Medya Arda.
Havuzda yaşananların bu kısmını bir de Arda'nın gözünden okuyun bence.
Bakışları tekrar beni bulana kadar beklemiştim sudan çıkmak için. Her temasımızda geriliyor, çabucak birbirimizden uzaklaşmamızı sağlıyordu çünkü.
Bunlara alışması gerek. Artık biraz daha rahat olması gerek benim yanımda.
İstisnasız her seferinde utanması, masmavi gözlerini bazen belli etmemeye özen göstererek bazen apaçık bir şekilde büyütmesi, kısaca o afallamış hali garip bir şekilde haz veriyordu bana.
E ben de elime geçen her fırsatı değerlendiriyorum tabii bu yüzden.
Rüya'nın isteği üzerine havuza doğru yürüyordum ben ama o bir türlü yetişememişti yine bana. Ayak seslerini duyabileceğim kadar yakınımda olduğunu fark edince yavaşlayıp bekledim onu bir süre.
"Sürekli arkamda kalıyorsun."
İncecik kaşları çatıldı ben bunu söyleyince. Yüz hatları da kendince gerilmişti ama bu hareketi ürkütmek ya da ciddi bir hale bürünmemi sağlamak yerine daha da güldürdü beni. Küçücük bir kız çocuğuna benziyordu aynı.
"Hayır, sen beni beklemiyorsun. Aynı anda yürümeye başlasak geç kalmam herhalde."
Tabii atarlı ve fazla kızgın bir kız çocuğuna.
İtiraf ettiği gece, öyle bir anda çekip gidişi, onu kaybetmenin nasıl bir his olacağını anlamamı sağlamıştı. Ama ne bileyim, ne olursa olsun hayatımın bir yerinde hep olması gerekiyordu sanki. Gereksiz bir şekilde alışmışım ona, fark etmeden fazla değer vermişim.
Ne kadar kendime söyleyemesem de durum bundan ibaretmiş işte.
Genelde de hislerimi açığa çıkarmam, pek de istemem başkalarının bilmesini ve bu sefer ayriyeten bir de bahanem vardı.
Aramızdaki ilişki beraberinde Rüya'yı da değiştirebilirdi.
Tabii ki birçoğu şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındaydım ama şu dönemimizin saçma salak romantizm manyağı kızlarına dönecekse onun yüzüne bile bakmamayı tercih ederim. Ki şu an isteyeceğim belki de son şey onu hayatımdan çıkarmak.
"Sen öküzsün."
Durup dururken böyle bir cümle kurunca ona çevirdim alayla dolmasına engel olamayarak bakışlarımı.
"Vahiy mi indi bir anda ne oldu öyle? Uslu uslu yürüyorum yanında. Ne öküzlüğümü gördün?"
Ama işte tam da bu durumdan dolayı içim rahat. O çirkefliğinden ben de ben olmaktan vazgeçmeyeceğime göre ortada hiçbir sorun yok.
"Öküzlüğünden başka bir şey göremiyorum."
"Kaslarım da var onu unutma şimdi."
Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Tepkisi bende bir merak uyandırınca gülerek başımı ona çevirdim.
Suratı neredeyse ifadesizdi ama onda takılan bakışlarımla o da gülümseyince dudaklarımın öylece donduğunu hissettim yüzümde. Gülüşünün görüntüsü, gözlerinin içine kadar ulaşan gerçeklik ve-en can alıcı noktaya geliyorum dudaklarına doğru akan su damlası karşısında gerizekalı gibi kalakalmıştım. Göğüs kafesinin hızla inip kalkışını fark ettiğimde neredeyse kendisinin bile rahatsız olacağı bir şekilde öpmeye başlayacaktım hatta onu.
Hissetmiş gibi, sanki düşüncelerimi duymuş gibi başını önüne eğince hemen ileriye diktim ben de bakışlarımı. O gereksiz his, artık siz sevgi mi diyorsunuz aşk mı bilmiyorum ne boksa Rüya'ya her baktığımda beni bu hale getiriyordu.
"Siktir."
Onun duyamayacağından neredeyse emin olduğum bir ses tonuyla öylece çıkmıştı ağzımdan. Kendime engel olmak için en ufak bir çaba bile göstermemiştim, zaten bende silkelenme etkisi oluşturuyor bu küfür etme işi.
Tabii ancak kendi olayımı atlattığımda Rüya'nın ne durumda olduğunu görebilmiştim. Yanaklarındaki kızarıklığı fark edince daha da uçtu içimdeki o ağır his. Hemen alayla dolu bir gülümseme oluştu yüzümde. Sürekli utanıyordu ve az önce yaşadıklarımın bir kısmını bile olsa onunla konuşmaksızın paylaşabilmek büyük bir zevk vermişti bana.
Sonra yine fırsatı değerlendirdim. Tuttum elini yavaşça.
Tepkisinin ne olacağını çok merak etmiştim ama cidden.
O ise benim merakımı gidermek adına patlamak üzere olan bir bomba gibi gerildikçe gerildi ve saniyeler içinde kendimi onunla beraber suda buldum. Sinirlendiğini hızla benden ayırdığı elinden anlamıştım ki hareketimdeki amaç da onu kızdırmaktı.
Yani her zamanki gibi istediğimi almıştım.
Yüzeye çıkıp havuz kenarı ile aramdaki kısa mesafeyi de kapatarak arkama yaslandım. Saniyeler içinde dışarı çıktığında ise hiddetle bana gelişi karşısında gülmemek için kendimi zor tutabilmiştim. Ne soluklanmayı beklemişti, ne de sakinleşmeyi. Görebildiği tek şey bendim sanki, hedefine ilerleyen bir kaplan gibi hırsla ve açlıkla dolmuştu.
Sanki hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi yanıma gelir gelmez de inatla gözlerine baktım ama gülümsememe de engel olamıyordum. "Neden ittin şimdi beni?"
Kısılan gözleriyle bir anda üzerime atılıp beni ısıracakmış hissi tekrar baş gösterdi.
Ki hepinizin de tahmin edebileceği gibi beni ısırmasına hayır demem.
"Bilerek yaptın."
"Neyi?"
Git gide kahkahamı bastırmak güçleşirken o da çileden çıkıyordu. Islak sarı saçları suratına yapışmıştı, ama onları geri çekmek istesem beni öldüreceğini bildiğimden ona bakmakla yetindim.
"Benim gerildiğimi fark ettin. Bilerek tuttun elimi."
Anlayacağını biliyordum zaten ama ağzından duymak keyfime keyif kattı. Hemen yüksek bir kahkaha patlattım bunun şerefine.
Öfkeyle soluyup atarlı atarlı havuzdan çıkınca en başından beri onunla oynadığımı düşündüğünün geç de olsa farkına varmıştım. Ama öyle düşünmesi daha iyi, beni o hale getirebilmesine kendim bile inanamıyorum.
Bırakalım herkes böyle bilsin.
Bu tarz bir bölüm yazmak hiç aklımda yoktu ama diğer bölümlerdeki yorumlardan dolayı bir şeylere açıklık getirmek istedim.
Bazıları Arda'nın hislerinin fazlasıyla farkında, bazıları hareketlerine anlam veremiyor, ağzından duymadığından olsa gerek sevgisini sorguluyor.
Herkesin farklı düşünmeye hakkı var. Farklı noktalara bakarak bir yorumda bulunulduğu için hepinizin haklı yönleri var. En azından ben biraz olayın iç yüzünü gözler önüne sermek istedim.
İnşallah biraz daha netleşmiştir bir şeyler. Yeni bölümde görüşmek üzere *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ RÜYASI
HumorTelevizyondan da olsa bir kutup ayısı görmüşsünüzdür. Ama bir Yaz Rüyası? *KÜFÜR İÇERİR* -EĞLENCE AMAÇLI YAZILMIŞTIR-