Beril Kayalar
2 hafta sonra
Gözlerimi tembelce oda da gezdirdim. Sabah olmuştu. Giray'ın yan oda da uyuyor olduğunu bilmek gülümsememe neden olmuştu. Bu his güzeldi. Fakat elbette ki üvey abimle sevgili olduğum gerçeğini hiç bir şey değiştirmiyordu. Anneme bu durumu nasıl açıklayacaktım en ufak bir fikrim bile yoktu.
O beni kafam dağılsın, biraz da olsa acımı unutayım diye buraya yollamıştı. Ben ne yapmıştım? Annemin beni emanet ettiği üvey abime aşık olmuştum.
Üstüne üstlük tam net olarak 2 hafta dır çıkıyorduk. Aşk engel tanımaz lafı çok doğruydu. Üvey abi de tanımıyordu.
Anneme karşı biraz suçlu hissetsem de düşünmemeye çalıştım. Kalbimin söylediğini yapmıştım.
Aşık olmak kötü bir şey değildi. Sadece benim ki biraz piyangodan çıkar gibi olmuştu. Ama orası da çok önemli değildi.
Merak ediyorsunuz tabi. Giray ile net olarak iki haftadır çıkıyoruz dedim. Yanlış görmediniz!
Doğum günüm bizim için ayrı bir neden dolayı daha da özel ve güzel olmuştu. Giray Demirhan'dan çıkma teklifini sonunda kapmıştım. Gerçi bir an önümde diz çökünce cebinden yüzük çıkarıp evlenme teklifi edecek sanmıştım!
Hiç bakmayın öyle. Ciddiyim. Sanmıştım. Tabi o cepten yüzük yerine kolye çıkınca yüzümün aldığı şekli tahmin edebiliyorum.
Ama ne yapayım canım. Cidden filmlerdeki gibi olacak diye hayal etmiştim o esnada.
Neyse. Öyle ya da böyle çıkma teklifini ettirmiştim! Hadi bana alkış.
Yataktan kalktım. "Bugün çok güzel bir gün olacak." Diye mırıldandım kendi kendime.
Gülümsedim. "Rüya da falan değilim değil mi?"
Kendimi çimdikleyip pencereden dışarıya baktım. Güneş yine tam tepeden Antalyalıları izliyordu. Bıkmadan, usanmadan.
O sırada odamın kapısı açıldığında kapıya döndüm. Pencere pervazına yaslanıp içeriye giren sevgilime baktım. Baktıkça kendimi yeniden çimdikleyesim geliyordu.
Her şey gerçek olamayacak kadar mükemmel gidiyordu. "Günaydın gökyüzüm." Dediğinde iç sesim 'yaağ yapma şöyle şeyleeeer .ss' diyordu.
Dışarda ki ben ise utangaç bir şekilde gülümsedi. Tüm kan doğrudan yanaklarıma doğru ilerliyor du. Durduramıyordum. "Günaydın."
O bu hallerime alışmıştı tabi. Bu utangaç tavırlarım hoşuna bile gidiyordu.
"Kahvaltı yapalım mı?" Diye sordu yaklaşarak. O bana her adım attığında sanki kalbim göğsümden çıkıp ağzımda atıyordu.
"Yapalım." Dedim bakışlarımı yere indirip. "Ama benim önce işlerimi halletmem lazım banyoda."
"Tamam. Bugün kahvaltı sizden Beril hanım." Yanağıma bir öpücük kondurduğunda gözlerim yuvalarından çıkacak gibi büyüdü. Göğüs kafesim artık kalbime dar gelmeye başlamıştı.
O, sudan çıkmış balık gibi olan yüz ifademe sırıtarak baktı. "Bu kadar heyecan yapmana gerek yoktu aşkım." Bana ilk kez aşkım diyordu! Ay aşkım diyordu! Tansiyonum düşüyordu!
Heyecandan bayılma evresine gelmiştim.
Son bir bakış atıp odadan çıktı. "Gülüşünü sevdiğim derin dondurucu!"
"Seni duyabiliyorum!" Sesi kapının önünden geldiğinde yerimden sıçradım. Gittiğini sanmıştım. "Teşekkür ederim, sevgilim. Gülümsememi bu kadar beğendiğini bilmiyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Abiler Karıştı!
Chick-Lit"Hayat bir denklem." Dedim kaşlarımı çatarak. "Ve ben denklem çözmeyi sevmem." "Senin matematiğin iyi." Diye mırıldandığını duydum Kuzey'in. Bakışlarımı ona çevirdim. "Sende bir denklemsin Kuzey Soykır. Ama seni çözemiyorum." "Çünkü çok bilinmeyenl...