8.BÖLÜM

213 116 4
                                    

Uykumdan bu sefer uyanma sebebim gerçekten berbat bir sebepti.

Uyanalı yarım saat olmuştu ama ben kendime hala gelememiştim. Çok fazla utanıyordum.

"Ilgın uyan. Ilgın sana diyorum kalk hadi!" bu bağırtının sebebi Ilgazdı. Gözlerimi şaşkınca araladığımda kaş göz işareti yapan bir adet Ilgaz görmeyi beklemiyordum.

"Ne?"

"E yuh artık Ilgın ben anladım sen hala 'ne' diyorsun. Anlamamış olamazsın değil mi?"

"Ne yuhu ya anlamadım işte."

"Uyandığın ilk 10 dk aptal gibi olduğnu da öğrenmiş oldum işte." Ferhat'ın bunları söylemesiyle cevap vermek yerine gözlerimi kısıp ters ters bakmayı tercih ettim.

"Ilgın şu an atışmanın sırası değil"

"Neden ya ne oldu" dedim. Ilgaz baktı ki bana laf anlatamayacak elimden tuttu. Kaldıracaktı ki vazgeçti.

"Şu üstündeki gömleği çıkar da ver" dedi Ferhat'a. Ne diyordu bu kız ya? Niye gömleğini çıkarsındı ki?

Ferhat üzerindeki gömleği çıkartıp sadece sporcu atleyiyle kaldı.

"Çantandan tişört al giy." dedim.

"Ne o? Niye giyecekmişim?" hah işte aferin Ilgın ne cevap vereceksin şimdi? Neyse ön koltuktaki cazgır kadının bize baktığını görünce

"Nişanlıma göz koyan iftiracılar var. Kalk giy tişörtünü." Hiç bir şey demedi. Onun yerine çapkın bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Çantasının içinden iki tane tişört çıkardı. Birini bana uzatıp;

"Al bu tişörtü gömlek kısa olur bunu şimdi giy üzerine. Beline de gömleği bağla bir şey belli olmadan gidin hadi" dedi. Allah aşkına ne diyordu bu?

"Hadi Ilgın aptal aptal bakmayı kes de gidelim." Ilgaz baktı ki bende hareketlenme yok tişörtü başımdan geçirdi ve gömleği de belime bağladı.

"Tişört yakıştı bu kalsın üzerinde." anlamaz gözlerle Ferhat'a bakarken Ilgaz beni çekiştirmeye başladı.

"Siz kesişene kadar mola sona erecek" diyerek ters ters baktı.

"Bu acele niye ya neden uyandırıp üstümü değiştirtiyorsunuz?"

"Ayy. Yeter anlarsın şimdi." Çantamdan tişört ve tayt alacakken elime değen soğuk parmaklarla kafamı o elin sahibine çevirdim.

"Sana tişört yakıştı değiştirme derken ciddiydim Ilgın." ben ona şaşkınca bakarken elimdeki tişörtümü çekip çantama tıktı ve fermuarı da çekip çantayı geri bagaja bıraktı.

Ilgaz yine beni çekiştirmişti. Tualete geldiğimizde şaşkınlığım devam ediyordu.  

"O önce tişörtünü verip sonrada onu değiştireceğim için az önce bana kızdı mı yani?"

"Evet canım hadi mola bitecek." Kıyafetlerimi değiştirecekken gördüklerimle ağızım yere değecek kadar açıldı.

"Ilgaz inanmıyorum sana. Sen bunu bana nasıl söylemezsin? Nasıl o kadar oyalanmama izin verirsin? Rezil oldum! Ya rezil oldum. Ferhat... Of ya nasıl bakacağım onun yüzüne ha?"

"Ilgın anlamamakta fazla ısrarcıydın hadi değiş kıyafetlerini de gidelim"

"Gelmem ben"

"Hadi Ilgın!"

Kıyafetlerimi değiştirip üzerime tekrar Ferhat'ın tişörtünü giydim. Ve çıktık otobüsümüzün olduğu perona doğru yürümeye başladık.

"Ilgaz ya. Nasıl bakacağım şimdi Ferhat'ın yüzüne?"

"Ilgın sabahtan beri çocukla kesişiyosun zaten. O zaman da biliyordu. Ama garip bir davranışta bulunmadı. Şimdi gidince yine az önceki gibi davranacaksın. Yoksa dalga geçer." dedi. Bir cevap vermeyince;

"Anlaştık mı?"dedi. Sadece kafamı salladım.

Ferhat'ın yanına vardığımızda gülerek bana bakıyordu.

"Ne? Niye öyle bakıyorsun?"

"Çok yakıştı. Ona bakıyorum." dedikleriyle kıyafetlerime baktım.

Siyah bilekte olan bir tayt bordo v yaka yarım kollu bir tişört, belimde siyah gömlek ve spor ayakkabılarımla üstten bakınca iyi görünüyordu. Ama karşıdan bakınca komik görünüyor olabilirdi çünkü tişört bir kaç beden büyüktü.

Cevap verme ihtiyacı duymadan otobüse bindim ve koltuğuma oturdum. Acıkmıştım aslında. Gözlerimi kapatıp uyumayı tercih ettim.

Aradan 10dk geçmişti ki yanımdaki boşluğun dolduğunu hissettim ama gözlerim hala kapalıydı. Aslında utanıyordum.

"Ilgın" cevap vermedim.

"Ilgın uyan yoksa sana aldığım şeyi ben içerim."

Gözlerimi aralayıp hafiften başımı ona döndürdüm.

"Senin için ben hazırladım. Tadına bak bakayım beğenecek misin tadını?"

Sözlerine karşın anlamsız gözlerle ona bakıyordum. Çünkü ne hazırladığını bilmiyordum. Bardaktan da anlaşılmıyordu.

"Kapat gözlerini" ne diyordu bu şimdi?

"Hadi kapat diyorum."

"Ne olduğunu bilmediğim bir şeyi gözlerimi kapatıp da asla içmem. Hele ki o içeceği sen yaptıysan..."

"Ilgın abartmıyor musun sencede?" sanırım Ilgaz'ı da sinirlendirmişti bu sözlerim.

"İçeceğin yanına aldığım şey de soğuyor. Ve kapat gözlerini. Ne olduğunu tahmin edebilecek misin, beğenecek misin merak ediyorum. Hadi ama" diye ısrar edince;

"Allah'ım sen sonumu hayır et" diye mırıldandım. Sanırım duymuş olacaklar ki ikiside bu sözlerime gülmüşlerdi.

Ilgaz gözlerime ısrarla bakıp kaş göz işareti yapmaya başlayınca seslice nefesimi verdim ve kapattım gözlerimi.

"Hıh aferin benim kuzucuğuma böyle akıllı ol." Tabi ki de bu patavatsız sesin sahibi Ilgazdı.

Ilgaz'ın sözleri üzerine tam gözlerimi açacaktım ki gözlerimin üzerinde bir el baskısı hissettim.

"Şşş. Gözleri açmak yok. Ilgaz sende laf etme kıza." dedi. Ardından yine;

"Ellerimi çekecem şimdi. Gözleri açmak yok tamam mı?"

Kafamı salladım.

"Tamam çekiyorum."

Ellerini çekti 5-10 saniye sonra dudağımda bir baskı hissettim ve dudaklarımı araladım. Aynı zamanda ellerim bardağı kavradı. Burnuma muhteşem bir koku geliyordu. Rahatlatıcı bir koku...

HAYALLERİN ÖTESİNDE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin