Medyada Rüya.
Şarkı da Adele- Love Song. Bölümü bununla birlikte okumanız tavsiye edilir asdskgfjd
Araya fazladan bir bölüm eklenmesinden kaynaklı olarak düzenlemeden önce yapılan yorumlar bir sonraki bölüme ait. Bunu da neden söyledim bilmiyorum skdkdldk
Tamam hadi okuyun artık *-*~Rüya~
Başımın zonklamasıyla huzursuzca yatakta doğrulduğumda kalkar kalkmaz artan ağrıyla derin bir iç çektim. Hangi akla hizmet içki içtim ki ben? Bir gün şu inadım yüzünden öleceğim ama gerçekten.
Yere kadar uzanan pencereye döndüğümde güneş daha kendini yeni yeni gösteriyordu, hafif hafif duyulan kuş cıvıltıları, güzel bir grilik vardı etrafta. Aslında gerçekten günün en güzel saatleri bence. Ne aydınlık, ne karanlık. Ne sıcak ne soğuk...
Yatağın kenarındaki sehpadan telefonumu alıp saate baktım.
05:31
Yine cenabet yine cenabet ama ya.
Saat 1'de yattığımı düşünürsem dört saat falan uyumuş oluyorum. Tabii ki yetmez. Ama bu ağrı... Kafamı davul sanmışlar da tokmakla vuruyorlarmış gibi, böyle matkapla kafamı deliyorlarmış gibi... Öyle bombok bir ağrı.
Yavaşça yataktan kalkıp uzun pencerelerin açıldığı balkona yöneldim. Sanki hızlı yürürsem ağrı kafamı koparacakmış gibi geldiğinden adımlarımı da baya yavaş atıyordum.
"Uyusana."
Bakışlarımı yine olabildiğince yavaş bir şekilde onun olduğu yöne çevirdim. Kolu başının hemen altında öylece benim balkona gidişimi izliyordu. Arda'nın aniden duyulan borazan sesiyle irkilmiştim tabii.
"Şey...Yok...Yani uyuyamıyorum. Başımda dehşet bir ağrı var."
Anladığını gösterircesine başını sallayıp yattığı yerden doğrulduğunda ben de balkona çıkıp dışarıdaki armut koltuklardan birine oturdum.
Köpüren dalgalarıyla usul usul kıyıya sürüklenen deniz, hemen yan tarafında hafif rüzgârla salınan ağaçlar ve alışılmadık ıssızlığıyla sahilin görüntüsü uykusuzluğumu neredeyse hissedilemez hale getirdi. Sadece arkama yaslandım iyice. Ağrıyan başımı önemsememeye çalışıp dinlenmeye odaklandım.
Sonra, bu havanın kokusu... Ne kadar garip, serinlik hissedilir ama serinliği kokluyormuşsun gibi...
Usulca başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım. Dün yaşadığım belki de en aykırı gündü. Öyle kesik kesik hatırlıyorum olayları mesela. Kendimi bir barda hatırlıyorum sonra bir anda odanın kapısının önünde, arası boşluk... Ne olduğunu hatırlamıyorum o ara.
Sonra Azra'nın karşımdaki ıslak görüntüsü ve hemen ardından Mert'in yüzüne inen yumruk, arası karışık. Hatırladıklarım bulanık.
Burnum bahsettiğim o serinlik kokusunun haricinde bir koku, hafif esintinin aksine bir sıcaklık buharı hissedince gözlerim aralandı yavaşça. İyice yüzüme yaklaştırılmış kahve beni kendime getirince Arda'nın bakışlarına kısa, uykulu bir gülümsemeyle karşılık verdim.
"Teşekkürler."
Vücudum gülmekten aciz duruma gelmişti neredeyse. Daha fazla bekletmeden aldım bardağı. Parmaklarımı fincanın etrafına sararak sıcaklığını kavradım kahvenin.
Hafifçe başını sallayıp o da diğer armut koltuğa oturdu. Bakışları denizi bulduğunda güneş daha rahatsız edecek kıvama gelmemiş olsa da her zamanki gibi kirpiklerini oldukça yakın tutuyordu birbirine. Yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarının gölgesi düşmüştü yüzüne. İyice arkasına yaslanınca ben de kahvemden bir yudum alıp denize çevirdim bakışlarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ RÜYASI
HumorTelevizyondan da olsa bir kutup ayısı görmüşsünüzdür. Ama bir Yaz Rüyası? *KÜFÜR İÇERİR* -EĞLENCE AMAÇLI YAZILMIŞTIR-