Üzgünüm arkadaşlar bilgisayarım bozuk bu yüzden telefondan yazdım gecikme için tekrar özür dilerim upuzun diyemem ama uzun bir bölüm yazdım iyi okumalar.
Can'ın sözlerine hepimiz gülmüştük. Haklıydıda benim kuzenim, Rüzgar GÜÇ hiç ameliyat masasında kalır mıydı?
Doktor yarım saate normal odaya alınacağını akşam ise onunla görüşebileceğimizi söylemişti.
Aras'ın annemi arayıp haber verdiğini görüyorum bir de annemin Ne !! Bana nasıl haber vermezsin? Hangi hastane? Diye bağırdığını işitiyorum.
1-2 dakika sonra Yağız da bizim yanımıza gelmişti sanırım o da babasına haber verdi.
Yarım saat sonra annem ve Özlem hanımlar gelmişti.Tabi annemin Bana nasıl haber vermezsiniz!!! diye cırlamaları başlamıştır.Bi de tirip atmaları.
Akşamın olmasını sabırsızlıkla bekliyorum babamı görmeyi Amerikadayken bile onu bu kadar görmek istememiştim sanırım o zaman iyi olduğunu biliyordum.
Etrafa baktığımda annemin hala gözlerinin dolu olduğunu gördüm ama kadın da haklı ona kocasının vurulduğunu, ameliyattan çıktığını ve iyi olduğunu aynı anda söylemiştik ne yapacağını şaşırmış olmalı.
Melis'e baktığımda yüzünün güldüğünü gördüm.1 saat önce ağlayan kızdan eser yoktu.
Özlem hanımlar kantine inmişti. Büyük ihtimalle Yağız da inmiştir.
Aras ve Can 15 dakika önce falan çıkmışlardı akşama tekrar geleceklerini söylemişlerdi.
Yalın ve Hilal de buradaydı el ele oturuyorlardı onlar da uzun süredir burdalardı.
Peki Poyraz?
Gidip ona bakmak için ayağa kalktım zaten herkes kendi halinde olduğu için beni görmemişlerdi.
Poyraz'ın olduğu odaya sesizce girdim.Poyraz yeni yeni uyandığı belli oluyordu gözlerini kırpıştırıyor ve ayaklarını yataktan sarkıtmıştı.
-Günaydın uykucu şirin.
-Dede iyi mi?
-Evet iyi ve akşam onu görebiliriz.
-Oleyy ben de onu göymek istiyorum.
-Tamam akşam beraber görürüz.
▪▪▪
Yazar'dan
Sonunda akşam olmuştu ve tek gereken şey Rüzgar GÜÇ'ün uyanmasıydı.
Doktarlar ara sıra girip çıkıyordu odaya ama kimseye bir şey söylemiyordu.
Aras artık bu sesizlikten gerçekten çok sıkılmıştı. Odaya giren bir doktor ve 2 hemşire daha oldu. Doktor yine sessizce yanlarından geçecekken Aras doktoru kolundan yakaladı.Ani bir haraketle durdurulan doktor çırpınmaya başladı ama ne fayda.
-Artık bir şey söylesenze lan sürekli girip çıkıyosunuz.
-Lütfen bırakın efendim durum hala değişmedi uyuyor.
-Uyandırın o zaman.
Aras resmen doktorun üzerine tıslamıştı doktor yardım ister gibi etrafına bakındı en sonunda Yalın ayağa kalktı.
-Tamam Aras sakin ol adamı bırak.
-Ama abi.
-Doktor sende git kıyafet falan ayarla biz artık içeri girmek istiyoruz.
-Ama beyfendi b-
-Aması maması yok akşam görebilirsin dedin şimdi sözünde dur. Diye dişlerinin arasından konuştu Yalın ,Hilal hemen kocasını sakinleştirmek için elini tuttu.
5 dakika geçmeden bir hemşire gelip 1 kişinin girebileceğini ve özel kıyafet giymesi gerektiğini söyledi. Bu kişi tabiki de Selma hanım olacaktı( Aygün 'ün annesi) olacaktı gidip yaklaşık 10 dakika sonra yeşiler içinde Selma hanım gözüktü.
Ameliyathaneye girdi.
Tüm kadınlar için zordur bu durum kocasını yoğun bakım da görmek. 1-2 adım yaklaştı kocasının yatağına baktı öylece boş gözlerle gördüklerine hâlâ inanamıyordu kocası,Rüzgâr GÜÇ öylece yatıyordu karşısında.
-Bunu da mı görücektim.Sen hep demez miydin korkma kadınım bana bir şey olmaz diye hani ne oldu Rüzgar.
Kadın yanağından akan göz yaşlarına aldırmadan devam ediyordu ki ne zaman tutuğunu bile bilmedi elinin altındaki el kıpırdadığını hissetti.
Sonra kocasının sesini işitti.
-Kadınım sen ağlama sana hep demez miyim korkma kadınım bana bir şey olmaz diye bak yine bir şey olmadı ufak bir kurşun mu beni öldürecekmiş güldürme beni.
Selma hanım kocasının sesindeki alaycı tonla neye uğradığını şaşırdı hastanede yeni uyanan YENİ yoğun bakımdan çıkan ve ilk sözleri bile alaycı olan tek kişi kocamdır diye düşündü kadın ardından doktora ve koridorda onun çıkmasını bekleyen çocuklarına yakın dostlarına söylemesi gerektiğini düşünüp hemen koridora çıktı.
▪▪▪
Doktorlar hastanın iyi olduğunu fakat bir kaç gün hastanede kalmasını söylemişti tabi Rüzgar Güç buna müsaade etmemişti sabaha kadar kalmaya bile zor ikna etmişlerdi.
Akşam saat geç vakitleri bulurken Rüzgar Bey Ediz Bey ile özel konuşmak istemişti.
-Tekrar geçmiş olsun Rüzgar merak etme sana bunu yapanları bulucaz hala arıyoruz şehir dışına kaçmış şerefsizler.
-Saol Ediz bizim çocuklar da arıyorlar ama sana söylemek istediğim bu değil.
-Nedir?
-Yavaş yavaş güç kaybediyoruz eskiden böyle değildi yolumuza çıkmaya korkarlardı ama şimdi bizi kurşunluyorlar bunun için bir çözüm bulmalıyız güçlü ve birlikte olduğumuzu herkese göstermeliyiz.
-Doğru diyorsun be Rüzgarım ama ne yapıcaz biz hala birlikteyiz mesajı vermek lazım.
-Buldum sanırım.
▪▪▪
Rüzgar ve Ediz Bey aileleri etraflarında toplamışlardı herkes çok merak ediyordu.
Aygün yine her zamanki gibi umursamaz gözüküyordu ama içten içe babasının çok önemli herkes gelmek zorunda cümlesini hatırlayınca çok merak etmeye başlamıştı acaba babası neden onları bir arada toplamıştı?
Yağız da herkes gibi merak ediyordu henüz düşmanlarını bulamamıştı ve başka birine daha zarar vermeden yakalamak ve cezasını vermek istiyordu tabi kendi yöntemleriyle.
Melis düşmanlarıyla ilgili olduğunu ve ikinci bir emre kadar yine ev hapsinde olup dışarı çıkamayacağını düşünüp üzülüyordu.
Deniz gelip gelmemekte kararsızdı ne de olsa kuzenlerdi tam aileden değildi ama Ediz amcasının kesin gel emriyle gelmişti o da düşmanlar ile ilgili bir iz bulunduğunu düşünüyordu.
Tabi hiç kimse gelecek bomba haberi tahmin edemiyordu.
Rüzgar:
-Biz Edizle düşündük ve dost düşman herkese birlikteyiz ayrılmayız mesajı vermeliyiz böylece düşmanlarımız bizim yanımıza yaklaşamaz.Bu sözler Aygün'ü tatmin etmemişti sabırsız bir şekilde konuşmaktan kendini alamadı.
-Yani?
-Yanisi canım kızım siz (Yağız ve Aygün'ü göstererek) ve siz(Deniz ve Melis'i göstererek) sözleneceksiniz biz de dünür olacağız ama sahte bi söz olucak 2 ay sonra ayrılabilirsiniz.
Bu sözleri duyan 4 gençte çok şaşırmıştı hep bir ağızdan konuştular.
-Sözlenmek mi?!?!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Tesadüfüm
Teen Fiction**KESİT** garsonlardan biri önümüze birer içecek koydu. A: Ben bir şey sipariş etmedim. R:Bende. Garson: Bunlar karşı masadaki erkeklerden. A: İstemiyoruz al götür şunu. Garson: Üzgünüm efendim geri alamıyoruz. A:Tamam sen git. Deyip yüzüme şirin bi...