Sabaha doğru ilginç seslerle uyandım... Bu sabah çok karanlık ve aklım eskisinden daha karışık... Anlam veremiyorum sanki daha çok kırgınım sana... Sunless'ın havası bugün daha karanlık ve ters giden bir şeyler olduğunu çokça hissettiriyor. Camdan baktığımda çığlıklar eşliğinde herkes kaçışıyordu... Emilyi uyandırdım. Neler döndüğünü anlamak için onu aramak istedim. Aradım ve meşgul çalıyor telefon telesekretere düşüyordu. Emilyi ise annesini uyandırmaya gönderdim...
Melisa sorması gereken bi kaç soru olduğunu tekrar tekrar düşündü ve tekrar tekrar Kuzeyi aradı. Kuzey telefonu açtığında Vilademir diyarının mührünün çözüldüğü ve dönüşüm geçiren vampirlerin serbest kaldığını söyledi. Ayrıca Sunless şehrinde sokağa çıkma yasağı getirildiğini söylüyordu. Melisa'nın duyduğu bu cümlelerin etkisi tedirginlik oluyordu. Sakinleşmek için yatağa oturdu. Biraz zaman sonra odaya giren Emily, Melisayı görünce deliye döndü. "Ne oluyor... Bu halin ne?" Dedi. Melisa delirmişçesine bakarken aynı zamanda anlamsız bi şekilde Emilye doğru gülümsüyordu. "Biz bittik..." Dedi. Emily Melisayı tokatladı ardından sokaktan, dönüşen vampirlerden gelen çığlıkla kendine geldi. "Aman tanrım bu da ne? Melisa..."
"Kuzey Vilademir diyarındaki mührün bozulduğunu söyledi." "Yani!"
"Yani, bütün o dönüşen vampirler herkese saldırıyor artık özgürler." "Ne yapacağız peki, kalk kendine gel."
"Annene söyle merkezdeki en büyük sığınağa geçin herkesi oraya topluyorlarmış."
"Sen nereye gidiyorsun."
"Eve yarım kalan bir mevzum var."
"Annem geçer, ben seninle geleceğim." Dedi, Emily bu cümleleri ağzından kaçırmış olsa da geri adım atmamaya kararlıydı. Annesine bu olayları anlatıp Victor ile doğru yolu buldurduktan sonra Melisa ile Son olarak mutfağa geçip ellerine aldıkları ekmek bıçaklarıyla korunabileceklerini düşündüler. Melisa ve Emily kapıyı açıp evden dışarı adımlarını attıklarında ise yere doğru bir kâğıt süzüldü. Eline aldı Melisa ve okudu. Kâğıtta "Onları bize verin... Yaşayın." Yazıyordu. Anlamsızca bakıştılar... Emily kâğıdı çekip ardından katlayıp cebine attı. İnanılmaz bir koku ve tamamen güneşsiz bir Sunless ile başa çıkmaları gerektiğinin farkına varmışlardı. Etraf çok dağınık ve insanların bağrışmalarına bürünen şehrin kararlılığı mide bulandırıcıydı. Bir yanda ölenlerin organları bir yanda kan izleri... Bu dönüşüm geçiren yaratıklar yayıldıkça şehir daha çok karmaşıklaşacaktı. Biran önce bunu önlemelerinin farkındaydı Melisa. Kısa bir süre sonra kendi evine vardığında kapıyı delercesine yumrukladı, kapıyı açan olmayınca cebindeki anahtar aklına geldi. O sırada Emily ise telefonundan grup mesajı ile Arasların evinde buluşuyoruz yazdı. Melisa kapıyı araladı. Biraz ileriye doğru baktı yerde kan izlerini gördüğünde beyninden vurulmuşa döndü. Tüm evin odalarına bakarken baba ve Burçak serzenişlerine cevap dönmüyordu. Emily onun elinden tuttu. "Kimse yok görmüyor musun? Birde bağırıyorsun yerimizi belli edeceksin acele et..." Dedi. Melisa hiç bir şeyi duymuyordu. Tek odaklandığı kan izlerinin üst kata çıktığıydı. "Ya burada kal, ya da benimle yukarıya gel. Seçimi sana bırakıyorum." Dedi.
" Tamam, bana bir seçim yaptırmak istiyorsan ben burada beklerim." Melisa başını onaylar şekilde salladı. Şöminenin yanındaki demir aleti aldı. Ve yukarı doğru çıkmaya başladı. O kadar midesi bulanıyordu ki tansiyonunun düştüğünü farkına varabilirdi. Önce yatak odasına girdi. Odadaki bütün gizli bölümlere dolaplara baktı. Kan izleri iki odaya da gidiyordu. Kendi odasına doğru ilerledikçe başı dönmeye başlıyordu. Kapı aralıydı iteledi. Karşısında ki dolaba sessizce ilerledi ve kapsını açtı. Burçak tam anlamıyla çığlık bombasıydı. Melisa Burçak'ın ağzını kapatmaya çalışsa da bu yeterli gelmeyecekti. Vampirden dönme yaratıkları eve doğru çekmesi an meselesiydi. Emily yaratıkların eve doğru geldiklerini görünce yukarı çıkarak bağırdı. Melisa açık olan camları kapatmalarını istedi. Onları bir süre oyalar. Camları kapattıktan sonra Burçak'a döndü. "Sen iyi görünüyorsun. Bu kan kimin?" Dedi. "İçeri bir yaratık girdi ben onu yaraladım gibi oldu, sonra yukarıya saklandım." Emily şaşırırken onun kollarını kontrol amaçlı tuttu. "Ne, Melisa bu ne diyor içerde o yaratıklardan biri olabilir mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ KALP
FantasyTwitter: @YediKalp Konu: Yılların eskiliğine dayanan ve dört kardeşe aileleri tarafından bırakılan doğaüstü bir mirasın başlarına bela olmasını anlatan. Bu kardeşlerin hayatlarındaki, diğer insanlara, arkadaşları ve onların ailelerine kadar etki ed...