Çağla'nın ağzından :
İzmir'in heryerine baktık. Ama Cenk'i hiçbir yerde bulamadık. Resmen yer yarılmış içine düşmüştü. Cenk'i aramak için yolumuza devam ediyordu ki özlem 'geri dönelim' demeseydi döneceğimiz yoktu. Yaklaşık 12-13 saattir yoldaydık. Ve durmaksızın Cenk'i aramıştık. Arada birseyler atıştırdığımız için pek de aç değildim. Ve şu an da tek istediğim biraz uyumaktı. Ama Merve'nin bize kızabileceğini az çok tahmin edebiliyordum. Bundan korkmuyor değilim açıkçası. Ve bunu düşündükçe de uykumun zehir olabileceğini düşünüyordum. Ev de ayrı bir sessizlik burada ayrı bir sessizlik. Gerçekten artık bunalmıştım. Sessizliğe ne kadar meraklılarsa artık... Tamam sessizlik güzeldir. Ama belli bir yere kadar. Yani ertesi gün sınavın varsa mesela o zaman Sessizliği tercih edersin. Ama her gün kim sessizliğe katlanabilir ki? Önde ben arka da ise özlem oturuyordu. Tolga da araba sürüyordu. Özlem'e baktığım da ise uyumuştu. Yorgunluk onu baya yormuş olmalıydı. Zaten ben de ne olursa olsun direk uyuyacaktım. Uzun bir yolculuğun ardından gelmiştik. Anlaşılan Emel teyzeler de bir kaç gün daha kalacaktık. Arabadan indim ve Özlem'i uyandırmak için yanına gittim. Bir kaç mırıldanmanın ardından uyanmıştı. Özlem de kolay uyanmıyor ki. En sonunda hep beraber kapıya doğru ilerledik. Ve karşımızda Merve'yle Emel teyzeyi görmeyi hiç düşünmemiştim. İçeri girer girmez Merve kızmış bir şekilde soru sordu.
- Nerdesiniz bu saate kadar?
Kimse konuşmadı. Hepimiz birbirimize bakıyorduk. Ve emin olun ki ilk konuşan ben olmayacaktım. Merve konuştu en sonunda. Ama bu sefer daha yüksek sesle konuşuyordu. Ve fazlasıyla kızmış görünüyordu.
- Nerdesiniz bu saate kadar dedim?
Hepimiz birbirimize bakıyorduk. En sonunda Tolga konuştu.
- Biraz sakin olur musun?
- Sakin olmam için bir neden söyle öyleyse.
- Merve şu an da bize kızıyor olabilirsin. Ama bu ortamı huzursuz edeceğin anlamına gelmiyor.
- Sorduğum soruya cevap gelmezse herşeyi yapabilirim.
Özlem konuştu.
- Cenk'i aramaya çıktık.
- Ne!
Tolga konuştu.
- Açıklayabiliriz.
- Ya neyi açıklayacaksın Tolga! Neyi! En yakın arkadaşınızı nasıl yanınıza almazsınız ya. Biz de üzülüyoruz farkındaysan. Görmüyor musunuz? Cenk'i biz de aramak istiyoruz. Ama siz... Bir tek siz önemsiyor sunuz Cenk'i dimi? Çünkü biz insan değiliz. Veya Cenk'i önemsemiyoruz. Hep boştan yere ağlıyoruz dimi. Bu gözyaşlarının hiçbir anlamı yok mesela. Sizin acınız gerçek. Peki ya biz? Biz hiç mi acı çekimiyoruz ha? En yakın arkadaşınızı bile böyle yapıyorsanız kim bilir başkalarına ne yaparsınız.
- Merve...
- Peki ya Emel teyze... Onun ne suçu vardı. Ya kendi öz ve öz oğlunu arayamaz mı? Bir tek siz mi önemsiyorsunuz Cenk'i. Hadi beni geçtiniz. Emel teyzeye nasıl yaparsınız bunu yaa. Bu kadar mısınız? Aklınız bu kadar mı çalışmıyor?
Tolga sesini yükselterek konuştu.
- Yeter! Sabahtan akşama kadar ağladığınız için sizi uyandırmadık. Sizi uyandırmak istemedik.
- Her ne olursa olsun bizi uyandıracaktın. Yaşadığımız bu durumun gerçek ve ciddi olduğunu anlayın.
Arkada Emel teyze ağlıyordu. Ve elinde bir kutu peçete vardı. Anlayamadığım bişey var. Emel teyzenin daha çok bize soru sorması gerekirken. - Veya daha çok kızması gerekirken - Emel teyzenin yerine Merve konuşuyordu. Açıkçası ben olsam açarım ağzımı bir daha da susmazdım. En sonunda Emel teyze kızmış olmalı ki o da bağırdı.
- Kesin gürültüyü! Siz buraya niçin geldiniz? Bana moral vermeye mi yoksa kavga etmeye mi? Eger ki hâlâ kavga etmekte ısrarlıysanız gidin başka bir yerde kavganızı yapın. Ya da burada durun ve sorun çıkarmayın. Karar vermek için yalnızca 5 saniyeniz var.
Emel teyze salona geçerken saymaya başladı.
- 5 , 4 , 3 , 2 , 1 .
Ve ardından koltuğa oturdu. E haliyle bizde kavga etmek yerine salona doğru yürüdük.
***
Karşımda Emel teyze ve yanında da merve oturuyordu. Solda ki koltukta ise Tolga ve özlem oturmuştu. Ben de tek başıma ikili koltukta oturmuş herkesin yaptığını yapıyordum. Halıyı incelemek. Gerçekten şu ana kadar hiçbir yararını göremedim. Ya da herkes çaresizlikten bakıyordu halıya. Ya da göz göze gelmemek için. Hepsi olabilir ne de olsa. Bir süre daha halıya baktıktan sonra telefonum çalmaya başladı. Böyle bir Sessizliği bozmak istemediğim için, ve üstelik sesimin duyulacağını düşündüğüm için yukarı çıktım. Ve herhangi bir odaya girdim. Ardından Telefonumu açtım ve annemle konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
AdventureAylarca en yakın arkadaşına ulaşamıyorsun. İşin kötüsü Nerede ve ne yapıyor bunu bilmiyorsun. Hiç düşünmek istemediğin, ama düşünmeden de edemediğin "acaba öldü mü?" Korkusu... Ünlü bir arkadaşının kaybolması ardından televizyonlar da ve gazetelerde...