BÖLÜM 12

5.4K 214 5
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda hala onun kollarındaydım. Şöminenin karşısındaki minderlerde uyumuştuk. Onu uyandırmamak için yavaşça kalkmaya çalışırken beni belimden yakalayıp kendine çekti ve sıkıca sarıldı.

"Gitme.."

"Hiç değilse sana dönmeme izin ver"

Kollarını biraz gevşetmiş ama yine de bırakmamıştı. Ona döndüğümde beni yeniden sıkıca sarıp yüzünü saçlarıma gömdü. O ana kadar fark etmediğim şey şu an yüzümün kıpkırmızı olmasına sebep olmuştu. Vücudu yarı çıplaktı. T-shirtünü çıkarmış ve muhteşem vücudunu gözler önüne sermişti.

Kendime engel olamayıp elimi karın kaslarında dolaştırmaya başladım. Elimin altında tüm kaslarının kasıldığını hissediyordum ama yine de durmadım. Başımı biraz yukarı kaldırdığım zaman dövmesini gördüm ve gözlerim büyüdü.

Kalbinin tam üzerinde 'Derin' yazıyordu. Benim adım... Kalbinin üzerine adımı yazdırmıştı. Elimi dövmesinin üzerinde gezdirdikten sonra başımı yukarı kaldırıp yüzüne bakmaya başladım. O da beni izliyordu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Başımı biraz daha kaldırıp onu öpmeye başladım. O da karşılık vermişti. Ne diyeceğimi bilmediğim için öpmek en iyi çözümdü ve istiyoreum.

Dudaklarımız ayrıldığında kollarının arasından çıkıp oturdum. Hala yatmış beni izliyordu.

Onu orada bırakıp üst kata çıktım ve duş aldım. Deniz, gidip tüm eşyalarımı getirmişti. Çantadan şort ve yüzücü yaka beyaz bir bluz alıp üstüme geçirdim. Saçlarımı topuz yapıp dudaklarıma da kirazlı parlatıcımı sürdüm ve aşağıya indim.

Salon boştu. Masa toplanmış, bulaşıklar makineye konulmuştu.

"Deniz!" Ses yoktu. Odaların hepsini dolaştım ama yok. Verandaya çıktığımda yüzdüğünü gördüm. Benim onu izlediğimi görünce gülümsedi ve iskeleye yüzüp yanıma geldi. Vücudu ıslanınca daha da seksi görünüyordu. Su damlacıkları karın kaslarının arasında süzülüyordu.

Ben onun bu büyüleyiciliğini izlerken beni kucağına aldı ve ben ne olduğunu anlayamadan suya atladı. Yüzeye çıktığımızda kollarından kurtulmaya çalıştım ama izin vermedi.

"Deniz bırak beni. Kıyafetlerimi mahvettin." Ben isyan ettikçe daha çok eğleniyordu.

"Sana hiç söylemiş miydim? Kızdığın zaman daha seksi oluyorsun ve şu an hem sinirli hem de kucağımdasın"

Yanaklarım kızarmıştı, buna emindim ve bu Deniz'i daha da çok güldürüyordu. Kucağında ben varken nasıl batmadığını bilmiyordum ama birazdan ben batıracaktım çünkü kahkahaları sinirimi bozmaya başlamıştı.

Gülmesi kesmesi için yüzüne su atmaya başladım, az da olsa amacıma ulaşmıştım. Bu kez de sinsi sinsi sırıtıyordu.

"Bunu yapmamalıydınız genç bayan" dedi ve beni suyun altına çekti.

Uzun süre nefesimi tutabiliyordum ama şu an sınırlarımı zorladığımı hissediyordum. Deniz de bunu fark etmişti ama beni dipte tutmaya devam ediyordu. Nefesim bittiğinde kucağında çırpınmaya başladım, o sırada dudaklarını dudaklarımda hissettim. Beni öpüyordu, yüzeye çıkana kadar da öpmeye devam etti. Öpmeyi bıraktığında derin bir nefes aldım ve ciğerlerime temiz havanın girmesini sağladım. Ona döndüğümde gülüyordu.

"Derdin ne senin! Ölebilirdim!" Bir yandan da ona su atıyordum. Kollarından kurtulmuştum.

"Sakin olur musun? Seni öperek nefes almanı sağladığımı biliyorsun ve sanırım dalıcı olduğunu unuttun. Birden yüzeye çıkamazsın"

Bilmiş bilmiş gülüyordu. Tabiki dalışın altın kurallarını biliyordum ama o an aklımdan çıkmıştı. Bunu unuttuğum için şimdi de kendime kızıyordum. Beni kendisine çekip sıkıca sarıldı.

"Sana bir şey olmasına asla izin vermem. Sen benim yaşama sebebimsin bunu sakın unutma"

Onu tekrar öpüp iskeleye yüzmeye başladım. Deniz de arkamdan geliyordu. Üzerimdeki kıyafetler ıslandıkları için ağırlık yapmaya başlamışlardı ve beni dibe çekiyorlardı.

İskeleye çıkınca kenara çekildim ve onun da çıkmasını bekledim. Çıkınca beni incelemeye başladı. Kıyafetler üstüme yapışmıştı ve tüm vücudumu gözler önüne seriyordu.

"Heey, bakmayı kes!" Kaşlarımı çatmış yüzüme bakmasını bekliyordum. İncelemeyi bitirince yüzüme bakıp gülümsedi. Bu gülümsemesi tüm kaslarımın uyuşmasına sebep oluyordu.

"Hadi amaa... Ben bir erkeğim ve güzelim sen karşıma geçmiş bu haldeyken bana bakma diyorsun. Üzgünüm ama bunu yapamam"

Karnına sert bir yumruk atıp eve doğru yürümeye başladım. Yumruğumun etkili olmadığını biliyordum ama üstüne bir de kahkaha atması beni kızdırmıştı.

Hızla odama çıkıp kendimi banyoya attım ve güzelce yıkandım. Bu kez havluya sarınıp onun odasına gittim ve t-shirtlerinden birini aldım. İkinci kez kıyafetlerimi rezil etmesine izin veremezdim.

Hazırlanıp üzerime onun t-shirtünü geçirdim. Giydiğim şort kısa olduğu için yokmuş gibi görünüyordu.

Aynada kendime son bir kez bakıp gülümsedim. Uzun bir zamandan sonra yeniden isteyerek gülüyordum, hiçbir zorlama olmadan...

Aşağıya indiğimde salonun boş olduğunu gördüm. Adımlarımı verandaya çevirdim. Tam da tahmin ettiğim gibi oradaydı. O kaslı ve göz alıcı vücuduyla uzanmış bana show yapıyordu ama bu sefer kanmayacaktım.

Yanındaki şezlonga uzanıp sehbanın üzerinde duran güneş gözlüklerimi taktım. Böylece nereye baktığım belli olmuyordu.

Beni incelemeye başlamıştı, hiç gözlerini kaçırmadan. Saçlarımdan başlayıp bakışları bacaklarıma kadar inmiş ve bacaklarımda kalmıştı. Şu an onun bu halinden oldukça keyif alıyordum çünkü çok komik görünüyordu.

"Benim t-shirtümü giymişsin ve sadece onu giymişsin" dedi gülerek. Ben oturur pozisyona geçip t-shirtü biraz kaldırınca şortu gördü ve gülümsemesi yüzünde dondu. Şimdi gülme sırası bendeydi.

"Senin yanına gelirken sadece t-shirt giyeceğimi nasıl düşünüyorsun, anlamıyorum"

"Bir umut bekliyorum işte"

Küçük bir çocuk gibi başını yana yatırmış, bana bakıyordu. Sonra ikimiz de gülmeye başladık.

Düşünüyorum da.. İyiki buradayım. İyiki Deniz beni zorla da olsa buraya getirdi ve en önemlisi iyiki hayatıma girdi. Onu seviyordum, ne olursa olsun seviyordum işte...

HİÇ HESAPTA YOKKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin