9.Bölüm(Geçmiş)

57 1 2
                                    

Victoria yüzündeki tebessümle anlatamaya başladı. "Bakın bu anlattıklarımdan sonra şaşırabilir siniz hatta ölebilirsiniz. Başta inkâr edeceksiniz çabuk kabullenmeniz geç kalmamızı önleyecektir." Dedi.
Kristen şaşkınlıkla baktı. "Neye geç kalıyoruz." Dedi.
"Kristen lütfen soru yok anlattıklarımdan sonra soru sorabilirsiniz."
"Nasıl soru yok bu işe beni de dâhil ediyorsanız sorularıma cevap vermelisiniz."
"Sorularını sona sakla dedim farklı bir dil kullanmadım."
Kristen başını aşağı indirdi. "Tamam, sakin ol. Devam et." Dedi.
"Öyleyse başlıyorum... Yıllar önce üç dağın arasında yaşayan doğaüstü varlıklar arasında inanılmaz bir savaş çıkıyor ve bu savaşın en başında Annemiz Elizabeth geliyor.
Poyraz gözlerindeki ateşi Victoria ya çevirdi. "Annemiz mi?" Diyerek şaşkınlığını gizleyemedi.
"Evet, Annemiz Elizabeth kendi ırkını tehlikeye atacak bir şeyler yapmış. Cadı topluğunu yöneten bir kişinin bunu yapması tabi ki de tehlikeli... Aras ve Poyraz sizin babanız bir vampir topluluğunu yönetiyor imkânsız bir aşka tutulmuş. Annemiz ile iki ırkı kandırıp evlenmiş ve sizler doğmuşsunuz. Tabi cadı ve vampir topluluğu kandırıldıklarını öğrenince babanızı vahşice öldürdü. Çok güçlü bir vampir olduğundan tabi sonuçları da vahşice oldu. Elizabeth doğaüstü güçlerinizi engellemek için bir büyü hazırlayıp size içirdi. İkinizi de yeraltı mağarasına tabuta koyarak mühürledi. Sonuç olarak büyü sayesinde on sekiz yıl doğaüstü güçleriniz açığa çıkmadı."
Aras başını yukarı kaldırdı. "Söylemek çok zor ama anladığım kadarıyla ben ve Poyraz vampir ve cadı soyundan geliyoruz. Elizabeth bizim gerçek annemiz ise sizler bunu nereden biliyorsunuz."
"Devamı var. Kuzey devamını sen anlatır mısın?"
"Tabi... Bu savaştan sonra annemiz Elizabeth Victoria ve Benim babamızın yani kurt adam kabilesini karıştırmaya başlamış ikiz çocukları olmuş onlara da Kuzey ve Victoria adını koymuşlar."
Kristen elini masaya vurarak. "Bu durumda siz dördünüz kardeşsiniz." Dedi.
"Evet, Kristen annemiz Elizabeth, Bir durum da Kuzey ve ben olmasaydık Poyraz ve Aras şu zamana kadar tabutlarda ölü vaziyette olacaklardı."
Poyraz eliyle alnını ovuşturdu. "Lanet olsun hayatımızın bundan sonra boka saracağını anlamalıydım." Dedi.
"Poyraz biraz sakin olmalısın ani davranışlarla bir sonuca varamayız."
"Biliyorum aklım yerinde Victoria."
"Mühürlenen mağaradan ikinizi de biz çıkardık. Tabi bebektiniz o zaman bu eve getirip bıraktık. Size bakan Bayan Stewing oldu. "
Kristen kuzeye doğru döndü. "Peki, Sunless'ın güneş görmemesiyle ilgili bir alakası var mı?" diyerek bir soru yöneltti.
Kuzey yüzündeki tebessümle "Tabi ki alakası var. Annemiz Aras ve Poyraza büyü yaparken şöyle demiş; "Doğaüstü güçleri dışa vurana kadar Sunless gün yüzü görmesin."
"Annemiz kafayı yemiş olmalı."
"Evet, Aras bu büyüden sonra Tanrı çok kızmış olmalı ki Annemiz Elizabeth gücünü yitirmeye başladı. Vucudu kabuk bağlayarak çirkin bir hal aldı."

Poyraz doğruldu eğik başını kaldırdı. "Ve zamanla ölüp gitti. Öyle değil mi?" Diyerek devam etti.
"Evet, o bir büyücü fazla kara büyü ne yazık ki öldürüyor."
"Bakın her şeyi anladık peki neye geç kalıyoruz."

Victoria derin bir nefes alarak. "Aferin Kristen her şeyi başa geri döndürdün." Dedi.
"Hayır, anlattıklarım bittikten sonra soru sorabilirsin dedin ve sorum bu."

"Bu üç ırk vampir cadı ve kurt adam tek bir doğaüstü gücü kullanıyor. Biz dördümüz ise melez güçlerimizle yani vampir cadı ve kurt adam cadı güçleriyle o üç ırkı yok edecek düzeyde bir yapıya sahibiz. Bu yüzden ölmemizi isteyecekler çoğalmamızı engelleyecekler ve bizim yakınımızda olan her kim varsa canımızı yakmak için onları kullanacaklar. Tabi dördümüz bize verilen güçleri doğru kullanmalıyız. Bu durumdan dolayı; Kristen çok dikkatli olmalıyız senden başka bu olayları kimse öğrenmemeli."

"Ne yani... Ben şimdi ne yapacağım kim koruyacak."

"Daha duyduklarını bilmiyoruz ya da etrafta arıyorlardır. Bak sana bir ipucu gündüz saldırıları pek olmaz. Akşam olduğunda da buraya gelip kalabilirsin. Tabi korkarsan..." Poyraz kısık bir sesle dilinden dökülen. "Su verirmisiniz dudaklarım kurudu." cümlesiyle araya girdi. Aras bir bardak su almak için evin salonuna çıktığında Kuzey "Emin misin? Su istediğine" Dedi. "Sen ağzın kuruduğunda sudan başka ne içiyorsun."

YEDİ KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin