Bu kız benden ne istiyordu? Bu konu üzerinde fazlasıyla yorulmuştum. Kendimi kurtarmak için kaçıyorum ama yine de beni buluyor. Özellikle de bana kolay ulaşamaması için farklı bir yoldan gitmiştim. Ama maşallah ki onun için durum değişmedi. Arkamı döndüm. sinirli ve artık bıkmış bir şekilde konuştum.
- Ne var? Niye geliyorsun hâlâ?
Hiç istifini bozmadan Umursamaz bir şekilde konuştu.
- konuşmamız lazım.
- Sence de fazlasıyla konuşmadık mı ha?
- bu sefer başka bir konu. Söyleyeceklerim var.
- Senin söyleyeceklerin için zamanımı harcayamam ben.
Dedigim gibi Arkama döndüm ve yürümeye başladım. Arkamdan yine seslendi. Ama ben Umursamadım. Artık yorulmuştum. Hâlâ benle derdi neyse onu yapmak istiyordu. Ama beni hiç düşünmüyordu. Tekrar seslenmişti. Hızlıca ilerliyordum. Ama bana yetişmiş olmalı ki bir anda kolumu tutup beni durdurdu. Gerçekten ne istiyordu benden? Hâlâ ona bakmıyordum. Ama o akıllılık edip karşıma geçti ve öyle konuştu.
- çekip gitmek bir çözüm değil Tolga. Tamam anlıyorum. Bana kızgınsın. Belki de küssün. Ama böyle de olmaz ki. Sana söyleyeceklerimi söyleyim. İstersen sen de bişeyler söyle ama yeter ki beni dinle.
- seninle iki saat konuşmak bana yaramadı çağla. Biraz kafa dinlemeye ihtiyacım var. Özellikle de senin olmadığın hir yerde.
- Bak Tolga. Karşılıklı konuşalım. Daha sonrası sana kalmış birsey. Ya beni affedersin, ya da şu an ki olduğu gibi beni görmezden gelirsin.
- Sen hiç empati kurmasını bilmez misin? Beni de düşün diyorum. Rahat bırak anlıyor musun?
- bu mu yani ha? Bu mu? Küs kalmak istiyorsun yani. Öyleyse hiç uğraşmıyayım.
- küs kalmayı tabii ki istemem. Ama senin yaptıklarına bakacak olursak bu az bile. Şimdi beni rahat bırak.
Arkamı döndüm ve tekrardan ilerlemeye devam ettim. Bir süre sonra tekrar konuşmaya başladı. Bu kız Beni gerçekten delirtecekti. Ben bıktım ama o bıkmadı. Peygamber sabrı var maşallah ki.
- saçma bir konu yüzünden on senelik dostluğumuzu bitirelim öyleyse.
soylediklerinden bir anlam çıkarmaya çalıştım. Bir dakika... Ne demişti o? Saçma bir konu mu demişti? Yoksa burada benim kardeşimden mi bahsediyordu? Arkama döndüm ve Çağla'ya yaklaştım. Bu sefer gerçekten ama gerçekten kızgın bir şekilde konuştum.
- Sen ne dediğinin farkında mısın ha? Farkında mısın?
Biraz daha bağırmıştım. Bir an ben bile kendimden Korkmuştum.
- Ben öyle d...
- Bak Çağla! Kendini bana affettirmeye çalışıyorsun veya küs kalmamak için elinden Gelen herşeyi yapıyorsun. Ama ne yaparsan yap herşeyi eline yüzüne bulaştırıyorsun. Anlıyor musun? Ya şu düştüğümüz hallere baksana? Sırf Cenk'i önemsemiyorum diye bir yalan söyledin ve bunun sonucunda birbirimize kavgalayız. Hatalarını düzeltmeye çalışırken bile hata yapıyorsun Çağla. Eğer ki gerçekten böyle yapacaksan hiçbirşey yapma daha iyidir. Hiç değilse beni birçok kez üzmüş olmazsın.
Tekrardan duygulanmaya başlamıştım. Ama bu, içten içeydi. Biraz daha sakinleşmiştim. Derin bir nefes aldım ve tekrardan Konuşmama devam ettim.
- söz konusu kardeşim olunca herşeyden vazgeçebilirim Çağla. Yani şimdi şu an burada on senelik dostluğumuzu bitirebilirim.
- yapamazsın dimi?
- bunu sen söylemiştin oysa ki.
Aslında ben... ciddiydim. Kardeşim konusunda hassastım. ve herseyden vazgeçebilen bir kişiliğe sahiptim. Sırf kardeşim öldüğü için de bir çok kez intihara kalkışmıştım. Ama daha sonrasında Merve'lerle arkadaş olduğumda Yaşamak için geçerli bir neden olmuşlardı. Ve ben de intihardan vazgeçmiştim. Belki de bir gün gelir ve intihar etmek için geçerli bir sebebim olur... Bir süre daha Çağla'ya baktıktan sonra konuşmaya devam ettim.
- eğer ki birşeyi yapacaksan iki kere düşün. Olmadı üç kere. Ama düşün. Ve sen düşünmeden hareket ettiğin için şu an da böyle bir durumdayız. Kendini toparla Çağla. Bunu bir tek sen yapabilirsin.
Arkama döndüm. Umarım arkamdan tekrardan seslenmezdi. Her ne kadar Sakin gözükmüş olsam bile hâlâ Çağla'ya kızgındım. Bir tek kendini düşünüyordu. Ve en kötüsü de böyle kişilerden nefret ediyordum. Ellerimi pantolonumun cebine sokup bilmediğim yolda ilerlemeye devam ettim.
Çağla'nın ağzından :
Ben ne yapmıştım ki? Alt tarafı saçma bir konu demiştim. Ve tolga da bunu her zaman ki gibi yanlış anlamıştı. Üstelik Açıklamama da izin vermemişti. Suçlu bir duruma düşmüştüm. Kendisini haklı sanıyordu. Zaten Tolga'nın da dediği gibi herkes kendine göre Haklıydı. Ben kardeşi ile ilgili hiçbirşey söylememiştim. Sadece daha çok Cenk için kavga etmiştik ve asıl bahsetmek istediğim konu da buydu. Niye böyleydi? ya da ben niye böyleydim? Tolga'yla bir kavga etmiştim ve her zaman ki gibi yenilmiştim. Ve ben bu yaptıklarımdan çok pişman duyacaktım. yapmam gereken tek bir şey vardı. O da eve geri dönmekti.
***
Eve geldiğimde Özlem'in uyumuş, Merve'nin ise uyandığını gördüm. Mutfakta yemek yiyiyordu.
- afiyet olsun.
- saol.
Kendime bir su doldururken Merve bana bir soru sordu.
- Sen nereye gitmiştin?
Biraz düşündükten sonra anca konuşabildim.
- Yürüyüş yapmak için çıkmıştım.
Elbette ki yalan söylemiştim. Doğruları söyleyemezdim. Zaten Tolga'ya da söz vermiştim. Kimseye söylemeyeceğim için.- Tolga Nerede peki?
Harika bir soruydu. Gerçekten. Ne diyebilirdim ki? Küçük bir kavga ettik. ( tabiiki de küçük bir kavga değil, izdiham ) Birbirimize de Küstük. Bu yüzden Nerede bilemiyorum mu diyecektim? Bir süre daha düşündükten sonra ne kadar saçma olduğunu bilmiş olsam bile açıklamak zorunda kaldım.
- hava alacakmış.
Kafasını olumlu olarak Salladı. Bu sefer ben bir soru sordum.
- Sen ne zaman uyandın?
- oldu bir yarım saat.
Diyerek Yerinden kalktı ve tabakaları toplamaya başladı.
- Özlem ne zaman uyudu?
- bilmiyorum. Ben uyandığım da o uyuyordu.
- Hmm... şey... Hasta. Biliyor musun?
- Öyle mi? Benim niye haberim yok?
- Çünkü eve geldiğimiz de sen uyumuştun bile. Özlem'de o zaman hasta oldu.
- Hmmm. Peki. Özlem uyandığında konuşurum ben onunla.
Kafamı olumlu bir biçimde salladım. Ardından Emel teyzeyle karşılaştım.
- Hah. Çağla. Ben de seni arıyordum.
- Bişey mi oldu?
- telefonun sabahtan beri çalıyor. Ben de açmadım.
Diyerek telefonu bana uzattı. Kimdi acaba? Emel teyzeye teşekür edip hemen yukarı kata çıktım. Tolga'yla kavga ettiğimiz odaya girdim. Ve Telefonumu açıp cevapsız çağrılara baktım. Arayan kişi Rüzgar'dı. Ne için aramıştı acaba?
ARKADAŞLAR MÜMKÜN OLDUĞUNCA BÖLÜM YAZMAYA ÇALIŞIYORUM. EĞER Kİ GEÇ YAZARSAM KUSURUMA BAKMAYIN. OY VERİRSENİZ DE SEVİNİRİM.
İYİ OKUMALAR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
AdventureAylarca en yakın arkadaşına ulaşamıyorsun. İşin kötüsü Nerede ve ne yapıyor bunu bilmiyorsun. Hiç düşünmek istemediğin, ama düşünmeden de edemediğin "acaba öldü mü?" Korkusu... Ünlü bir arkadaşının kaybolması ardından televizyonlar da ve gazetelerde...