12. Bölüm

1.8K 159 5
                                    

Üstelik seviyorumda onu. Dudağının kıvrımını seviyorum. Saçının karasını seviyorum. Kaşının bükülüşünü , alnının genç kırışığını. İşte senin gibi apayrı. Canına sokacağın geliyor...
    Sait Faik Abasıyanık

   'Kerem sen rakı sofrası kurup üstüne birde böyle güzel sözler söyledikçe ben efkarlanıyorum.'

' Ece konusu hala bitmedi mi?'

' Kafeden ayrıldı. İstifa dilekçesini masamın üstünde buldum. Sonra dedim ki ben Alp'im oğlum aşk acısıda nedir bir kendine gel.'

' İşte tamda ortalıklarda görünmeyen Alp davranışları gün yüzüne çıktı.'

'Dedim de şuan seninle rakı sofrasında yeniden efkarlanıyorum.'

'Alp sen ciddi ciddi aşık mı oldun?'

'Aslında tam olarak bilmiyorumda. Biraz bahsetsene.'

'Bana soruyorsun farkındasın değil mi?'

'Yazar olan sen değil misin? Aşk üzerine kitapları kapışılarak gidende sen değilsin sanırım.'

'Evet değilim. Çünkü ben keremim senin bahsettiğin kişi ise Duman'

'Dumana sorduğumu varsayıyorum o zaman.'

'Bu gece bu masada sadece kerem var kardeşim. Oda sorunun cevabını bilmiyor.'

'Kaçtığını düşünüyorum.'

"Siz aşık olunca durumlar nasıl oluyor. Kelebekler. Pıtırcıklar falan mı? Her şey pembe mi? Ben birine aşık olunca kızgın bir tavayı tutuyorum. Duvara yumruk atıyorum. Öfkeden sesim kısılıyor. Kendimi değersiz hissediyorum. Tutuyorum saçımı kesiyorum. Kalkıyorum bir şehri terk ediyorum. Ben aşık olunca biraz canımı yakıyorum." Demiş Oğuz Atay. Galiba bende onun gibi düşünüyorum.'

'Ben ne düşündüğümü bilmiyorum. Kitap nasıl gidiyor? '

'Başlardayım daha. Yayın evinden arayan olmadı değil mi?'

'Hayır aramadılar. '

'Zeynep geldi bugün, yarın için konuştu.'

'Ben sana söylemeyi unuttum görüşemedik birde kafe bu hafta çok kalabalıktı biliyorsun.'

'Biliyorum ben olur dedim ama senin planın var mı?'

'Hayır yok. Çıkarız yarın hep beraber yola. Nerede kalacakmışız?'

'Zeynep ben ayarladım hepsini dedi anlatmadı bana.'

'Güvenmekten başka çaremiz kalmıyor desene.'

'Sanırım öyle.'

'Ben kaçayım o zaman hazırlık falan yaparım. Haberleşiriz.'

'Görüşürüz.'

Alp'i evden uğurladıktan sonra salonun en kuytu köşesindeki hediyeleri çıkarıp ayrı bir yere koydum. Küçük sırt çantamı alıp içine birkaç kıyafet koyduktan sonra Zeynep'in bana hediye ettiği defteri çantanın en kuytu köşesine sıkıştırdım. Tüm işlerim bittiğinde evdeki garipliği farkedip Şans'ı aramaya başladım. Bu kadar uzun bir süre ortalıklarda gözükmemesi normal değildi. Odama çıktığımda yatağın en köşesine sinmiş olduğunu gördüğümde gülümsedim. İki patisiyle tutup oynadığı şeye baktığımda şaşırmıştım. Zeynep'in eldivenlerinden biri Şansın patilerinin arasındaydı.

'Şans oğlum ne yaptın sen?' Dediğimde utanarak yüzünü patilerinin altına aldığında gülümsedim. Hafifçe yatağın üzerine uzanarak bir kolumu başımın altına aldım. Yüzüm Şans'a dönüktü.

LEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin