BÖLÜM 31

2.9K 155 7
                                    

Deniz bir anda böyle bir şey söylediği için şaşırmıştım. Daha sonra benden bir cevap beklediğini fark edince sıkı sıkı sarıldım. Konuşamıyordum. 1 yıl sonra evlenmeyi planlamıştık ama şimdi ona daha erken kavuşacaktım.

"Evet, evet, evet. Ben de dayanamıyorum. İstediğin zaman evlenelim müstakbel kocacığım."

O sırada kapı açıldı ve içeriye Dilek Hanım girdi. Gözleri dehşetle açılmış, sinirden ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Deniz'e sarılmayı bırakıp ayağa kalktım ve yatağın diğer tarafına geçip orada beklemeye başladım.

"Anne, hoş geldin. Sana söylememiz gereken bir şey var. Biz-"

"Duydum. Bu çıkarcı cadı hemen aklına girdi değil mi? Olmaz, olmayacak! Buna asla izin vermem!"

Deniz de ben de annesinin söyledikleri karşısında şok olmuştuk. Her ne kadar beni sevmediğini bilsem de böyle düşüneceği hiç aklıma gelmemişti. Ben hala şaşırmış bir şekilde bakarken Deniz'in yüz ifadesi sertleşmişti. Bu işin sonunun iyi olmayacağı kesindi.

"Derin'den özür dile, hemen! Onunla böyle konuşamazsın!"

"Deniz önemli değil, ben.."

"Hayır Derin, önemli. Evet anne seni bekliyorum."

Annesi önce şaşırsa da hemen toparlanıp eski haline dönmüştü. Deniz'den böyle bir tavır beklemediği kesindi, işin doğrusu ben de beklemiyordum. Gözleri ateş saçıyordu her ikisinin de.

"Hayır. Özür dilemeyeceğim. Bu kız tam bir şeytan. Seni ne hale getirmiş baksana. Neredeyse ölüyordun!"

"Anne!" Deniz bağırınca yerimden sıçramıştım. Ama annesi hala aynı pozisyonda duruyordu. "Git buradan. Derin'i kabullenmeyeceksen artık ben de yokum senin için."

Deniz'in söyledikleri bir anne için oldukça ağır sözlerdi. Onlar tartışırken olanları geriden izliyordum ve şu anda ikisinin de yüz ifadesini görebiliyordum.

Deniz son derece kararlı ve sert bakışlarını annesine yöneltmişti. Söylediklerinde ciddi gibi görünüyordu. Benim yüzümden annesi ile arasının bozulmasını istemiyordum ama şimdi konuşursam ben de Deniz'in gazabına uğrayabilirdim.

Dilek Hanım duruşunu bir an bile değiştirmemişti. Ama bakışlarındaki değişimi fark etmiştim. Son derece üzgündü ve konuşulanları sindirmeye çalışıyordu. Son kez bana bakıp arkasını döndü ve odadan çıktı.

"Deniz"

"Bir süre düşünüp yaptıklarının saçmalığını anlaması gerekiyor Derin. Ona çocuk muamelesi yapıp her davranışını sineye çekemem. Bu kadarı çok fazla."

Başımı tamam anlamında sallayıp odadan çıktım. Ne olursa olsun annesinin o halde tek başına eve dönmesine gönlüm elvermiyordu. Koridorun sonunda Emre'yi görünce hemen yanına gittim. Ege ortalarda görünmüyordu, büyük ihtimalle kızları eve bırakmaya gitmişti. Ona olanları anlatıp Dilek Hanım'ın peşinden gitmesini söyledim.

Emre koşarak merdivenlere yöneldiğinde ben de içim rahatlamış bir şekilde odaya geri döndüm. Deniz'in o sözleri isteyerek söylemediğine ve şu an deli gibi pişman olduğuna emindim.

Günün yorgunluğuyla uyuyup kalmıştı. Bakalım zaman bize daha neler gösterecekti.


HİÇ HESAPTA YOKKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin