YAŞAYAN BİR ÖLÜ

29 3 0
                                    

İyice ciddileşmişti. Hâlâ yalan söylediğimi düşünüyordu. Nasıl böyle birşeyi düşünebilir aklim almıyor.

- Sen, c-ciddisin.

Duygusal bir biçimde konuştum.

- ya ne sandın. Yoksa her zaman ki gibi kendini başkalarıyla mı karıştırdın.

Umursamaz bir biçimde konuştu.

- bir kardeşin vardı ve sen bana bunu söylemedin öyle mi?

Gözüme ilişen alçak bir yere oturdum. Çağla da yanima oturdu. Ve öyle konuştum.

- bunu bilmeyen bir tek sen değilsin. Diğerleri de bilmiyor.

- peki ya bunu ne zaman bize söylemeyi düşünüyordun?

- soylemeyecektim ki. Soyleyipte ne yapacaktım. Elime bir sey mi geçecekti ki sanki.

- peki bunu baska bir yoldan öğrenmiş olsaydık, senin için daha kötü olmaz mıydı?

- nasıl öğrenebilirdiniz ki..?

Derin bir nefes aldım. Ve gözümden bir damla yaş aktı. Çağla ya bakmadan konuştum.

- ben... ben 13 yaşımdayken kardeşimi kaybettim. Sizinle de 15 yaşındayken tanışmıştım. Aradan 2 sene geçmesine rağmen olayı dün gibi yaşıyor, her gün, her an, her sabah ağlıyordum ben. Sizinle tanışmama rağmen neden bu kadar mutsuz, neden bu kadar somurtkan olduğumu şimdi anlayabildin mi?

- demek bu yüzdendi.

Ağlamaya başlamıştım. Çağla da üzülmüştü. Tekrar soru sordu.

- P-peki nasıl oldu?

İyice aglamaya başladım. Ağlayarak anlattım.

- aramızda beş yaş fark vardı. Ben 13 yaşındayken, kardeşim de 8 yaşlarındayken otobüse binmiştik. O cam kenarına oturdu ben de yanına. Daha sonra...

Aglamaktan konuşamadım. Çağla ya baktığımda oda ağlamaya başlamıştı bile. Bir süre daha ağladıktan sonra kendimi toparladım ve anlatmaya devam ettim.

- otobüs kaza yaptı. Camlar falan hepsi parçalandı ve kardeşimin canını aldı.

- NE!!!

Şaşırmış bir şekilde söyledi. Hafifte bağırmıştı. Ben de bu zaman içersinde ağlamaya devam adiyordum.

- bu mu yani? Hayat dediğin bu mu? Hayat buysa hiç yaşamayalım. Ölelim daha iyi.

- deme oyle şeyler.

- bana da gelmişti camlar. Beni de kesmişti. Hastaneye kaldırıldım. Bir kaç gün orada kaldım. Zar zor kutarilabildim. Belki de... şu an burada olmayabilirdim de.

- Tolga!!

- Ne!

- bak kurtuldun işte. Yaşıyorsun. Niye kötü düşünüyorsun ki?

Kafamı olumsuz bir bicim de salladım. Derin bir nefes aldim. Ve tekrar ağlayarak konuştum.

- kardeşimin öldüğü gün ben de öldüm Çağla. Onsuz bir hayatın olmayacağını biliyordum ve... ben bunu düşündükçe kafayı yiyiyordum. Kardeşimin öldüğü günden sonra ben artık yaşamıyordum. Başkaları için yaşamış olsam da kendim için yaşayan bir ölüydüm artık ben. Aramızda beş yaş fark olmasına rağmen çok iyi anlaşıyordum ben kardeşimle. Onunla geziyordum, paylaşıyordum, konuşuyordum ve en onemlisi de yalnız kalmıyordum.

- Ama bak. Biz varız.

- Evet siz varsınız. Ve iyi ki de varsınız. Ama... Bir kardeşin yeri bambaşka.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin