Bölüm 13

666 48 15
                                    

Serenay'ın ağzından :

Hastaneden çıkınca tekerlekli sandalye kullanmak yerine Hilmicem beni kucağında taşıdı . Ne kadar bırak desem de arkadaş baya kaslı bırakır mı hiç ? Ama bu romantizm onun bir çocuğunun olduğunu değiştirmiyor .
"Sen beni bırakta hamile Bıraktığın kızı taşı !" Dedim kulağına sessizce . Morali bozuldu ama belli etmedi .
"O benim hiçbir şeyim !" Dedi ve yanağımdan öptü . Arabaya gelince ben ve Hilmicem ayrı Zerrin teyze ve Zeynep ayrı arabayla geldiler .
"Senden nefret ediyorum ." Dedim direk .
"Hayırdır yine ne Yaptım ?"
"Senin illa birşey yapmana gerek yok ! Duygu ve bebeği bana yetiyor . Ve ben bitirmek istiyorum . Bu söylediğimde gayet ciddiyim . Bir daha senin suratını bile görmek istemiyorum . Şimdi sağa Çek arabayı !" Dedim hiç suratına bakmadım , bakamam ! Onu bu kadar çok severken onun yüzüne bakıp sevmediğimi , bittiğini söyleyemem .

"Arabayı sağa felan çekmiyorum ! İstersen atla ama çekmiyorum . Ayrıca bu oyun asla tek bir kişinin kararıyla bitemez ! Hem sen bana söz verdin ben bitti demeden bitemez . Emin ol ben de senin gibi birisiyle evlenmeye meraklı olmak ne demek aynı evde kalmaya ve dırdırını çekmeye hazır Değilim , asla olmayacağım ! Şimdi aklını başına al ve dediklerimi yapmaya devam et !" Dedi . O kadar ağır konuştu ki kelimeleri toparlayıp cevap bile veremiyorum . Gözlerim doluyor ve ağlama isteğim artıyor .
Neden ben ?
Benim de beni seven bir adamla geçireceğim bir ömrüm olmayacak mı ?
Beni sevememesi için ona ne Yaptım ?
"Sen kimsin ki bana bunları söylüyorsun , kimsin ? Daha Sevdiğim kadın bile değilken nasıl bana bağırırsın ?" Dedi .
"Sus ! Sadece s-sus !" Dedim ama sözleri hala kafamda yankılanıyor .
Ben kimim ki ?
Sevdiği kadın bile Değilim !
Dırdırımı çekmeye hazır değil ve asla olmayacak !
Benim gibi birisiyle evlenmeye meraklı değil !
"Şu arabayı hemen sağa çekmezsen ailene bu oyunu baştan sona anlatırım !" Dedim sinirle .
"İyi peki ama yarım saate bizim evde ol !" Dedi ve sonunda arabayı sağa çekti . Bir hışımla kapıyı açtım . Ama nedense Yürümekte fazlasıyla zorlanıyorum .
Insan bir yardım eder ama Hilmicem gaza bastı ve havalıca yoluna devam etti . Ben hala paytak paytak yürüyorum ve en sonunda bir banka oturdum .
Artık Hilmicem de olmadığına göre ağlayabilirim .
Gözyaşlarımın ardından ağzımdan Hıçkırıklar da yükselmeye başladı . Yine onun için ağlıyorum .

Yanıma oturan kişiyle irkildim .
"Anıl ?!" Dedim .
"Efendim ?"
"S-senin ne işin var burada ?"
"Hiç gezmiyordum seni gördüm ve geldim . Sana ne oldu ?"
"Hiç boşver . Sadece yalnızım !" Dedim evet öyleyim sadece Yalnızlık ... Sığınacak bir omuz olamaması kadar kötü birşey yok !
"Saçmalama Sero ! Hilm-"
"Girme o konuya lütfen . Hilmi var zaten . " dedim ve bir damla yaş daha geldi gözümden.
"Şşşş tamam . Ne oldu anlatmayabilirsin ama ben varım unutma tamam mı ?" Dedi . Nedenini bilmiyorum ama ona sarıldım . O da bana sarılınca hıçkırıklarım şiddetlendi .
"Tamam geçti ." Dedi sakin sesiyle . Ama Hilmicem'in o sözleri aklıma geldikçe ağlamak istiyordum .
Telefonum çalmaya başladı ve ben bir anlık bir titremeye telefonu açtım .
"E-efendim Hilmi ?"
"Nerdesin sen ?" Dedi . Banktan  biraz uzaklaştım ve konuşmaya devam ettim .
"Cehennemin dibindeyim Hilmi !"
"Sana insani bir soru sordum . "
"Gelirim ben birazdan !" Dedim ve telefonu kapattım . Geri banka gelirken yine tökezlemeye başladım . Of ne oldu bana böyle ?
"Anıl benim Hilmicem'lerin yanına gitmem gerek sorun olur mu ?"  Dedim aslında Hilmi gibi hödük bir cevap beklesem de gayet iyimser bir cevap verdi .
"Tabii ki sorun olmaz ! Hatta seni ben bırakayım ?! Baksana şu haline , yürüyemiyorsun ! Aslında Hilmi nasıl oldu da seni böyle sokağa bıraktı anlamadım !" Dedi ve koluna girdim . Beraber arabaya doğru yürümeye başladık .

Arabaya gelince benim kapımı kendisi açtı ve bana olabildiğince kibar davrandı .
"Eee düğün e zaman ? Berna birşeyler söyledi ama . Gerçekten evlenecek misiniz ?"
"E-evet evlenicez . Temmuza doğru !" Dedim sitemkâr bir sesle .
"Gerçekten mi . Çok mutlu oldum senin adına !" Dedi ama o da mutsuz söyledi bu cümleyi . Neler oluyor ya ?
"Geldik !" Dedi ve hemen kapıyı açtım ama yine yürüyemedim . Anıl hemen Yanıma geldi ve kolumdan tuttu . Ona ne kadar teşekkür etsem az ! Yani sürekli suratıma bakmasa daha iyi olacak ama neyse .
Kapıdan Hilmicem bizi görünce koşarak ve sinirli bir şekilde yanımıza geldi .
"Bırak sen Anıl ben götürürüm !" Dedi ve kolumdan çekti . Zaten yürüyemiyorum direk yere yapıştım . Bunlar yakın arkadaş değil mi ya ?
"Hilmicem ne yapıyorsun ?" Dedi Anıl kızarak ve beni kaldırdı .
"Ya tamam sen bırak Serenay'ı !" Dedi ve beni yanına aldı .
"Görüşürüz Serenay !" Dedi Anıl ve sarıldı .

Anıl gidince Hilmicem önden önden yürümeye başladı . Ben tabii ikinci Adımda yine düştüm . Arkasını dönüp bana baktı . Sonra geri gelip beni kucağına aldı . Onun suratına bile bakmıyorum .
"Anıl bana ne çok kibarlık yaptı . Sen ona niye ona davar gibi davrandın ?" Dedim .
"Rahatsız oldum . Yani seninle olmasından ve sana bakışlarından ! " dedi zaten eve girmiş ve koltuğa yatmıştım .
"Biz seninle neyiz ki Hilmicem ? Arabada neler diyordun ? Hem o benim arkadaşım !" Dedim . Ukalaca gülümsedi ve Yanıma oturdu .
"Aslında o arabada söylediklerimin on katını hak ediyorsun ! Ayrıca seni değil magazini düşünüyorum yoksa istersen git onun evinde kal , umrumda değil . Şimdi uslu uslu otur da sana Çay yapayım !" Dedi ve hızla mutfağa gitti . Yine beni öldürdü ve gitti . Yine yine yine !
Telefonuma gelen mesaj biraz olsun moralimi yerine getirdi .
"Prenses ne yapıyor ? Mutlu mu yoksa hala ağlıyor mu ?"
Yüzümde nedensiz bir gülümseme oluştu .
"Çok mutlu !☺️"
Yazdım .
"Prenses , yarın Kafan toparlaman için benim çok Sevdiğim bir mekana götürebilir miyim ?"
Yazmış . Aslında bu Hilmicem'den duyduklarımdan sonra iyi olabilir .
"Tabii ki yarın 14:00 uygun olur mu ?"
Yazdım ve saniyede mesaj geldi .
"Olur prenses !"
"Baaay !"
Yazdım ve direk Hilmicem içeri girdi . Yine kiminle mesajlaşıyorsun dedi ve Çayı verdi . Ama Çay Yanlışlıkla elimden düştü ve telefonumun üzerine geldi .
"Serenay çekil !" Dedi ve beni bileğimden tutup kendisine çekti . Onun çekmesiyle direk ikimizde yere yapıştık , yani o yere ben üzerine .
Korkudan Gözlerimi kapatmıştım ama açtığımda Hilmicem'in benim suratıma dikkatle baktığını gördüm .
Tam kalkmak için yeltendiğimde dengemi kuramayıp tekrar üzerine düştüm . Bunda çok daha yakındık . Aramızdaki milimler gittikçe azalıyor ve Telefonu çalmaya başlıyor .
"B-ben şey ..." Dedim yani söylemeye çalıştım .
"Tamam tamam . Anladım bu kadar yakınlaşma yeter !" Dedi ve yavaşça kalktı . Sonra beni de kaldırdı .
Koltuğa uzandığımda hala daha anın büyüsündeyim . Zaten bu mutlulukla uyuyakaldım .

Bu bölümü olabildiğince uzun yazdım . Lütfen siz de yorumu uzun ve fazla yazın böylece yb daha hızlı gelecek .
Hepinizi çok seviyorum

Kusursuz Aşk (hilser)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin