Beril Kayalar
Sinirle ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Anne bin kere söyledim. Sen beni dinlemiyor musun ya?! İstemiyorum tamam mı?! İstemiyorum!"
Yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Dinliyorum tabi ki de tatlım. Ama emin ol bu tatil sana çok iyi gelecek. En azından birazcık bebeğim. Hem kafanı toplamış olursun?"
"Sen kendinde misin anne?! Daha önce bir sevgilim olmasına izin vermeyen sen, şimdi üvey babamın oğluyla tatil yapmamı istiyorsun! Nikahınıza bile gelmedi bu çocuk! Tanımıyoruz, etmiyoruz! Peki sen beni neye dayanarak bu çocuğun yanına yolluyorsun?!"
Gözlerinin dolması birazdan ağlayacağına işaretti. Ama bende fazlasıyla dolmuştum.
"Sezgin'e güveniyorum. O oğlunu bizden çok daha iyi tanıyor."
Dolu gözleriyle odamdan çıkışını izledim. Tamam çok üstüne gitmiştim. Ama o da bana sormadan hakkımda kararlar almayı alışkanlık edinmişti.
Kendimi sırt üstü yatağa atarken düşündüm. Hayatımı. Annemi, babamı, üvey babamı ve yüzünü görmediğim üvey abimi düşündüm.
Annem tarafından istemediğim bir tatile gönderiliyordum. Hemde üvey abimin de içinde, hatta merkezinde olduğu bir tatil. Aman ne kadar da güzel!
**
Hande Süvari
"Baba!" Diye bağırdım salonun ortasında.
Merdivenlerin başında gözüken babama nefretle baktım. "Hande ne oluyor? Niye bağırıyorsun?"
Elimdeki bileti gösterdim. "Bu ne?!"
"Antalya biletin." Rahat rahat söylemesi sinirimi bozarken dişlerimi sıktım.
"Nerden çıktı bu Antalya işi?! Benim niye haberim yok?!"
"Bu yıl boyunca okulda yaptıklarını unutmadım hanımefendi! Yaptıklarının cezasız kalacağını mı sanmıştın?!"
"Ben hiç bir yere gitmiyorum! Ama Sevgili karın(!) ve sen istediğiniz yere gitmekte özgürsünüz!"
"Hayatım?" Diyerek odasından şen şakrak sesiyle seslenen üvey annem babamı merdivenlerde görünce boynuna atladı. "Konuştum. İkna etmem biraz zor oldu. Ama kabul etti!" Dedikten sonra bana döndü. "Güzel haberi sen mi vermek istersin? Ben mi vereyim?"
Gözlerimi büyüterek ona baktım. "Hamile misin?!" O güzel dediyse kesin kötü bir haberdi. Kadın felaket tellalı gibi!
Kahkaha attı. "Hayır tatlım. Bu konu seninle ilgili."
Dudaklarımı büzdüm. "Benimle mi ilgili?"
"Tatlım biliyorsun ki benim bir oğlum var. Antalya'da yaşıyor. Seni onun yanına göndermek istiyoruz."
Duygudan yoksun bir kahkaha attım. "Bana sordunuz mu?!"
Küstahça gülümsedi. "Sormamızı gerektirecek bir şekilde davranmadığın için sormadık tatlım."
Sinirle babama döndüm. "Hani diyorsun ya yaptıklarını unutmadım diye, işte bende senin anneme yaptıklarını unutmayacağım!"
**
Beril Kayalar
"Beril, seninle biraz konuşabilir miyiz?"
Elimdeki tabakları mutfak tezgahına koyup Sezgin Abi'ye döndüm. "Tabi. Geliyorum şimdi."
Aslında çok iyi biriydi. Hatta beni öz kızı gibi seviyordu. Ama babamın yerini tutmuyordu işte! Tutamazdı da zaten!
Arkasından giderken sessizdim. Çalışma odasının önüne geldiğimizde önce benim içeri girmemi bekledi. Ben girdikten sonra da kapıyı kapattı.
"Seninle ne konuşacağımı tahmin ediyorsundur kızım." Evet ediyordum. Antalya tatilini konuşmak istiyordu.
Başımı salladım. "Biliyorum Sezgin Abi."
Saçımı okşadı. "Beril, biliyorsun seni öz kızım gibi seviyorum. Ama sende biliyorsun ki Sevilay'ı da çok seviyorum."
"Biliyorum."
"Bende bir şey biliyorum ki sen bu tatile gitmek istemiyorsun. Ama birazcık da olsa mutlu olmaya çabalasan? Baban öldüğünden beri kimseyle doğru düzgün konuşmuyorsun, dışarı çıkmıyorsun ve karnende de gördüğümüz gibi notların iyice düştü. Okul birinciliğinden sonunculuğuna mı terfi edeceksin." Dedi tebessüm ederek.
"Ben o mezara babamla birlikte kendimi de gömdüm Sezgin Abi. Bundan sonra da kimse beni o mezardan çıkaramaz."
"Bence bu kadar karamsar olma Beril."
"Bence siz fazla umutlanmayın. Sonra üzülmenizi istemem." Diyerek odadan çıktım.
Ben babamı kaybetmiştim. İlk aşkımı. O gün, o mezara beni de koymuşlardı. Bir daha çıkamamak üzere.
**
Hande Süvari
"Anne?"
"Kızım? Ağlıyor musun sen?" Hırsla yanağımdaki yaşı sildim.
"Anne ben çok kötüyüm."
Telaşlı sesi kulaklarıma doldu. "Ne oldu canım?"
"Anne, bana söz vermişti. Bu yazımı seninle getirecektim, Amerika'da. Ama şimdi Antalya'ya yolluyor beni. Anne lütfen bir şey yap. Ben senin yanına gelmek istiyorum. "
"Antalya'ya mı yolluyormuş?! Kimden izin almış?! Ben senin için iki gün sonraya bilet ayırtmıştım! Neyse bebeğim sen üzülme ben halletmeye çalışacağım. Tamam mı? Sakın ağlama!"
"Anne seni özledim."
"Biliyorum tatlım. Bende seni çok özledim. Şimdi kapatıyorum Birtanem, baban denen o adamı arayacağım!"
"Tamam annem. Görüşürüz."
Telefonumu yatağa atıp, arkamı döndüm. Evrim Hanım kapı pervazına yaslanmış, tek kaşını kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Kiminle konuşuyordun tatlım?"
Meydan okurcasına baktım. "Seni ilgilendirmez!"
Sinsice gülümsedi ve arkasını döndü. "Babanı ilgilendirir ama."
Arkasından bağırdım. "Senden nefret ediyorum!"
"Bende senden tatlım. Bende senden."
//////
Bölüm Sonuuu! Nasıl buldunuz? Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum! Biraz kısa oldu ama zamanla bunu telafi edeceğim. Kendinize iyi bakın! :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Abiler Karıştı!
ChickLit"Hayat bir denklem." Dedim kaşlarımı çatarak. "Ve ben denklem çözmeyi sevmem." "Senin matematiğin iyi." Diye mırıldandığını duydum Kuzey'in. Bakışlarımı ona çevirdim. "Sende bir denklemsin Kuzey Soykır. Ama seni çözemiyorum." "Çünkü çok bilinmeyenl...