2.3

230 65 12
                                    

BERİL KAYALAR

Ege'nin peşinden koşan Giray'ın arkasından bakakaldım. Ediz de benim gibiydi. Giray'ı ilk defa böyle komik bir halde görüyordum. Ama üzüldüğüm şey Ege'nin can güvenliğinin olmamasıydı. Sonuçta çocuk dibine kadar haklıydı.

"Bu Giray şehir dışına gitmemiş miydi Ediz?" Diye sordum çatık kaşlarımla.

Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı. "Valla bana gideceğini söylemişti. Bende onun yalancısıyım.

Ayağa kalktım. Ege'nin iyi olup olmadığından emin olmam gerekiyordu. "Ediz şunlara bir bakalım." Dediğimde başı ile onayladı. O önden ben arkasından giderken nasıl olduğunu bilmediğim bir anda bacağımı kapıya vurdum. "Lanet olsun!" Diye fısıldadım acı ile.

Ediz endişe ile, "Beril iyi misin?" Diye sorduğunda zar zor başımı salladım. Nasıl olmuştu anlamamıştım ama fena vurmuştum. Acıyı iliklerimde hissediyordum.

"Hiç öyle durmuyor ama." Deyip kucağına aldığında beni şaşkınlıkla ona baktım. Beklemediğim için fazla ani olmuştu.

"Bacağın ağrıyor kızım. İnat etme de Ege kardeşime bakalım." Düşmemek için kollarımı boynuna doladım.

"Belin ağrıyacak!" Dediğimde 'sen ciddi misin' bakışını attı. "Kuş kadar bir şeysin belin ağrıyacak diyorsun. Ayrıca bana Belin deme! O manyak kız aklıma geliyor. Cinnet geçirmek istemiyorum." Dediğinde istemsiz olarak güldüm. Ediz'i o kızla gördüğümde gülmek istiyordum. Karşı konulamaz bir istekti bu.

Merdivenlerde son bir kaç basamak kala biraz yavaşladı. "Gül tabi gül. Show dah yeni başlıyor." Deyip sırıttı.

Kaşlarımı kaldırdım. "Ne showu?" Diye sorduğum da beni pek takmadı.

Tam bir adım daha atmıştı ki aniden durdu. Bakışları karşı da bir yere takılı kalırken dudaklarını gülmemek için birine bastırıyordu. Başımı çevirip baktığı yere baktığımda kırmızı görmüş boğa gibi bizi izleyen Giray'ı gördüm.

Bakışlarına anlam veremezken bunu Ege'yi yakalayamamış olabilmesi ihtimaline yordum. Ediz sonunda konuşup, "Ne oldu kardeşim? Niye öyle bakıyorsun?" Diye sorduğunda her an öfkeden patlayabilecek gibi duruyordu.

"Beril'in. Senin. Kucağında. Ne. İşi. Var!" Diye her kelimenin üstüne bastıra bastıra konuştuğun da kaşlarımı çatabildiğim kadar çatmıştım. Ses tonu fazlasıyla tehditkar çıkıyordu. Bu da bir şey anlayamama durumu oluşturuyordu.

"Nasıl ne işi var kanka? Ayıp ediyorsun!" Dedi Ediz sitemkar bir tonda.

"İndir Beril'i!"

"Kız yürüyemiyor. Bacağını vurdu. Bir kaç adım atmaya çalışmıştı ki yere düşüyordu. Zor tuttum." E yuh artık Ediz! Ayıp be! Abartıya bak.

"Ver bana!" Bir kaç adım yaklaşıp beni Ediz'in kollarından aldı. Giray'ın kucağında yerimi aldığımda heyecanım son safhada idi.

Bakışları hafif morarmaya başlayan bacağıma takıldı. "Ediz buz ve krem falan bir şey getir."

İlk defa girdiğim salon siyah ve beyazın uyumunu oluşturuyordu. Gayet hoş bir salonu vardı Ediz'lerin. Bir kaç dakika sonra elinde bir paket buz ve bir kaç kremle geldiğinde bakışlarım yeniden Giray'a kaydı.

Ediz'in getirdiği kremleri incelerken göz devirip duruyordu. "Kardeşim sivilce kreminin Beril'in ayağına ne gibi bir etkisi olabilir?"

Anlını kırıştırdı. "Ayağın da sivilce çıkmaz?"

Dikkat Abiler Karıştı! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin