⭐️Aşk Gibi⭐️

789 52 74
                                    

Gözlerim kocaman açılmış donuk donuk Arda'ya bakakalmıştım birkaç saniye ama hemen ardından vücuduma dalgalar halinde yayılan bir şokla ayağa fırladım.

Fısıldayarak, "Gir buraya. Kapının arkasında bekle. Kim geldiyse ben oyalayacağım..." dediğimde Arda da ayaklanınca en yakın odaya, abimin odasına doğru ittim onu.

"...Alkışlayınca hızlıca çık evden. "

Kaşları çatılmış, yüzünde alaycı bir gülümseme oluşmuştu. "Direkt camdan da çıkabilirim bence."

"Bence, Sertap Teyzelerin yani annemlerin bulunduğu evin bahçesine atlamak istemezsin."

Onun için hiçbir şey değişmiyormuş gibi duruyordu. "Tamam, fark etmez."

"E hadi, geç şu kapının arkasına!"

Ne kadar oflayıp dursa da çok vakit kaybetmeden kapının arkasına girmişti. Derin bir nefes alıp dışarıya doğru seslendim."Hangi aile ferdim bu kapıdaki kişii?"

Sesime karşılık dış kapı biraz daha açıldığında abim göründü

"Kapıdaki aile ferdin Savaş... Ama geldiğim yerde bana King de derler."

Konuşurken bir yandan da ayakkabılarını çıkartmış, anahtarını kapıdan çekmişti. Kapıyı kapatıp bana dönünce ona doğru depara kalktım hemen.

Odasına girmemeli.

Ceketini çıkarınca "Getir alayım Savaş," diyerek uzattım elimi. Mavi gözleri garip bir parıltıyla ışıldadı. Şaşırmakla boş vermek arasında gidip gelirken en sonunda umursamaz bir hal almıştı bakışları da. Sonra ceketi uzattı, askıya astım.

İşime geldiği zaman Savaş yerine abi de diyorum ama şimdi bir de abi deseydim, hem ceketini asıp hem de kibarlık yapsaydım yani bir bokluk olduğunu anlardı.

Yorgun ifadesi değişmezken bakışları elime doğru kaydı, bir gülümseme oluştu suratında. "Bakayım."

O bunu söyleyene kadar orada yara olduğunu bile unutmuştum neredeyse. Çekinerek elimi uzattım. Yalnız sorarsa kendimi kesiyorum derim, ne bileyim kumarda kaybettim çizdiler elimi derim ama Arda'yla kanlı para oynadım demem. Genç yaşta gerçekleşmesini istediğim bir ölüm şekli yok sonuçta.

"Kiminle oynadın?"

Kanı ne kadar kurumuş olsa da yaranın taze olduğu belli oluyordu, büyük ihtimalle oradan anlamıştır.

İstemsizce de olsa acayip bir flash tv oyunculuğuyla sanki neyden bahsettiğini yeni anlıyormuşum gibi yaparken bulmuştum kendimi.

"Haaa, bu mu? Bu şey ya... Ece geldi de onunla oynadık. Daha yeni gitti evine o da. Yani kendi evine. Senin odana falan değil. Neden senin odana gitsin ki zaten? Sanki bir şey mi var orada? Evine gitti."

Telaştan olduğunu düşündüğüm bir saçmalama hali esir altına almıştı beni. Söylediğimle kaşları çatıldı. "Yine ne diyorsun Rüya?"

Onu duymamış gibi yapıp kulak patlatıcı bir bağırma ve yapmacık heyecan ses tonu çıkararak koluna sarıldım. "Abii, seninle de oynayalım mıı? Hadi kırma beni n'olursuun."

Alacağım olsun Arda. Abim şimdi sıçacak elime.

"Yoruldum kızım. Hem bir de elini kanatıp ağlamanı çekemem şimdi."

İyice yapıştım koluna. Herkes neden benim ağlayacağım gibi bir kanıya kapıldı ayrıca? Nerede gördünüz yani fiziksel acıya ağladığımı? Oçlar.

Şu an kendimi kurtarmam gerektiği için suyuna gittim onun."N'olur ya, lütfen. Ağlamam ki ben zaten."

Yürümeyi bırakıp koluyla bir bütün haline gelmek üzere olan bana döndü. "Sen ciddisin?"

YAZ RÜYASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin