Yıllar geçmesine rağmen hafızalarının bu kadar güçlü olmasının tepkisi diğerlerinin birbirlerine bakışından anlaşılıyordu. İşaretlenmiş ilk ağaç sıralamada yerini alırken, Kuzeyin başını kaldırarak bir köpek gibi havayı soluması dikkat çekse de, onun ne olduğu biliniyordu. O hali sorun olmazdı. Kristen "Bir psikopat gibi havayı soluyor." Düşüncelerine kapılırken kendini kontrol etmeyi bir şekilde başarıyordu. Victoria ona doğru biraz eğildi. "Sen ne yapıyorsun? Ayı gibi nefes alıyorsun diğerlerini korkutacaksın." Dedi. "Farkındayım ama o ağacı bulmalıyız, ilk ağaç yol kenarlarında bir yerde olmalı." Victoria ve Kuzey birbirlerine sitemde bulunurken, bir çığlık gökyüzünde "Buldum..." Diyerek yankı buluyordu.
"Burçak lanet olsun... Neden birbirinizi kollamıyorsunuz?"
"Victoria bizde anlamadık nereye gittiğini."
"Evet, bir anda kayboldu yanımızdan."
"Hey, buldum diyorum siz halen vıdı vıdı."
Hayır, şarkı söylüyordum." Diyerek cevap vermeyi seçiyordu.
Victoria sinirlerine hâkim olamadı. "Sen bizimle gelerek başımıza bela mı olacaksın ha..."
"Yine ne yaptım Ben size yardım etmek istedim."
Sinirleri dinmeyen Victoria Burçağın kolundan tutup sarsmaya başladı. "Sana bir şey olursa Melisaya ne cevap vereceğiz."
"Daha büyüğü Ezel var."
Aras Burçağın kolunu Victoria'nın elinden kurtardı. "Tamam, yeter Victoria sus artık." Dedi.
"Aras haklı üstüne gitme. Bu andan itibaren yapamaz."
"Ama Kuzey, bize emanet... Emanet bile değil."
"Lanet olsun hava kararıyor, dördünüz çocuklar gibi tartışıyorsunuz."
Bir anda Kristen bütün dikkatleri üzerine çekti. Şok dalgası akıllarını başına getirirdi, buna inanmak istedi. İlk ağacın bulunduğu yere doğru yol alırken havanın kasvetli oluşu artmaya devam ediyordu. Sunmeete ters orantılı giden otoban yolunun hizasına ilerleyip ağacın yanına doğru yaklaşınca Victor ve Kuzeyin anıları canlanmaya başlıyordu. İşaretlenmiş ilk ağaç, yıllar geçmesine rağmen ormana giriş kapısı gibi duruyordu. Bu kapıyı aştıktan itibaren, yokuş aşağıya doğru inen düzlük bir alan ve Sunmeete doğru duran bir gölet yer alıyordu. Şaşırtacak güzellikte olan ova kuş cıvıltılarla bürünen Sunless ve Diyarların arasında yer alan bu yer yeşilin ve mavinin her tonunu görenlerin yüzlerinde tebessüm oluşmasına neden oluyordu. Gölün kenarında küçük bir kulübenin yer aldığını görmek Victoria ve Kuzeyi motive etti. Gölün kenarına emin adımlarla yürürken, aşmak oldukları bir su birikintisi olduğunun farkına varıyorlardı. Kuzey kulübenin yanına doğru yöneldi. Etrafında her hangi bir durumda olan kayık aramaya başladı. Kulübenin dış çevresinde bir kayık vardı. Bu kayığın bozuk olup olmadığını kontrol etmek istedi. Ancak alt tarafından bir kırılma olduğunu fark etti. "Buradan sızıntı olabilir." Dedi. Hemen arkasında duran Victoria çatlağa bakmak için eğildi. "Bir tane daha yedek kayık olmalı." Diyerek karşılık verdi. Kristen Aras ve Burçak kulübenin içini araştırmaya başlıyor, normal ev görünümündeki dizayn burada birinin yaşayabileceğini doğruluyordu. Eğer böyleyse biraz daha acele etmelilerdi. Bir süre sonra kulübenin altından göle doğru açılan bir kapı olduğunu fark edip harekete geçtiler. Bu kapı içerden açılıp, ayrıca kayığın halatı olduğunu yine Victoria büyü ile görebiliyordu.
Burçak ona döndü. "Evet, Victoria bunu halledebilirsin." Dedi.
"Bunu inat olsun diye mi söylüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ KALP
FantasyTwitter: @YediKalp Konu: Yılların eskiliğine dayanan ve dört kardeşe aileleri tarafından bırakılan doğaüstü bir mirasın başlarına bela olmasını anlatan. Bu kardeşlerin hayatlarındaki, diğer insanlara, arkadaşları ve onların ailelerine kadar etki ed...