Küçücük bir çocuktu şimdi yüreğim, elleri camda dışarıyı izlerken gözlerinden dökülen yaşların telafisi yoktu. Anlayan bilirdi kimsesizliği...
İçinde bulunduğum duruma eve çevremdeki insanlara bakıyorum. Zeynep'in ne kadar şanslı olduğunu düşünürken bir diğer tarafım küçücük bir çocuk gibi kıskanç. Ailesizliği bilirdim ben. Sıcacık anne gülüşü nedir? Baba ellerinin güvenini bilmezdim. Hiç bir zaman aferin oğlum diyip başımı okşamadı mesela.
Salih Beye bakıyorumda içim ısınıyor babalığına. Gözü gibi koruyor kızını. Gözlerimin yanmaya başladığı anda taş sesleri dolduruyor kulağımı."Tavlada pek vasatsın. Sökük mü şurası?"
"Değil salih bey. O kadarını biliyorum."
"Sen şimdi iyice benzettin şu gereksizi değil mi?"
"Yani sonuçta yerle bir buluşması oldu."
"Benim bu kızıma kalsa yapma baba , söyleme baba, ayıp baba... "
"Haklısınız."
"Oğlum, yavrum, dingil demezler mi adama? Sen gel mumlarla benim bahçeye benim kızıma yazı yaz. Yürek yiyip gelmiş zaten. Üstüne bu dingil arkadaşımız mumları söndürmeye çalışırken bizim arka bahçeyi yakıyordu."
"Bilseydim bir kaç tane daha indirirdim. Çok haklısınız salih amca."
"Bey daha iyiydi sanki daha tam iyi sayılmayız değil mi evladım?"
Zeynep salona geldiğinde yanımdaki koltuğa oturdu.
"Kim yendi bakalım?"
"Soru mu bu kızım? Tabiki de ben yendim."
Gülerek bana baktığında gülümsedim. Kolumdaki saate baktığımda saatin geç olduğunu farkedip ayaklandım.
"Ben gideyim artık geç olmuş."
Demet hanım'ın sesi geldi mutfaktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA
FanficLeyla dedi. "Kerem gibi sevmek nedir?" En derininden acı koy önüme, Öyle bir parçalasın ki Sesim çıkmasın, Gözlerim görmesin, Yüreğim işitmesin. Kabulüm... Bu hasrete doymuş beden Tek bir şey ister nihayetinde. Gelecekse acısıda ke...