7.Bölüm

5.3K 661 103
                                    


Burcu Güneş - Sinan Akçıl: Seni bir tek 

''Canan Teyze, lütfen yalvarırım!'' Annem işaret parmağını ikaz etmek amacı ile dudaklarına yasladıktan sonra içeride randevusu bulunan beyaz kapıyı işaret etti.

Zeytin, iki elini birleştirmiş anneme neredeyse ağlayacak derece de bir ısrarla yalvarıyordu. Sıkıntılı bir of çektim. Dersten sonra Zeytin annemin çalıştığı kliniğe emrivaki yapıp beni de yanında sürükleyerek çat kapı getirmişti.

''Olmaz Zeytin.'' Annem masasının başında ona bin bir çeşit dil döken Zeytin'e karşı, iki kelimelik cümlesindeki hiç bir sözcüğü değiştirmeden karşılık veriyordu. Sadece cümleye kattığı sesleniş biçimi değişiklik gösteriyordu. Sabırsız,sinirli, sakin, bıkkın... Kati suretle ikisi de ikna yollarının peşindeydi.

''Ama Canan Teyze, ben sizde kaldım. Hem Defne de daha önce bizde kaldı.''

''Kutlamaya gidebilir ama akşam kesinlikle eve geri dönecek.''

''Ama Cana-'' Çalan telefon sesi belki de Zeytin'in yüzüncü kez 'Ama Canan Teyze' diye başladığı ikna çabalarını sonlandırdı. Annem telefonu açtıktan sonra önündeki laptopta bir dosyaya girdi.

Zeytin, yağmurda ıslanmış yavru köpek bakışlarını şu an ona bakmayan annemden çekip, olayın başından beri sessizliğini muhafaza eden kişiye döndürdü.

At kuyruğu yaptığım saçımın ucundan hafifçe çekerek tıslarcasına konuştu.

''Defne konuşmayı becerebiliyorsan biraz bana destek çıksan?''

''Anneme söylerim bırak saçımı.'' diye şakalaştım.

''Bebek!''

Annem telefonu kapattığı an, Elif Hanım ile hastası Zeytin'in tüm gürültüsüne rağmen sükûtun sağlanmak için çabalandığı koridora adım atmıştı. Kendi gibi kalabalık enerjisini etrafa saçan Zeytin'i montunun ucundan tutup biraz daha yanıma çektim. Ayak altında olmak istemezdim, özellikle annemin iş yerinde bir problem yaşamasını hiç istemezdim.

Elif Hanım, hardal rengi bir kazağın altına koyu lacivert bir kot pantolon giymiş şık ve rahatlığı aynı anda sahiplenmişti.

''Tamam o zaman, haftaya görüşürüz Sinan Bey.'' Adının Sinan olduğunu öğrendiğim adam ile tokalaştılar.

Adam bize selam verince hep bir ağızdan yükselen iyi günler temennilerimiz ile klinikten ayrıldı.

''Defne, hoş geldiniz!'' Bakır rengi sağlıkla parlayan dalgalı saçını kibarca geriye attı. Bal rengi gözlerinin ışıltısında yorgunluğun yükü yoktu; kendi söküğünü diken iyi bir terziydi o.

''Hoş bulduk Elif hanım, nasılsınız?'' diye sordum.

Bakımlı ellerini birbirine kenetlerken hafifçe öne eğildi. ''Sağlığınıza duacıyız. Zat-ı âliniz nasıllar Defne Hanım?''

''İyiyim...Elif Abla.'' diyerek hitabımı değiştirirken gülümsemiştim.

Kendisine hanım diye hitap etmemi istemediğini daha önceki karşılaşmalarımızda birçok kez söylemişti. Ben ağız alışkanlığı böyle söyleyince o da Defne Hanım diye beni taklit edip balık hafızamı irdelememi sağlardı.

''Bu genç bayan kim?''

Elim ile Zeytin'i gösterip''Zeytin, Elif Abla. Elif Abla, Zeytin.'' diye takdim ettim.

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin