Medyada Ece *-*
Dün bir saat kadar daha denizin tadını çıkardıktan sonra tekneye binip geri otele dönmüştük. Odalarımıza çekildiğimiz andan beridir de neredeyse dinlenmek ve tuvalete gitmek harici hiçbir şey yapmamıştım. Sabah kalkınca da dediğim gibi biraz televizyon izledim.
Akşama kadar o koltuktan diğer yatağa giderek pinekleyip durdum anlayacağınız.
Şimdi ise Dorukların odasında koltuğa uzanmış tavanı seyrediyorum. Evet ben en sonunda sıkıntıdan ölecek gibi olunca, biraz da şunları rahatsız edelim dedik ama geldiğimizde Arda duşa girmişti.
"İki yiğit çıkmışlar meydane, ikisi de birbirinden merdanee!"
Sıkıntıyla alnıma vurdum. Doruk ve Ece odanın ortasında güreşmeye koyulmuşlardı.
"Ringin sol tarafındaa kaslıların kaslısı karizmatik espritüel yüce yunan tanrısı Doruuk... Sağ tarafında isee, soldaki yakışıklının sevgilisiii..."
Boks mu yapıyorsunuz güreş mi bir karar verin ama ya. Hem de başka fantezi kalmadı sanki güreş nedir? Bir patırtı sesi duyulunca bu sözlerin ardından dövüşün başladığını anlamıştım.
"Mal, saçımı bozuyorsun."
Of.
Zaten sen neyine güvenip güreşiyorsun ki Ece? Gözlerimi tavandan onlara çevirdiğimde Doruk iyice yaklaştı Ece'ye.
"Oy kıyamam senin saçlarına, gel gel."
Biz daha amacını çözemeden parmaklarını tükürükle ıslatarak Ece'nin saçlarını düzeltmeye-tabi buna düzeltmek denirse- başlamıştı.
Odada dursaydım ne değişirdi ki? Zaten mal gibi yatıp duruyorum. Neyse en azından televizyon haricinde bir şey izliyorum şu an.
"Ben senin yapacağın işe sıçayım ama Doruk."
Doruk büyük bir azimle elini tükürükleyip kızın saçına sürmeye devam ediyor, Ece de aynı anda onu itmeye uğraşıyordu.
İşte ben güreş diye buna derim.
"Bırak tamam lanet olsun bozulmadı saçım falan."
Geri yerime uzanıp bakışlarımı tavana çevirdiğimde hallerine gülmekten de geri kalmıyordum. Çok saçma bir ilişkileri var ama mutlular. Gerçekten belki de böyle bir şey lazım herkese. Özürlü hareketlerle yürüyen bir ilişki...
Uzun süre onların durumuna güldükten sonra yattığım yerden dirseklerimin üzerinde doğruldum.
"Ece neden buradaydık biz?"
Boğuşma işine ara verip bana döndüler. Gerçekten şu an yatağımda uyuyor olabilirdim.
"Ne demek neden buradayız? Doruk'umun yanına geldim."
"O zaman şöyle söyleyeyim, ben niye buradayım?"
Konuşurken bir yandan da uzandığım yerden kalkıp sehpanın üstündeki telefonumu cebime atmıştım.
"Ben uyumaya gidiyorum. Uyuyacağım. Gözlerim ve bilincim kapalı bir şekilde. Yatağımda. Rüya görerek... Sakın rahatsız etmeyin."
"Nereye?"
Dış kapıya dönük suratımı Arda'ya, yani sesin geldiği yöne doğru çevirdim. Tam kapıdan çıkacakken yakalamıştı beni.
Belindeki havlu hariç üzerinde hiçbir şey olmadığını fark etmemle gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Azıcık utanır be insan. Der ki biraz saygılı olayım, içeride belki de kızlar vardır. Biraz düşünceli olur be insan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ RÜYASI
HumorTelevizyondan da olsa bir kutup ayısı görmüşsünüzdür. Ama bir Yaz Rüyası? *KÜFÜR İÇERİR* -EĞLENCE AMAÇLI YAZILMIŞTIR-