karakterine o kadar çok ihtiyacım varki... Sardığı yaralarla iyileşen duru gibi hissetmeye... Şu yazdıklarımı okuyup ne saçmalamış diyebilirsiniz anlıyorum. Koskoca bir yazar oturup benimle benim acılarımı paylaşacak hali yok. Ama size sormam lazım , Duru zafer tarafından aldatıldığında nefret miydi ilk kalbini saran yoksa hissizlik miydi?
Yazısını tekrar tekrar okudum. Aldatılmış mıydı? Yoksa sadece merak unsurumuydu diğer okuyucularım gibi. İçten satırları cevap verme dürtümün önüne geçsede birşey yazmadım. Elimde ki kahveyi bırakıp ilk defa kaç gecedir yapmadığım şeyi yapmaya ilerledim. Şehrin tüm manzarasını gören cam kenarındaki koltuğa uzanıp Kolumun birisini başımın altına sıkıştırdım.
Aklımda satırları dolaşıyordu. 'Kod Adı leyla bir yerdeyim'. Karanlık bir geceden bahsediyordu. Anlatmak istediği her zamankinden daha karanlık , kendi içinin karanlığıydı. Durunun yerine kendini koyup Durunun nefreti ve hissizliğiyle kendini karşılaştırıyordu. Yada olayın şokuyla ne hissettiğini çözmeye çalışıyordu.
Dayanamayıp yerimden kalkarak bilgisayarın başına geçtim. Daha önce yapmadığım birşeyi yaparak cevap kısmına kelimelerimi seçerek yazmaya başladım.
Kod Adı zamanın itirafı
"içinizdeki karanlığı yazdıklarınızla anlamaya ve tartmaya çalıştım. Duru o gece kimseden birşey beklemeden nefretini ölüme karşı hissizliğiyle bozdu. Onun gibi yaralarını saracak bir mert var mıdır bilemem ama Duru özünde güçlü bir karakterdir. Her kadın farklı bir açıdan okur hayatını gördüklerini bu yüzden değil midir aklı ve Zekalarıyla erkeklerden onları üstün kılan. Bakış açınız diyorum. Açınızı ayarladığınızda Durudan daha güçlü olduğunuzu anlayacaksınız, o zaman bileceksiniz içinizde ki fırtınaları. .. O zamana kadar itiraflarınızı bekliyor olacağım. "
Gönderip göndermeme konusunda kararsız kalsamda gönder tuşuna tıklayarak o gece hayatımın değişen yaşamına ilk adımımı atmış oldum. Benim için leyla zamanı yeni sürgünlere yol açmıştı... Ve ben ileride bu değişimi göremeyecek kadar körleşmiştim.
CD çalardan yükselen son ses müzikle yerimden sıçrayarak kalktım. Karşımda büyük bir hiddetle koyu perdeleri çekip içeriye gün ışığını sokmaya çalışan Alp ile karşı karşıyaydım.
Kafasını olumsuz anlamda sallayarak ''Bu halin bu hayatın ne zaman düzene girecek? Kalk ve toparlan !"
"Ne zamandan beri annem görevini üstleniyorsun? "
"Şu haline bir baksana sen bir yazarsın milletin hayatına ilmek gibi işleyen yazılarınla onlara yön veren bir kahramansın ama yaşadığın hayata bak. "
Oturduğum yerden yüzümü yıkamak için ayaklandım.
"Buraya dadılığımı yapmaya gelmedin Alp. Ne haberler getirdin onu söyle bana. ""Kitabın bitmesine son 1 ay istiyorlar. Bitirmen için tam 1 ayın var."
"Deli mi bunlar nasıl 1 ayda tamamlayabilirim. Yeni yazmaya başladım."
Salondaki koltuklardan birine oturdu. Sigarasını yakarak takvimi diğer eliyle gösterdi.
"Bunları milyonlarca para borç yapmadan önce düşünücektin. Kitapların dünyanın her yanına satıldığı halde borcunu karşılamıyor. ""Lanet olsun! "
"İlk önce şu hayatını düzene sokacağız evin bakımı için ve senin için bir asistana ihtiyacımız var."
"Saçmalık. Çok borcum var ve ben bir asistan bozuntusuna dünya kadar para ödeyemem. "
"Bu bataklığın altından bir şekilde kalkman lazım. Insanlar okudukları kitabın gerçek yazarının hayatını bilseler emin ol daha fazla ilgilenirler. "
"Sabah sabah fazlasıyla komiksin. "
Saatine bakarak ; "sabah mı ? Saatten haberin yok galiba gerçi hiç birşeyden haberin yok saat 16.00. Benim işlerim var şimdi gidiyorum. Dolaptaki içki şişelerinin her birini topladım . İçmek artık yasak."
"Defol git evimden!"
"Bunlar için bana ileride çok teşekkür ediceksin. "
"Hiç sanmıyorum şimdi ben seni kapı dışarı etmeden git!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA
FanfictionLeyla dedi. "Kerem gibi sevmek nedir?" En derininden acı koy önüme, Öyle bir parçalasın ki Sesim çıkmasın, Gözlerim görmesin, Yüreğim işitmesin. Kabulüm... Bu hasrete doymuş beden Tek bir şey ister nihayetinde. Gelecekse acısıda ke...