45. Bölüm

1.2K 116 12
                                    

Ölüm geliyor aklıma birden ölüm.
Bir ağacın gövdesine sarılıyorum.

Cemal Süreya

~Zeynep'ten~

Şöminenin önüne oturmuş elimdeki bardakla oynuyordum. Bakışlarım düz berjerin üstüne takıldı. Buraya iki defa gelmiştim ilk geldiğimde kerem körkütük şarhoştu. Benden kaçıyordu. Duygularından...
İkinci gelişimde ise çok güzel vakit geçirmiştik. Tabiki sonunda hasta olmasaydı. Derin bir nefes alıp burnumun ucunda tüten kokusunu hatırladım. Özlemiştim...

Nereden çıkmıştı bu adam, nasıl kurtulacaktık? Hayatımızı biranda altüst etmesi hepimizi yerinden etmesi sinirimi bozuyordu. Kereme bir şey olacak hissi içimi kavurup geçiyordu. Düşüncelerimi Alp'in kahkahası böldü. Kaşlarımı çatıp ona baktığımda hala gülmesi sinirlerimin gerilmesine neden olmuştu. Durduğu duvarın karşısında hala gülüyordu.

"Şu halimize bak sen kahkaha atarak gülüyorsun Alp!"

"Bizim oğlan defteri kalemi getirmeyi unutmuş herhalde duvara yazmış sözleri." Dediğinde oturduğum şöminenin başından kalkıp duvara doğru gittim. İkinci gelişimde bu yazıyı farketmemiştim bile. Sırasıyla satırları okudum.

Bana gelince; Ben, dümdüz giderken, birden sana kıvrılan bir yol gibiyim. '. İlhan Berk

Bu akşam anladım ki , bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.'
Sabahattin Ali

Şu anda İstanbul'da olmak isterdim.
Mihrabat Korusu'nun dar yollarında seninle
Yan yana, yana yana yürümek,
Bir de martıların kanatlarından seyretmek İstanbul'u.. '
Özdemir Asaf

  Aklıma geldiğinde gülümsemeye başladım. Ellerimi duvarın üzerinde ki yazılarda gezdirip güzel el yazısına baktım bir daha. Keremi tanıyordum bu yazıyı ona kızıp gittiğim gece yazmıştı. Hislerinden korktuğunu yüzüne vurup gittiğim gece... 

"Kalem var mı yanınızda?" Dediğimde Alp'in çekmeceden çıkardığı kalemi elime aldım. Satırlarım Keremin yazdığı kadar düzgün olmasada içimde ki en önemli şeyi yazdım.

Nazımında dediği gibi;" Ne muazzam şey seni sevmek..." .

Biraz gerileyip uzaktan nasıl durduğuna baktım. Fena değildi sanki.
Şöminenin yanına geçerken Defnede duvara bakıp yanıma geldiğinde Alpte diğer köşeye oturmuştu.

"Ne olacak bu durum Alp? Nasıl çıkacağız bu işin içinden?"

"Bilmiyorum Zeynep. Adamları tanımıyoruz bile. Nedenini bir anlasak annesiyle ne alakası olduğunu bilsek?"

"Keremin kimsesi kalmadığından eminsiniz değil mi? "

"Evet."

"Korkuyorum başına bir şey gelecek diye."

Defne bana sarıldığında elimden birini eliyle tutup sarmaladı.

"Kimseye bir şey olmayacak kapatalım şu konuyu. Başka bir şey konuşalım. Kötüyü çağırmayalım şimdi. Siz keremle nasıl tanıştınız Zeynep anlatsana."

"Yok artık anlatmadı mı sana?"

"O ara Gurur olayları vardı. Ben o doğum gününde tanıştıklarını biliyorum." Dediğinde gerçektende ben Defneye keremle asıl nerede tanıştığımızı hiç anlatmamıştım.

LEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin