13.BÖLÜM-PİKNİK

184 91 7
                                    

İzmir'den dönüşümüzün üzerinden 2 hafta geçti. Bu süre içerisinde bol bol gezdik. Mine, Volkan, Ilgaz, Ferhat ve Ferhat'ın kuzeni Mert ile süper bir grup olmustuk. Aynı zamanda birbirimize çok alışmıştık.

Babam geçen günlerde İzmir' e gidip öğrenci yurduna kaydımızı yaptırmış. Biz bunu hiç istememiştik ama mecburen bu olmuştu. İki gün sonra yine üçlü olarak İzmir'e dönecektik. Bugün de yine hep birlikte pikniğe gitmeye karar verdik. Ailelerin de gelmesini istemiştik başta çünkü iki gün sonra döndüğümüzde uzun bir süre bir araya gelebileceğimizi sanmıyorum. Ama onlar 'siz gençler birlikte gidin, yarın akşam da akşam yemeği yeriz toplanıp.' cevabını almıştık. Bunun üzerine biz kızlar salata, börek, top gibi şeyleri hazırlamıştık. Erkekler de, mangal,et,kömür vs. şeyleri hazırlamışlardı. Bir günlük de araba kiralamışlardı.

Piknik alanına vardığımızda herkes kendi işini yapmaya başlamıştı. Bu arada çifte kumrular da arada cilveleşiyorlardı. Çifte kumrular demişken, bizim Ilgaz ve Mert de sevgili olmuşlardı. Biz de Ferhatla onlara bakıp bakıp kötü kötü yorumlar yapıp, gıcıklık yapıyorduk.

Yemeğimiz hazır olduğunda tahmin edeceğiniz üzere yemeye başladık. Her şey ayrı ayrı güzeldi doğrusu.

"Bizim kızların bu kadar maharetli olabileceğini hiç düşünmemiştim doğrusu. Şaşırttınız beni tebrik ederim." Diyen Ferhat'a Volkanla aynı anda cevap verdik.

"Öyle deme Ferhat. Benim nişanlım hep maharetiydi. Baldızlarım da bişeyler öğrenmiş işte."

"Ferhat düşünmemene şaşırmadım. O kafanın içinde düşünebilecek bir organ olduğunu sanmıyorum çünkü."

Ortam bizim için biraz gerilirken bizim aşk böcekleri de kendi halelerindeydiler.

"Huysuz yaptın yine cadılığını ama sana uymayacağım. Bu gün atışmak istemiyorum."

"Siz gidip az ötede tartışsanıza. Burdaki huzurlu ve aşk dolu ortamı bölüyorsunuz çünkü." Diyen Mineye Ilgazdan cevap çok gecikmedi.

"Öyle deme Mine. Yakında onlarda bizim ortamımıza katılacaklar. Sadece çok büyük bi kavga olmasını bekliyorlar. Büyük aşklar büyük kavgalarla başlar ya hani." Deyip göz kırptı birde. Gözünü çıkaracağım Ilgaz ben senin merak etme sen...

Onlara hiç bir şey demeden kalktım ve yürümeye başladım. Ilgaz'a kızıyordum da haklı olabilirdi. Sonuçta benim Ferhat'a karşı iyice asi olmamın sebebi hissettiğim duyguları yok sayma çabalarımdan kaynaklanıyordu. Peki ya o? O neden sürekli benimle uğraşıyordu ki? Bir yandan yürüyüp bir yandan da düşünmeye devam ederken arkamdan birinin gelmesi ve kolumdan tutmasıyla irkildim.

"Huysuz cadı nereye kaçıyor böyle?"

"Sanane Ferhat? Hem daha kaç kere diyeceğim sana, bana lakap takma diye? Anlamıyor musun kıt mısın algılamada sorun mu var?"

"Şşş. Sakin ya ne dedim ki bu kadar sinirlendin şimdi sen? Sadece benim tanıdığım Ilgın öyle bir lafın üzerine hiç bir şey demeden çekip gitmezdi. Tek bir şey hariç. Eğer o laf doğru değilse. Yani kaçıp gitmeden bunu anlıyorum ben."

"Huzur bozmak istemedim sadece. Ve de kaçmıyorum. Lafı doğruladığım falan da yok. Aklınızda kurup durmayın." Bana doğru bir kaç adım atıp iyice yaklaştı. Başını hafiften eğip konuşmaya başladı.

"Kaçıyorsun ama üzerine gelmeyeceğim. Ve hadi yanlarına gidelim bugün güzel olmalı. Değil mi?"Kafamı salladım ve piknik yaptığımız alana geri döndük.

Yemeklerimiz bitmiş, ağzımıza kadar şişmiştik. Hatta oyun da oynamaya başlamıştık. Oyun, sohbet, arada ufak atışmalar derken bayağı eğlendik ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadık bile.

HAYALLERİN ÖTESİNDE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin