Hande Süvari
Beş dakika içinde içeri girmiş, üvey abim de bavulumu içeri taşımıştı.
Tahminimce üvey abimin sevgilisi olan esmer çiyan -niye çiyan dediğimi bende bilmiyorum- uysalca yanıma yaklaşmış, tanışmak için elini uzatmıştı. "Selam şekerim, ben üvey abinin sevgilisiyim. Adım Helin."
Kibar olmak için uzattığı elini hafifçe sıktım. Yoksa sıkmazdım. Bir kere kızın o yolun yolcusu olduğu tipinden belliydi. Üstünde ki gömlek de kesin kanıtıydı. "Hande ben de."
İçeri girdiğimden beri konuşmayan üvey abim sözü devraldı. "Adımı falan biliyor musun?"
Başımı iki yana salladım. "Bilmiyorum."
"Kuzey." Dedi. "Benim adım Kuzey."
Hafifçe gülümsedim. "Adın güzelmiş."
Omuz silkti.
Adı gibi kendi de güzel diye düşündüm içimden.
"Ee tatlım? Nerden geldin?" Bence bu kız konuşmamalıydı! Konuşma şekli bile o kadar tuhaftı ki!
"İstanbul'dan." Kısaca cevapladım.
"İstanbullusun yani?"
Gözlerimi devirdim. Çok soru soruyordu! "Hayır...İstanbul'lu değilim. Antalya'lıyım."
Evet, burda doğmuştum ben. Annemle babamla mutlu mutlu yaşadığım yer burasıydı. İlk emekleyişim, konuşmam, yürümem...hepsi burda olmuştu. Aslında Antalya benim çocukluğumdu. Asla unutmayacağım çocukluğum.
"Aa öyle mi? Ne güzel!" Senin konuşman güzel değil ama!
"Ben sana odanı göstereyim. Yorgunsundur. Hem yerleşirsin." Kuzey'e minnetle baktım.
"Çok iyi olur."
Merdivenlerden çıkıp bir odanın önüne geldik. Kapıyı açıp girmemi bekledi. "Burda kalacaksın."
Beyaz ve mavinin birleştiği oda muhteşemdi!
Kapıdan çıkarken seslendim. "Kuzey,"
Bana döndü. "Efendim?"
Gülümsedim. "Teşekkür ederim."
Omuz silkti. "Önemli değil."
Kuzey gittikten sonra kendimi yatağa atmış, yorgunlukla uyuya kalmıştım.
Gözlerimi araladığımda nerdeyse akşam olacaktı. Yataktan kalkıp, üstümü değiştirdim. Kuş yuvasına dönmüş saçlarımı da tarayıp düzelttim. Saçlarımın salık halini sevdiğim için öyle bırakmıştım. Odadan çıkıp aşağı indim. Acıktığım için mutfağı bulmak adına bir kaç yere bakmış hüsrana uğramıştım. Sonunda doğru yeri bulduğumda içeri girdim.
Fakat mutfak tezgahına Helin'i yaslamış öpen bir Kuzey görmek tepeden tırnağa, hatta saç diplerime kadar kızarmama neden olmuştu. Sessizce çıkıp gidecekken ayağımın halıya takılmasıyla kendimi yerde bulmuştum.
Kalkmaya çalışırken acıyla inledim. Kalçamı fena vurmuştum. Ve fena acıyordu!
Utançla Helin ve Kuzey'e baktığımda ikisinin de gözlerini devirdiklerini görmüştüm. Kalçam da ki acıyı umursamadan ayağa kalktım. "Pardon yaa. Böldüm galiba." Dedikten sonra koşa koşa odama çıktım. Bir yere girerken bodoslama girmeyecektim bundan sonra. Yoksa başıma gelmeyen kalmıyordu arkadaş!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Abiler Karıştı!
Chick-Lit"Hayat bir denklem." Dedim kaşlarımı çatarak. "Ve ben denklem çözmeyi sevmem." "Senin matematiğin iyi." Diye mırıldandığını duydum Kuzey'in. Bakışlarımı ona çevirdim. "Sende bir denklemsin Kuzey Soykır. Ama seni çözemiyorum." "Çünkü çok bilinmeyenl...