YALAN

18 3 0
                                    

Yaklaşık iki aydır yazamıyorum. Kusura bakmayın. Bu sene Teog var ve teoga çalışmaktan vakit bulamadım. Bu 15 tatilde mümkün olduğunca yeni bölüm paylaşmaya çalışacağım. Kusura bakmayın. Umarım beğenirsiniz ve oy verirsiniz.

İyi okumalar...

Çağla'nın ağzından :

Tolga'nın mesaj atmasını bekleyene kadar uyuya kalmış, ve bu zaman içersinde bana hâlâ bir cevap yazmamıştı. Zaten Tolga'nın bu durumda bana cevap yazması, imkânsızdı. Dakka da bir telefonunu kontrol eden birisi olaraktan mesajımı görmemesi garip olsa gerek. Ahh kimi kandırıyorum. Bilerek cevap vermemişti. Tolga'nın en sevmediğim özelliklerinden bir tanesi de inatçı olması. Ve şu an da ne yazık ki inatçılığını öne sürüyordu. Ya tamam hatamı kabulleniyorum. Ama bu tüm olanları yaşayacak kadar kötü bir şey yapmadım. evet ben bir hata yaptım. Ama bu suçluyum anlamına gelmiyor ki. Tolga bana suçlu demişti. Suçlu değildim. Ama madem böyle kabullenecekti öyle olsun dedim. Ama yok. Ne yaparsak yapalım yaranamıyoruz. Bir tek kendini düşünüyor. ZEKİ. Sonra ben niye suçluyum. Ama yok. Bu iş gerçekten uzadı. Artık sonuçlanacak ise sonuçlansın. Ben gerçekten sıkıldım. Ya o bu işi bitirecek ya da ben. Ama Tolga inatçı olduğundan bu iş bana düşüyor. Ve yarın ilk iş Tolga'yı bulmak ve onunla iyice bir konuşmak. Biliyorum. Beni dinlemeyecek. Ama bu sefer buna izin vermeyeceğim. Onu nerde görürsem göreyim, ortam uygun olsun veya olmasın Ama ben yine de bir an önce konuşup bu işi halledeceğim. Gerçekten sıkıldım. Fazlasıyla Sinirlenmiştim.

Telefonumu alıp aşağı indim. Gözlerim Tolga'yı aramış olsa da burada olmadığını çok iyi biliyordum. Ama Nerede olabilirdi ki? Ahh. Nerede olacak. Tabiiki de evinde olacak. Acaba yarın gelecek miydi? Emel teyzeye sormam gereken başka sorularım daha vardı. Salona geldiğim de Özlem'in uyduğunu, Merve'nin ise televizyon izlediğini gördüm. Merve'nin yanına oturdum. Yabancı bir film izliyordu. Aslına bakarsanız Merve'nin, Tolga'nın ve Cenk'in ingilizcesi olduğundan hep yabancı film izlerler. Ama ben ve Özlem sap gibi ortada kaldık diyebiliriz. İkimiz de ingilizce bilmiyoruz. Ve inanın ki bir çok kez ingilizce öğrenmeye niyetlendim. Ama bu niyetimden olduğu gibi vazgeçtim. Ben lisedeyken İngilizceden sıfırı bile zor alıyordum. O kadar basmıyordu Kafam İngilizceye. Her neyse. Merve'ye dönüp Emel teyzenin Nerede olduğunu sordum. O da Bilmiyormuş. Acaba neredeydi? Yaklaşık 20 dakika sonra Emel teyze geldi. Ve sol tarafım da bulunan koltuğa oturup filmi izlemeye başladı. Acaba Emel teyze de mi biliyordu ingilizceyi. Her neyse. Emel teyzeye dönüp sordum.

- Emel teyze Tolga nerde biliyor musun?

- Evet. Tolga bugün burda olmayacak. Evin de kalacakmış.

- Neden?

- bilmiyorum.

- peki ya yarın gelecek mi?

- Evet. Yani bana öyle Söyledi.

- Ne zaman söyledi?

- biraz önce.

Demek ki bugün gelmeyecek. Ben biliyordum. Benim tanıdığım Tolga sırf inatçılığına yenik düşüp gelmeyecekti ve benden kaçacaktı. Emel teyze Tolga'nın yarın geleceğini söylemiş olsa bile pekte Tolga'nın geleceğine ikna olamadım. Yarın olsun da... Her şeyi o zaman çözecektim. " hadi size iyi geceler " diyerek Yerimden kalktım. Emel teyze ve Merve de bana iyi geceler dedikten sonra Yatmak için yukarı çıktım. Bugün Tolga olmayacağı için onun yerine ben yatacaktım. Uzun bir Koridorun ardından en sağ tarafta bulunan odaya girdim. Ve uykum olduğu için çok geçmeden uykuya daldım.

Tolga'nın ağzından :

Sabah yine o sinir bozucu sesle uyanmak zorunda kaldım. Alarm o kadar şiddetli bir sesle çalıyordu ki sinirden elime alıp yere fırlattım ve Alarm parçalara ayrıldı. Söylenerek yatağımdan kalktım ve saate baktım. Saat 7.40'tı. Ve benim 8'de evden çıkmam gerekiyordu. Aslında bugün kendimi hiçte iyi hissetmiyorum. Emel teyzelerle Bugünlük gelmesem belkide çok daha iyi olacaktır. Çünkü şu halimle bile kendimi iyi hissetmiyorken bir de Çağla'ya katlanamam. Evet bugün dışarı çıkıp Cenk'i arayacağım. Ama biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var ve şu son zamanlarda Çağla'yı görmesem çok iyi olacaktır.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin