Öhöm öhöm öhöm :Dd Bölümlere sınır koymam gerektiğini farkettim 5 vote olmadan bölüm paylaşmıyacağım nihahaha kötülük. Multi de Hira'nın odası. İyi okumalar :Dd
Hatırlatma;
Semih'ten
"Tekrar sever miydin onu?" dediğim de gözlerimin içine baktı.
"Seni bir kere öldürenin eline ikinci kere silah verir miydin?"
"Peki o silahı başkasına verir misin?" diye sordum.
"Zaman göstericek." diye mırıldanıp sustu. Sızmıştı ve şimdi onu ayıltmaktansa yanına uzanmayı tercih ederdim. Odaların üst katta olduğunu düşünerek merdivenlere doğru taşıdım onu. İlk kucağıma aldığım da kıpırdansa da kafasının göğsüme yaslayıp uykusuna devam etmişti.
Merdivenler dik değildi ve bu açıkçası işime gelmişti. Çünkü merdivenlerden çıkarken uyanırsa yüzümü yumruklardı ve yere düşerdik. Ve doğrusu dik merdivenlerden aşağı yuvarlanmak ikimizin de işine gelmezdi bence.
Hangisinin onun odası olduğunu anlamak zordu fakat zaten 4 oda vardı. Onun en dipte ki odayı seçeceğini düşünerek o odaya doğru ilerledim. Kapıyı araladığım da tahminim de yanıldığımı sanmıştım fakat sonra onun bavulunu ve kıyafetlerini gördüğüm de onun odası olduğuna emin olmuştum. Yavaşça yatağının üzerine bırakıp odasını incelemeye başladım.
Her yerini kendi dekore ettiği belli oluyordu. Demek ki o çocuktan önce böyle hayat doluydu. Fotoğraflar da hep gülüyordu. Peki o çocuk böyle neşe dolu birini nasıl böyle acımasız ve soğuk yapardı.
Yatağının üstünde peluş hayvanlar vardı. Odası büyük değildi fakat duvarları bile yeterdi insana. Posterleri ve fotoğraflarıyla doluydu. Onu tekrar böyle biri yapmak istiyordum. Ona gerçekte kim olduğunu hatırlatmak.
Uyanınca dayak yeme ihtimalime rağmen yanına yattım ve onu belinden çekip sarıldım. Kafamı saçlarının arasına gömerek kokusunu içime çektim.
...
Hira'dan
Gözlerimi açtığım da başım çok ağrıyordu ve sızlıyordu. Saate bakmak için kafamı çevirdiğim de Semih'i gördüm. Hayvan gibi sarılmıştı ve kafasını saçlarıma gömmüştü. Kesin sümüklerini sildi pezevenk diye düşündüm. Ne var burun bu neyin romantikliğini yapıyonuz.
Kolundan kurtulamayacağımı anladığım da saate baktım. Akşam 8 gibiydi. Neler olduğunu hatırlıyordum ve anlattığım için pişman değildim. Artık onu da hayatıma almıştım ve bilmesin de sıkıntı yoktu.
Dürterek uyandırmaya çalıştım olmadı. Semih dedim olmadı. Tokat attım olmadı. Bende uyandırmak için daha güzel bir yol buldum tabiki.
"SEMİHHHHHH EVDE TECAVÜZCÜ VARRRR İMDATTTTT" diye kulağının dibine girerek bağırdım. Semih sesimi duyar duymaz yataktan hoplayıp yere düştü.
"Geliyorum Hira şeyine tekme at kurtarıcam seniii" diye bağırıp odadan çıktı.
Bu çocuk ne zaman bu kadar gerizekalı oldu bilmiyorum ama 1 dakika sonra geri geldi ve bana sinirli sinirli bakmaya başladı. Bense yatakta anırarak gülüyordum.
"Seni küçük fare" diyerek yanıma yaklaştı.
Gıdıklamaya başlayınca kesik kesik konuştum.
"Ta-tamam du-r l-lütfen" diye yalvardığım da durdu ve kendini yanıma attı.
"Ödeştik kalk bana yemek hazırla." dediğin de ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktım.
"Yardım edersen olabilir." dediğim de onaylayıp kalktı ve beni de çekiştirerek mutfağa götürdü.
Semih'le yemek yapmak ne kadar kolay olabilirdi ki..
*Bir kaç bölüm sonra Berke ve Rüya'da katılıyor aramıza haberiniz olsun :Dd