ÜZÜLME

29 4 0
                                    

Tolga'nın ağzından:

Hepimiz şoka girmiştik. Cenk'in telefonunu unutacağını hiç düşünmemiştim. çünkü muhakkak yanında bulundururdu. Belki de bize oyun oynuyordu. Telefonunu bilerek evde bırakmıştı. Ve bu saate kadar ortalıkta yoktu. Kim bilir? Ama durum her neyse polisi aramamak için bir neden kalmadı artık. Hepimiz endişelenmeye başladık. Cenk'in başına gelebilecekleri düşünecek olursak, geçirdiğimiz her dakika hatta her saniye zaman kaybıydı. En sonunda Merve, Özlem'in elindeki telefonu aldı.

Merve: Tam 21 kez aramışız.

O kadar oldu mu ya?

Merve: Ben polisi arıyorum.

Kimse bişey diyemedi. Artık polisin aranma zamanı gelmişti zaten. Çok geçmeden konuşmaya başlamıştı. Ardından telefonu kapattı. Ve bize döndü.

Merve: Polisler 10 dakikaya burada olacak.

Ardından çok geçmeden polisler geldi. Bize bir kaç soru sordular.

Polis: Sorun neydi?

Çağla: Cenk Atahan diye bir arkadaşımızdan sabahtan beri haber alamıyoruz.

Polis: Peki aradınız mı?

Çağla: Evet telefonla da aradık. Dışarı çıkıpta aradık. Ama bulamadık yani.

Polis: Peki en son ne zaman görüştünüz?

Çağla bize dönüp;

Çağla: Siz Cenk'le dün falan görüştünüz mü?

Tolga: Ben en son 2 gün önce konuştum. O da telefon da yani.

Özlem: Ben de dün konuştum. Ama telefon da.

Merve: Ben de dün görüştüm.

Çağla en sonunda Emel teyzeye döndü.

Emel teyze: Bana sabah 'dışarı çıkacağını' , 1-2 saate döneceğini söylemişti. Ama işte dönmedi yani.

Ardından Emel teyze ağlamaya başladı. Merve'de biraz üzülmüştü. Hatta biraz sonra aglayabilirdi de. Daha sonra polisle ben konuşmaya başladım. Cenk'le ilgili bilgi aldılar.

Polis: Pekayla. Biz bi sonuç elde ettiğimizde size haber vereceğiz. İyi akşamlar.

Deyip çıktılar. Korkmuştuk. Bu saate kadar ortalıkta yoktu. Ve kesin başına bişey gelmişti. Bundan artık çok emindim.

***

Dünden beri alamadığım bi uykum vardı. Ama Cenk'i düşündükçe uyumam pek de mümkün olmadı. Ama az da olsa sabaha doğru anca uyuyabilmiştim. Cenk için tekrardan karakola gidecektik. Hâlâ neden çağırdıklarını bilmiyordum. Görünüşe bakılacak olursak, Sabah önce ben kalkmıştım. Ve Emel teyze dışında herkes uyuyordu. Ben Yerimden kalkıp lavaboya girdim. Ve ardından Çağla'yı, Özlem'i ve Merve'yi kaldırdım. Emel teyze de yanıma gelmişti, heralde o da benim sesimden uyanmıştı.

- Emel teyze sen ne ara uyandın?

- Hiç uyumadım ki. Uyuyamadım. Gözüme bi gram uyku girmedi. Cenk'i düşündükçe...

Daha sonra burnunu çekti. Anlaşılan tüm gece Ağlamıştı. Aslında ben de ağlar ben de üzülürdüm. Ne de olsa Cenk ortalıkta yoktu. İnsan ister istemeden aklına kötü şeyler getiriyor. Ve üzülüyor. Açıkçası ben üzülmeyi sevmem ama söz konusu en yakın arkadaşım Cenk ise gerekirse 10 gün ağlardım. Ardında düşüncelerimi bırakıp asıl konuya geldim. Emel teyze üzülmekten Ve ağlamaktan konuşacağa benzemiyordu. En sonunda ben konuşmaya başladım.

- Emel teyze sen istersen evde kal biz gider ve döneriz.

- Olmaz Tolga. Ne olursa olsun geleceğim.

Uykusu geldiğini anlayabilmiştim. Bence en mantıklısı evde kalmasıydı.

- Emel teyze siz yatın dinlenin. Biz halleder geliriz. Siz kendinizi yormayın.

Cevabı bekliyordum. Hatta bi an hiç cevap gelmeyecek sanmıştım. En sonunda bi cevap gelebilmişti.
- Normalde gelirdim. Ama şu an da fazlasıyla uykum var. Ne yaptınız ne ettiniz bana muhakkak söylüyorsunuz tamam mı?

Ardından kafamı salladım.

- Zaten çok oyalanmayız. Gider geliriz hemen.

Beni duyduğuna sevinmiştim. Çünkü resmen ayakta uyuyordu. Ardından ben kıyafetlerimi giydim ve kızları beklemeye başladım. Çok geçmeden onlarda gelmişti. Ardından tekrar oyalanmadan evden dışarı çıktık ve Çağla'nın arabasına binip gittik.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin