1.Bölüm

9.3K 226 25
                                    


Bir adam nasıl aşık olurdu? Bağlılık , sadakat , tutku , sevgi aşkın temel bileşenleri  sayılırken  bir adam aşkı içinde kaç farklı şekilde tanımlayabilirdi?  Belki kadını gözlerinden  severdi. Yemyeşil bir ferahlığa  masmavi deniz derinliğine belkide içinde  kaybolmak isteyecek koyu dipsiz kahvelere... Belkide gülüşü  etkilerdi. Kadın güldüğünde  bahar gelirdi gönlüne,  açmamış  tüm çiçekleri kalbinde yer bulurken renkleriyle süslerdi hayatını...

Tüm bunların yanında kadın ne hissederdi.  Belki Yaralıydı  , belki içinde bulunduğu aşka Yaralıydı. Nihayetinde  adam aşıksa  eğer tüm yaralarından  öper iyileştirirdi kadını.Sonu ne mi olurdu?  Bazıları aşka sonuna kadar inanır kalbinin  çiçek açmasına  yaralarının  bir bir öpülüp  yok olmasına sonuna kadar izin verirdi.  Bazılarıysa  yaşamayı öğrenirdi.  Bağlılık tam olarak burada anlamını  yitirmiş olurdu.  Can yücelin  dediği gibi 'Bağlanmayacaksın birşeye öyle körü körüne O olmadan yaşayamam demiyeceksin  demeyeceksin  işte '  yaşarsın çünkü. ..   yaşıyoruz çünkü hayat alıp götürüyor biz yaşıyoruz.

Son satırlarımı yazarken  kupamdaki  kahvenin bittiğini  farkettim . Saat sabah 4ü  vururken  uzun süredir uyumadığımı  farkettim.  Mutfağa gidip  yeni bir kupa almak için mutfak dolabını  açtığımda  elimde kalan dolap kapağıyla gülmeye başladım. Hayatım tam olarak böyleydi.  6. Kitabımı  çıkarmak için sabah  akşam içimden ne geliyorsa  yazarken  aslında kendi hayatımın  tam bir çöplük olduğunu  yeni farkettim.  Dolap kapağını  yere bıraktıktan  sonra raftan  bir kupa alıp kahve makinasından  sert bir kahve aldım.

Geceler uzundu. Gece gündüz kavramım  yoktu. Yazdıklarımın  aksine son derece düzensiz bir hayata sahiptim. Üçüncü kitabımda  bahsettiğim kontrol manyağı adamla uzaktan yakından  ilgim yoktu.  Aşk üzerine bu kadar Yazdıklarımın  kapışılarak  gitmeside  inanılmayacak  derecedeydi.  Posta kutum  ağzına bir doluydu. Gönderilen  hediyeler  ,yazılan mektuplar ,yayın evlerinden  gelen teklif ekleri... Hiç biri umrumda  değildi.

E-postamda ağzına bir doluydu.  Bazen açar,  kitaplarımı  okuyan insanların devamlı olarak bir sonraki kitabı beklediğine  dair mesajları okuyarak geçerdim. Sanatlı  sözler benimle tanışmak isteyenler  Yazdıklarımın devamını  merak edip ipucu vermem için yalvaranlar. .. Hiç birine cevap vermeden  kapatır çıkardım.  Saçmaydı , belirli karakterlere  bu kadar bağlanmaları , eninde sonunda çıkardığım karakter ne onların Hayatındaydı  nede gerçek hayattaydı. Eninde sonunda ölürdü. Çünkü mutlu sonla hiç bir olay bitmezdi.

Kahvemi  yudumlarken bu saatte gelen maili açtığımda ilgimi çekmişti.

LEYLA

kod adı leyla bir yerdeyim. İnanın  ki son kitabınızdaki Mert karakterine  o kadar çok ihtiyacım varki... Sardığı yaralarla  iyileşen  duru gibi hissetmeye...  Şu yazdıklarımı okuyup ne saçmalamış  diyebilirsiniz anlıyorum. Koskoca bir yazar oturup benimle benim acılarımı  paylaşacak hali yok. Ama size sormam lazım , Duru  zafer tarafından  aldatıldığında  nefret miydi ilk kalbini saran yoksa hissizlik  miydi?

Yazısını tekrar tekrar okudum. Aldatılmış  mıydı? Yoksa sadece merak unsurumuydu  diğer okuyucularım gibi. İçten  satırları cevap verme dürtümün  önüne geçsede  birşey yazmadım. Elimde ki  kahveyi bırakıp ilk defa kaç gecedir yapmadığım şeyi yapmaya ilerledim. Şehrin tüm manzarasını  gören cam kenarındaki koltuğa uzanıp Kolumun birisini başımın altına sıkıştırdım.

Aklımda satırları dolaşıyordu. 'Kod Adı leyla bir yerdeyim'.  Karanlık bir  geceden bahsediyordu. Anlatmak istediği her zamankinden  daha karanlık , kendi içinin  karanlığıydı.  Durunun  yerine kendini  koyup Durunun nefreti ve hissizliğiyle  kendini karşılaştırıyordu.  Yada olayın şokuyla ne hissettiğini  çözmeye çalışıyordu.

Dayanamayıp  yerimden kalkarak bilgisayarın başına geçtim. Daha önce yapmadığım birşeyi yaparak cevap kısmına kelimelerimi  seçerek yazmaya başladım.

Kod Adı zamanın itirafı

"içinizdeki  karanlığı yazdıklarınızla  anlamaya ve tartmaya çalıştım. Duru  o gece kimseden birşey beklemeden  nefretini ölüme karşı hissizliğiyle  bozdu. Onun gibi yaralarını saracak  bir mert var mıdır bilemem ama Duru özünde güçlü bir karakterdir.  Her kadın farklı bir açıdan okur hayatını gördüklerini  bu yüzden değil midir  aklı ve Zekalarıyla  erkeklerden  onları üstün kılan. Bakış açınız diyorum. Açınızı ayarladığınızda Durudan  daha güçlü olduğunuzu  anlayacaksınız, o zaman bileceksiniz  içinizde ki fırtınaları. .. O zamana kadar itiraflarınızı bekliyor  olacağım. "

Gönderip göndermeme  konusunda kararsız kalsamda gönder tuşuna tıklayarak  o gece hayatımın değişen yaşamına ilk adımımı  atmış oldum. Benim için leyla zamanı yeni sürgünlere yol açmıştı... Ve ben ileride bu değişimi göremeyecek  kadar körleşmiştim.

CD çalardan  yükselen son ses müzikle yerimden sıçrayarak kalktım. Karşımda büyük bir hiddetle  koyu perdeleri çekip içeriye gün ışığını  sokmaya çalışan  Alp ile karşı karşıyaydım.

Kafasını olumsuz  anlamda sallayarak ''Bu halin bu hayatın ne zaman düzene girecek?  Kalk ve toparlan !"

"Ne zamandan beri annem görevini üstleniyorsun? "

"Şu haline bir baksana sen bir yazarsın milletin hayatına ilmek gibi işleyen yazılarınla  onlara yön veren bir kahramansın  ama yaşadığın hayata bak. "

Oturduğum yerden yüzümü  yıkamak için ayaklandım. 
"Buraya dadılığımı  yapmaya gelmedin Alp. Ne haberler getirdin onu söyle bana. "

"Kitabın bitmesine son 1 ay istiyorlar.  Bitirmen  için tam 1 ayın var."

"Deli mi bunlar nasıl 1 ayda tamamlayabilirim. Yeni  yazmaya başladım."

Salondaki  koltuklardan  birine oturdu. Sigarasını  yakarak takvimi diğer eliyle gösterdi.
"Bunları milyonlarca para borç yapmadan önce düşünücektin. Kitapların dünyanın her yanına satıldığı halde borcunu karşılamıyor. "

"Lanet olsun! "

"İlk önce şu hayatını  düzene sokacağız  evin bakımı için ve senin için bir asistana  ihtiyacımız  var."

"Saçmalık. Çok  borcum var ve ben bir asistan bozuntusuna  dünya kadar para  ödeyemem. "

"Bu bataklığın  altından bir şekilde kalkman  lazım. Insanlar okudukları kitabın gerçek yazarının  hayatını bilseler  emin ol daha fazla ilgilenirler. "

"Sabah sabah fazlasıyla komiksin. "

Saatine bakarak ; "sabah mı ?  Saatten haberin yok galiba gerçi hiç birşeyden haberin yok saat 16.00. Benim işlerim var şimdi gidiyorum.  Dolaptaki  içki şişelerinin  her birini topladım . İçmek  artık yasak."

"Defol git evimden!"

"Bunlar için bana ileride çok teşekkür ediceksin. "

"Hiç sanmıyorum  şimdi ben seni kapı dışarı etmeden git!"

LEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin