BÖLÜM 30

3K 165 3
                                    

☆☆☆☆☆ Deniz ☆☆☆☆☆

O kadar içli ağlıyordu ki sanki canımdan can kopuyordu. Yangın nasıl çıkmıştı bilmiyordum ama Derin benim yerimde olmadığı için çok mutluydum.

Saçının teline zarar gelse kahrolurdum, hastaneden yattığını düşünmek kabus gibiydi.

Yavaş yavaş sakinleşmeye başladığında kollarımın arasından çıktı ve yüzünü yıkamaya gitti. Annem de birazdan burada olurdu, Emre onu eve bıraktığını söyleyince çok sorgulamadım. Ortada bir gerginlik olduğu belliydi.

Uyanmayı başardığım için mutluydum. Aslında pes etmeye çok yaklaşmıştım. Sonra birden kafamın içi Derin'in sesiyle doldu. O ses beni karanlıktan alıp aydınlığa sürükledi. Bana sesleniyor, bir şeyler anlatıyor, yanına çağırıyordu. Onu çok özlemiştim.

Uzun bir süre onun o güzel sesini dinledim, sonra ses ortadan kayboldu. Kendimi yeniden karanlığa düşerken buldum. Direniyordum ama bir türlü kurtulmayı başaramıyordum. Sonra direnmeyi bıraktım ve karanlığın beni içine almasını bekledim.

Hareket edemiyor ama etrafımdaki sesleri duyabiliyordum. Tanımadığım bir sürü ses vardı etrafta. Derin'in sesini duydum aralarında ve o ses yoğunlaştım. Bağırıyor, geri dönmem için yalvarıyordu. Öldüğümü düşünüyordu, ona ölmediğimi söylemeyi o kadar çok istedim ki ama bir şey bana engel oluyordu. Sonra Derin'in sesi yavaş yavaş kayboldu. Karanlık yavaş yavaş etrafımı sarıyordu.

Artık bir karar vermem gerektiğini biliyordum. Ya kalacaktım ya da sonsuza kadar gidecektim. Bedenim yorgun düşmüştü ve bu savaşı nasıl kazanacağımı bilmiyordum ama kararımı vermiştim. Daha fazla arada kalamazdım.

Derin'i yalnız bırakmamaya söz vermiştim. Ben de onsuz yapamazdım, dayanamazdım. Derin'i, o güzel gülüşünü düşünmeye başladım. Sonra etraf yeniden aydınlanmaya başladı. Karanlık uzaklaşıyordu. Kazanmıştım, başarmıştım.

Zor da olsa gözlerimi açmayı başarmıştım, Ege yanımda oturmuş bir şeyler anlatıyordu. Gözleri kızarmıştı. Konuşmaya çalıştım ama boğazıma büyük bir acı saplandı. Uyandığımı fark edebilmesi için parmaklarımı hareket ettirmeye başladım. Parmağımdaki hareketlenmeyi fark edince bakışları yüzüme yöneldi. Elimden geldiğince güldüm ona.

"D-Derin... Derin..."

Sonra yeniden canım acıyınca konuşmayı bıraktım. Hızla yerinden kalkıp bağıra bağıra kapıya koşmaya başladı. Normalde olsa onun bu haline katıla katıla gülerdim ama şu anki durum bunun için pek de elverişli değildi.

Odaya hemşireler girince gözlerimi kapatıp uyumaya karar verdim. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Uyandığım zaman da odamda şimdiki gibi yatıyordum ve herkes merakla bana bakıyordu.

Derin yeniden odaya girince düşüncelerimden sıyrılıp onu izlemeye başladım. Yeniden yanıma oturduğunda kendimi toplayıp ellerini tuttum. Merakla ne yapacağıma bakıyordu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.

"Birtanem, şu evlilik işini biraz öne çekmeye ne dersin? Artık sensiz bir saniye bile geçirmek istemiyorum."

HİÇ HESAPTA YOKKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin