AĞLAMAK

34 4 0
                                    

Barış'ın ağzından:

Su almak için kentine doğru gidiyordum. Fakat sol koridorda yoğun bakımının önünde küçük bi kalabalık oluşmuştu. Tabii ben merak ettiğim için hiç yerimde durur muyum? Kantinden hemen bi su aldım. Ve eşimin yanına geri döndüm. Bi Bardağa su doldurdum ve eşime uzattım. O su içerken ben de bi soru yönelttim.

- Dışarı da bi kalabalık oluşmuş. Bakmak istiyorum senin için bi sakıncası varmıdır acaba?

- Fazla oyalanma ama.

- Tamam.

Ardından odadan çıktım. Ve yoğun bakımının oraya doğru yöneldim. Biraz önce daha az kalabalık vardı. Ama ben gelene kadar kalabalık resmen büyümüştü. Kalabalıkla beraber yaklaşık 3 dakika kadar beklemiştim. Ardından kapı açıldı. Ve içeriden bir sedye ve üzerinde yatan bir kişi vardı. Yoksa tahmin ettiğim kişi miydi o? Emin olmak için biraz daha yaklaştım. Ve artık emindim. Sedyenin üzerinde yatan kişi Cenk Atahan'dı. Güvenlik görevlileri dört bir yani sarmış durumdaydı. Açıkçası zor görebilmiştim. Ardından hızlıca asansöre doğru ilerlediler. Kalabalığın bir kısmı akıllılık edip merdivenden çıktı. Tabii ben de merdivenden çıkan kalabalıkla beraber oldum. Asansör 2. katta durdu. Asansörden ilk olarak güvenlik görevlileri çıktı. Resmen Sedyenin etrafını karantina altına almışlardı. Ama bu kalabalıkla az Bileydi. Ardından bi odaya girdiler. Güvenlik görevlileri dışarı da kalabalığı aşağı indirmeye çalışıyordu. Odaya baktım ve zar zor görebildim. Oda numarasi 43'tü. Kalabalık iyice artmıştı. Koridor boylu boyuna kalabalıktı. Ardından bir kaç güvenlik görevlileri gelmişti. Bir kaç dediğim bayaydı. Kalabalık daha da artıyordu ama güvenlik görevlileri buna izin vermedi. Kalabalık arttıkça gürültü de oldukça fazla oluyordu. Bura de yatan hastalar için iyi bir durum sayılmazdı. Uzun uğraşlar sonrasında kalabalık gitmişti. Daha doğrusu bu katta bitmişti. Güvenlik görevlileri aşağı indi ve kalabalığı dışarı çıkarmakla uğraşacaklardı. Yaklaşık 5 tane görevli bura da kalmıştı. Ardından odadan doktorlar çıktı. Ve hemen bi doktorun yanına gittim.

- Doktor bey durumu nasıl?

- Şu anlık hiç bir sorun yok.
Sadece biraz dinlenecek.

- Peki şimdi görsem... mümkün olabilir mi?

- Dinlenmesi gerekecek. İlerleyen zamanlarda biz size haber veririz.

Kafamı ' peki' dercesine salladım. Ardından hızlı adımlarla eşimin yanına geri döndüm. Bana soru sormasını bekliyordum. Fakat sormadı. Şaşırmıştım. Oturduğum koltuğa uzandım ama uyumayacaktım. Sadece dinlenecektim. Geçen süreyle beraber gözlerim açılıp kapanıyordu. Ve sonrasında uyuya kaldım.

Çağla'nın ağzından:

Akşama kadar oturmaktan başka hiçbir şey yapmamıştık. Sadece Cenk'i düşünüyorduk. Ha bir de Tolga sabahtan beri bi sağa bi sola gidiyordu. Başımı döndürmüştü. Merve'yle Emel teyze ağlıyordu. Onlara baktıkça benim de ağlayasım geliyordu. Ama daha yeni ağlamıştım. Ve ağlamanın doğru bişey olduğunu düşünmüyordum. Olaylara olumlu bakmaliydim. Bakmalıydık. Ama kimse öyle değildi. Herkes ağlıyordu. Zaten düşünecek olursam bu olayın olumlu bir yanı da yoktu. Özlem ve ben çaresizce otururken telefon çaldı. Özlem'in telefonu çalıyordu açtı ve konuştu.

- Efendim.

- Emel teyzelerdeyim.

- Aslında bende onu diyecektim. Bugün bura da kalsam olur mu?

- Bilemiyorum. Duruma göre değişir.

- Tamam anneciğim. 
Babama selam söyle. Hadi görüşürüz.

Telefonunu kapattıktan sonra sordum.

- Ne oldu?

- Annem aradı da. Nerdesin diyor. Ben de burada kalacağımı söyledim. Öyle yani işte.

Daha sonra Emel teyze konuştu.

- Bugün de mi burada kalacaksınız?

Hepimiz evet dedik. Ardından Emel teyze yine ağlamaya başladı. Kendini toparladıktan sonra konuştu.

- Bakın burada kalmanız için sizi zorlamıyorum. Eğer ki istemiyorsanız gidebilirsiniz.

Tolga konuştu.

- Öyle şey olur mu Emel teyze. Tabii ki yanında kalacağız.

- Siz de olmasanız...

Özlem sözünü kesti.

- Deme oyle şeyler Emel teyze. Biz senin her zaman yanında olacağız merak etme sen.

Emel teyze yine ağlamaya başladı. Merve ... Merve'yi hiç sormayın. Ağlamadığı zaman yoktu resmen. O ağladıkça benim de ağlayasım geliyor. Ama kendimi tutuyorum. Çünkü daha sonra iyice hemde iyice ağlayacağım. Ve sonra tekrardan iyi gözükmeye çalışacağım. Kimsenin moralini bozmayacağım. Bunu bana rahmetli dedem söylemişti. "Kimseyi üzme, ve kimseyi ağlatma"

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin