16. Bölüm

1.9K 160 17
                                    

'Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde falat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu benim de bir ruhum olduğunu öğrettin.'
Sebahattin Ali

  Elimdeki sigaramı küllüğe bastırarak Zeynep'in odasından aldığım defteri kapatarak masanın üzerine bıraktım. Bardağımın dibinde ki son yudumluk şarabı içtikten sonra şişeyi elime aldığımda kalmadığını gördüm. Ne zaman bu kadar içtiğimi anlayamamıştım.

  Uzun berjerin üzerinden hafifçe kıpırdanarak uyuma pozisyonumu aldım. Burada düzeleceğimin aksine gitgide dibe  batarken bazen mutlu bazense özlemin canımı yakmasına izin veriyordum.  Tüm sıkılmışlığımın aksine kalkıp müzik çalara doğru hareket edip ilk elime geçen cd yi  takarak ilk şarkısını bekledim.

   İlk şarkıyla nefesim daralırken beynimin içinde minik depremler artmıştı. Ona ait herşeyi bu evden kaldırdığıma yemin edebilirdim. Sevdiği şarkıları topladığı bir cd vardı geçmişten. İçi  tamamen Sezen Aksu şarkılarıyla dolu bir cd. Beraber dinlediğimiz zamanlar aklıma geldiğinde cdyi müzik çalardan çıkartıp elimin içinde paramparça ettim.  Bunu bile haketmiyordu.  Tüm parçalar yerlere dökülürken ihaneti bir bir gözlerimin önüne sunuldu. Terkettiğim bir şehirdi benim için geride kalan yıkık dökük bitik... Peki bu sefer niye kaçmıştım?

Başım iyice dönmeye başladığında sağa sola yalpalanarak koltuğa geçeceğim sırada çalan kapı ne kadar ilgimi çekmiş olsada umursamadım. Kapı ikinci kez çalınmanın ardından gelen narin sesle dikkat kesildim.

'Kerem orada olduğunu biliyorum aç kapıyı! Hem burası çok karanlık korkuyorum!'

Yerimden kalkarak gözlerimi ovuşturup bunun bir hayal ürünü olduğunu düşünüp gülerek kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm Zeyneple gülme krizine girdim.

'Bu gerçek olamayacağına göre sende hayalisin galiba.'

'Sen sarhoş musun? Bu halin ne senin?'

'Bilmem sen söyle bu halim ne böyle?'

Öne doğru sendelediğim de beni tutmaya çalıştığında tekrar gülmeye başladım. Burnuma gelen o koku bütün gülme dürtülerimi durdururken mırıldandığım şeyle o gülümsemeye başladı.

'Hey sen gerçeksin. Sen beni nasıl buldun?'

'Uzun hikaye yarın ayılabilirsen anlatırım. İlk önce seni yatıralım.'

Kolumu omzuna attırıp destek vermeye çalıştı. Minik adımlarla odamı bulduktan sonra yatağın örtüsünü kaldırarak oturmamı sağladı. Yatağın içine kıvrılırken hala gerçekliğine inanamıyordum. Üzerimi örtüp diğer tarafa geçtiğinde gözlerim kapanmaya başlamıştı bile...

Uyumadan önce hatırladığım tek şey ise minik bir elin yüzümde gezinmesiydi. O kadar huzur vericiydi ki hiç bir uykuya bu kadar huzurlu dalmadığımı düşündüm. Elleri yüzümde gezinirken hatırladığım tüm o anılar bir bir siliniyordu sanki, biri elleriyle kalbimi avuçlayıp sanki birşeyler fısıldıyordu.

 Elleri yüzümde gezinirken hatırladığım tüm o anılar bir bir siliniyordu sanki, biri elleriyle kalbimi avuçlayıp sanki birşeyler fısıldıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin