"29 Haziran yarın 18 yaşıma basıyorum. Önümüzdeki yılki üniversite heyecanımız artmaya devam ediyor. Günler geçmiyor gibi... Melisayı çok üzmüş olabilir miyim? Onun elinden ilk ben mi tutmalıydım? Ezelin bana vurduğunu nasıl söylerim. Onun dik başlılığının ve asi bakışlarının kabarmasını istemem. Aras ve Benim gibi babasız kalması veya baba düşmanı olmasına nasıl dayanılır... Bugün daha farklı hissediyorum. Hislerim daha kuvvetli melisayı hiç bu kadar çok arzulamamıştım bu durumum devam ederse neler olacağını kestiremiyorum... Bütün vücudum anı daha yoğun yaşıyor. Düzelmesini umut ediyorum ve yorgunluk şimdi uyuma vakti." Diye yazdı ve kalemi bıraktı... Gecenin karanlığına kendini bıraktı.
Victor sabahın ışıkları ile birlikte kapının önünde yerini aldı. Kapıyı yumruklarcasına vurdu. Poyraz ne olduğunu şaşırdı kapıyı açtığında Victor'un ilginç teklifi onu şok etti.
"Sen ne zamandır benimle bir şeyler yapmak istiyorsun." Dedi.
"Bak Melisadan uzak durmaya çalışıyorsun sana fırsat." Poyraz sinirlenip ses tonunu yükselterek... "Sen beni düşünme." Dedi. "Tamam, Melisa bugün seni görmeye gelecek. O morarık yüzle mi karşısına çıkacaksın?"
Aras pijamalarıyla kapıya doğru yaklaştı. "Ne oluyor ya ne bağrışıyorsunuz sabah sabah." Dedi.
Victor onun haline gülümsedi. "Günaydın Aras." Diyerek karşılık verdi.
Aras uykulu gözlerini ovuşturdu. "Victor günaydın biraz geç gelseydin uyuyorduk." Diyerek ekledi.
"Evet, konuşmanızı bölmek istemem ama Victor bizim dağ evinde mangal yapalım Bir şeyler içelim diyor. Ne dersin gidelim mi?"
Aras bira düşündü. "Sen ne diyorsan o ama ben gidelim diyorum."
"O halde siz hazırlanın ben sizi alırım."
"Victor benim arabayla gidelim. Biz seni alırız."
"Tamam... Olur" Victor oradan uzaklaşmaya başlarken, Poyraz kapıyı örttü.
Aras ona baktı. "Senin kafana ne düştü saksı olamaz daha ağır bir şey olmalı." Dedi.
Poyraz halsiz bir halde kanepeye oturdu. "Ne yaptım şimdi ben. Kendimi kötü hissediyorum benimle uğraşma." Dedi.
"Tamam, sen nasıl istersen git hazırlanmaya başlayalım. Ne bakıyorsun hadi git git..."
Kristen ve Melisa, Emilyi evden alıp sahilde ki kafe ye doğru ilerlediler. Sıra sıra evlerin arasından geçip yükseltinin daha çok azaldığı sahil tarafına ilerlediler. Yükseltinin azaldığı ve sıcaklığın daha çok arttığı hissediliyordu. Bir süre yeşil alandan sonra kafe ye vardıktan sonra arabadan inip etrafı göz gezdirdiler. Karşılarında sahil kumunun güzelliğini sonsuz mavi renkteki deniz tamamlıyordu. "İşte geldik." Dedi Melisa. Kristen ona doğru döndü. "İnanamıyorum ya burayı adam edeceğiz." Dedi. "Sahilde doğum günü partisi yapmak kimin fikriydi."
Melisa gülümsedi. "Kristen'ın." Dedi.
"Evet, benim fikrimdi ve yine de arkasındayım Emily.
"Tamam, o halde başlayalım." Kafe'nin sahibi iri göbekli ve bir o kadar da uzun olan Bay Eric ağır adımlarla kızlara doğru yaklaştı.
"Hadi bakalım, hem temizleme hem de düzenleme işi sizde. Ücretinizde indirimi ancak böyle alabilirsiniz." Dedi. Emily Melisa'yı göz hapsine aldı. "İnanmıyorum! Melisa sırf bu yüzden bu çöplüğü toplayacağımı düşünmüyorsun, umarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ KALP
FantasyTwitter: @YediKalp Konu: Yılların eskiliğine dayanan ve dört kardeşe aileleri tarafından bırakılan doğaüstü bir mirasın başlarına bela olmasını anlatan. Bu kardeşlerin hayatlarındaki, diğer insanlara, arkadaşları ve onların ailelerine kadar etki ed...