1.4

280 74 9
                                    

Hande'den

Gözümü cama diktim. Şu an yanında oturduğum adamı. Bir daha görmemek üzere gidiyordum. Acı çekmemek için temelli gidiyordum. Aslında bir süre İstanbul'da kalıp Antalya'ya geri dönebilirdim.

Ama ona alışmak istemiyordum. Daha fazla bağlanmadan uzaklaşmam gerekiyordu. Kalbime bir yük daha yükleyemezdim.

"Sohbetinize de doyum olmuyor ha!" Diye seslendi arka koltuktan Ege. Gözlerimi devirdim. "Ne konuşalım Ege? Gidiyorum ben. İstanbul'da neler yapacağımı mı anlatayım?"

"Olabilir vallahi!" Dediği sırada Ediz'de, "Bana uyar." Dedi. Bir tek Kuzey'den ses çıkmadı. Zaten onun da çok umrundaymışız gibi değildi.

"Öncelikle gidip biraz alışveriş yapacağım," dediğim de cümlem Ege tarafından yarı da kesildi. "Ayakkabı alacaksın yani?" Dediğin de güldüm ve başımla onayladım. Ayakkabıya olan zaafımı biliyorlardı.

Ayakkabı benim için ayrı bir tutkuydu. Gideceğim bir yer için önce kıyafet değil ayakkabıyı seçerdim. Ayakkabıma da uygun kıyafetleri kombin yapar giyerdim.

"Sonra ne yapacaksın?" Diye sordu Ediz. "Sonra, arkadaşlarımla buluşacağım. Hepsi hayatın eğlenceli tarafını gören insanlar Cansu dışında. Ama hepsi iyi insanlardır.

Yiğit var mesela, o tam senlik Ege. Sempatik tavırları ve soğuk espirileriyle bizi sürekli güldürür. Dışarıdan bakıldığında duran o egoist kişiden çok farklı. Tatlı bir ponçik.

Caner'de tam bir Ediz Sağlam. Kas yapıştırma da usta. Kasları onun herşeyi, gözbebeği. Sadist gibi görünür. Fakat yerde ki karıncayı bile ezmemek için kırk takla atan tatlı, güzel kalplimiz.

Erdoğan asi kişiliğimiz. Sizde ona benzeyen birini göremiyorum. O hepimizden farklı. Yanında değilmiş gibi duruyor. Ama kötü zamanların da herkesten önce o yanında.

Timur desen o ayrı bir canım. Şair kişilik. Muhteşem şiirler yazıyor. Bir gün mutlaka okumalısınız. Sesi mükemmel. Baştan aşağı kusursuz yani. İçlerinde kalbimi çalmaya en yakın kişi." Dediğim de Kuzey aniden frene basınca öne doğru savruldum.

Başımı cama vuracakken elini camla başımın arasına koydu. Şokla titrek bir nefes aldım. Elleriyle omuzlarımdan tutup koltuğa geri yasladı. "Kemeri niye takmadın?" Diye bağırdığın da irkildim.

"Kusura bakma senin hödük gibi frene basacağını düşünemedim!" Diye tısladım.

"Hande!" Diye bağırdı bu sefer. "Ne var be!" Diye karşılık verdim bende. "Beni sinirledirme!" Sinirle ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Hep ben seni sinir ediyorum değil mi Kuzey?! Sen beni hiç sinir etmezsin zaten!" Kapıyı açtım ve arabadan indim.

Çantamı omzuma taktım. Bagaja doğru yürürken Kuzey'de arabadan inmiş, kapıyı da bir güzel çarpmıştı. "Hande ne yapıyorsun?!" Dediğin de cevap vermedim. Bagajı açıp bavulumu çıkardım.

Ege ve Ediz'de arabadan inmiş, bizi izliyorlardı. Bavulu sürükleyerek yürümeye başladım. Kuzey kolumu tutunca sinirle ona döndüm. "Bırak!"

"Nereye gidiyorsun?!" Diye tısladı.

"Umrunda mı acaba?! Cehennemin dibine!" Kolumu kurtarıp yürümeye devam ettim. Gözlerim dolmuştu. Daha fazla dayanamadım ve ağlamaya başladım. Bir kaç dakika yürüdükten sonra çantamdan telefonumu çıkarıp Giray'ı aradım.

İkinci çalışta açtı. "Giray?"

"Efendim Hande?"

"Havaalanına ulaşmadığınızı umuyorum?" Dedim titrek sesimle.
"Ulaşmadık da, senin sesin niye böyle?" Dediğin de bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan.

Dikkat Abiler Karıştı! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin