BÖLÜM 38 - VEDA

4K 147 5
                                    

Uyandığımda hava kararmıştı. Deniz yanımda oldukça tatlı görünüyordu. Uyurken dudaklarını hafif büzüyordu ve onu öpmemek için ben savaş veriyordum. Sabah olanlar aklıma gelince bütün neşem yerini hüzne bıraktı. Emindim, miniğimizin şu an karnımda uyuduğuna emindim. Testlerde bir yanlışlık olmalıydı. Kendimi o kadar çok hazırlamıştım ki hamile olduğuma, Berk hamile olmadığımı söylediği zamanki o hayal kırıklığını hiçbir zaman yaşamadım. Hangi kadın anne olmak istemez ki? O minik, masum, melek gibi bebeği kollarında uyutmayı, güldüğünde gülüp ağladığında ağlamayı, ilk adımlarını ilk kelimelerini heyecanla beklemeyi... Bunları düşünürken yanağımdan süzülen yaşları silen Deniz'i fark ettim. Öyle dalmışım ki uyandığını bile fark etmemiştim.

"Neden ağlıyorsun bebeğim? Yoksa canın mı yanıyor?"

"Hayır, ben sadece... Sadece kendimi anne olmaya hazır hissediyordum ama... ama olamayacağım."

Artık hıçkırıklarımı tutamıyordum. Ya hiç bebeğimiz olmazsa, ya bir sorun varsa diye düşünmeden edemiyordum. Bir çocuk veremeyen bir kadını hangi erkek isterdi ki? İçinde hep bir ukte kalacaktı, biliyordum.

"Ağlama lütfen. Şimdi olmazsa sonra olur. Bunun için üzülme. Hem olmasa bile üzülmeni istemiyorum. Ben seninle çocuk doğurman için değil seni sevdiğim için evlendim. Bunu hiç unutma tamam mı?"

Başımı aşağı yukarı sallayıp sıkıca sarıldım. Onun kollarındaki bu huzuru bana başka ne verebilirdi ki...

Sabah telefon sesiyle uyandık. Her kimse ısrarla arıyordu. Uzanıp komidinin üzerinde duran telefonu alıp kimin aradığına baktım.

"Deniz telefonun çalıyor. Arayan Berk."

"Efendim" dedi uykulu sesiyle. Hoparlöre aldığı için ben de duyabiliyordum.

"Günaydın kardeşim. Biliyorum çok erken ama bir an önce hastaneye gelmeniz lazım. Derinle ilgili bir konu var."

İkimiz de aynı anda birbirimize baktık. Bu kadar önemli ne olabilirdi ki? Kötü şeyler düşünmek istemiyordum ama aklıma iyi bir şey de gelmiyordu.

"Tamam geliyoruz." deyip kapadı telefonu ve hemen hazırlanıp hastaneye gittik. İçeri girdiğimizde Berk bizi güler yüzle karşıladı.

"Hoşgeldiniz. Buyrun oturun."

"Sorun ne? Yoksa sonuçlarda kötü bir şey mi var?"

Aklımdan geçenleri Deniz'in dile gitirmesiyle birlikte merakla Berk'e bakmaya başladım. Cevabını çok merak ediyordum. Mahcup bir şekilde bize baktıktan sonra konuşmaya başladı.

"Öncelikle sizden nasıl özür dileyeceğimi inanın hiç bilmiyorum. Normal bir hastamın başına gelse bu kadar mahcup olmam ama siz benim dostlarımsınız ve buna sebep olmak beni çok üzüyor. Dün aptal asistanın biri yüzünden sonuçlar karışmış. Korkusundan söylememiş de. Bu sabah masamda Derin'in asıl sonuçları duruyordu. Bu şekilde öğrenmenizi istemezdim. Sonuçta sizin için çok önemli bir olay."

"Berk özetle sonucu söyler misin? Lafı ağzında geveleyip durmasana!"

Deniz'in bağırması üzerine ikimiz de yerimizden sıçramıştık. Ondan böyle bir tepki beklemiyordum ama endişelendiği gözlerinden belli oluyordu.

"Tebrik ederim kardeşim. Derin, hamilesin."

Berk'in söylediklerini başta algılayamadım. Rüyada olmalıydım. Deniz de benim gibi şaşırmıştı. Önce bana sonra Berk'e baktı ve ayağa kalkıp beni hızla kendine çekti.

"Baba oluyorum! Hahaha ben baba oluyorum!" Bir yandan bağırıyor bir yandan da beni havada döndürüyordu. Ben de kahkahalarımla ona eşlik ediyordum.

HİÇ HESAPTA YOKKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin